FT: Erdoğan'ın Kürtlerle barışmak için son şansı

FT: Erdoğan'ın Kürtlerle barışmak için son şansı

İngiliz Financial Times gazetesinde David Gardner imzalı bir yazıda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kürtlerle uzlaşma şansını giderek azalttığı yorumu yapılıyor.

"Erdoğan'ın Kürtlerle barışmak için son şansı" başlıklı yazıda Türkiye'nin Ortadoğu'nun karmaşası içerisinde bir istikrar ve ılımlı İslam sembolü olarak yıllarca öne çıktığı ifade ediliyor.

"Ancak yaklaşık 10 yıl Başbakanlık görevini yürüttükten sonra Cumhurbaşkanlığı görevine yükselen Erdoğan, bir zamanlar büyük ümitler taşıyan çözüm sürecini bir kenara atma ve ülkesini krize sürükleme riskiyle karşı karşıya" denen yazıda, Kürtlerle yaşanan kırılma noktasının ise Kobanê olduğu vurgulanıyor:

"Türkiye'deki Kürtler, Türkiye'nin tankları sınırda hareketsiz bir şekilde beklerken, hemen karşı taraftaki Suriyeli kardeşlerinin Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanlarınca katledilme riski içerisinde olduğunu görünce öfkeyle doldu. Türkiye'nin güneydoğusundaki protestolarda onlarca kişi hayatını kaybetti. Ankara ise Kürt şehirlerinin sokaklarına tanklar dikti. Şimdiyse 18 ay önce PKK ve Ankara arasında ilan edilen ateşkes sallantıda."

Yazıda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bu hafta içerisinde PKK'nın mevzilerine yönelik hava saldırıları düzenlediği de hatırlatılıyor.

Erdoğan'ın çözüm sürecinden ne elde etmek istediği ise şu şekilde özetleniyor:

"Erdoğan, Türkiye'nin güneydoğusunda Kürtlere bir miktar özerklik verip Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi ve Suriye'deki kurtarılmış Kürt bölgeleri üzerinde bir etki alanı yaratmak istiyordu. Ancak geçtiğimiz yıl Türkiye'nin NATO'daki müttefikleri bu tutumun Suriye ve Irak'ın toprak bütünlüğünü tehlikeye atabileceği endişesini dile getirmeye başladı. Ancak bu yıl her iki ülkede de IŞİD tehdidi patlak verince Türkiye'den yardıma gitmesi isteniyor."

Türkiye'nın Kürtlere askeri yardım sağlamamasının 'anlaşılabilir' olduğu ifade edilen yazıda, Ankara'nın müttefiklerinin de bölgeye asker göndermeye yanaşmadığı hatırlatılıyor.

Erdoğan'ın ABD önderliğindeki koalisyon güçlerine yönelik stratejisini eleştirmesinin de haksız temellere dayanmadığı vurgulanıyor ve "Ancak Erdoğan Kobani'ye gönderilmek istenen yardımları da engelliyor" deniyor.

Erdoğan'ın Türkiye'nin milliyetçi tabularını zorlayarak PKK lideri Abdullah Öcalan ile bir diyalog kanalı açtığı hatırlatılan yazı şöyle devam ediyor:

"Ancak geçtiğimiz hafta Erdoğan PKK ve IŞİD'in birbirinin aynısı olduğunu söyledi ve Kürtlere iki mesaj verdi: İlki Kobani'nin düşmesine izin verebileceği, ikincisi ise Kürt etki alanının genişlemesindense IŞİD'in ilerlemesini tercih edeceği konularıydı. IŞİD'i PKK ile kıyaslamak son derece anlamsız. PKK IŞİD gibi kafa kesip, işkence edip, kitleleri köleleştirmiyor."

Türkiye'nin bugüne kadar Kürt sorununa derinlemesine baktığı ifade edilen yazıda, "Mevcut Kürt liderler, Türkiye'nin Kürt sorununu birlikte çözüme ulaştırabileceği son nesil" yorumu yapılıyor.

Irak Kürtlerinin de Türkiye'de bir çözüm görmek istediği de vurgulanıyor ve "Aksinin radikalleşen bir ümitsizlik olduğunu görüyorlar" deniyor.

David Gardner'in yazısı şöyle sonlanıyor:

"Erdoğan büyük riskler alıyor. Çözüm sürecinin komşu ülkelerdeki Kürt hareketlerini de birleştiren bir pan-Kürdistan idealine dönüşmesinden endişe etmeye başlamış olabilir. Ancak amacı ne olursa olsun politikalarının Türkiye'yi böldüğü açık. Ülkenin 5'te 1'i Kürt. Diğer bir 5'te 1'lik kesim ise Alevi. Bu kesimler giderek Sünniliğe vurgu yapan politikalardan rahatsız. Erdoğan dikkatli olmazsa Türkiye'nin kapılarını Orta Doğu'nun mezhepçiliğine açabilir."