Financial Times gazetesinde bugün yer alan bir yazıda, Türkiye'nin sınırlarından cihatçıların geçişine göz yumduğu tartışması yer alıyor.
Yazıda özetle şu ifadeler yer alıyor:
"Geçen aylarda ABD ve NATO müttefikleri, Türkiye'yi 'sınırlarını kontrol etmemek ve yabancı cihatçıların IŞİD'e Türkiye üzerinden geçmesine engel olmak için gerekli önlemleri almamak' ile suçlamıştı.
Hatta bazı tartışmalarda Türkiye'nin, Suriye Başkanı Beşar Esad'ın devrilmesi konusunda çok istekli olduğu ve sınırında özerk bir Kürt bölgesi istemediği için cihatçıların geçişine göz yumduğu öne sürülmüştü.
Ancak Ankara'nın bu hikayeye dair açıklaması farklı. Buna göre Batılı müttefikler, başarısız olan IŞİD karşıtı politikalarını gizlemek için uğraşan Batı, Türkiye'nin sınırlarındaki kontrolün artmasını bile yeterince takdir etmiyor.
Bu ay başlarında ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Sınırdan çok fazla savaşçının geçmesine izin verdiğini kabul ettiğini" söylemişti. Erdoğan'ın böyle bir yorum yapmadığı açıklaması üzerine Biden, Erdoğan'dan özür dilemişti.
Erdoğan, hükümeti IŞİD'i desteklemekle suçlayanları "hainler" olarak tanımlamış ve bu iddiaların aslı olmadığını belirtmişti."
Yazıda, ABD'ye yönelik eleştirilere de yer veriliyor:
"Bazı diplomatlar, ki içlerinde Türk olmayanlar da vardı, ABD'nin Türkiye aleyhindeki konuşmasının biraz da kendi IŞİD'le mücadele politikalarındaki hataları örtmek için olduğunu ileri sürmüştü. Bu kişiler, Ankara'dan taleplerin artmasının, ABD Başkanı Obama'nın 'IŞİD'e karşı henüz bir stratejimiz yok' açıklamasından sonra geldiğini belirtmişti.
Türk yetkililer, Nisan'dan bu yana, Suriye'yle 900 kilometrelik sınırdaki kontrolün gözle görünür şekilde arttığını, havaalanındaki taramaların da sıkılaştırıldığını ifade ediyor.
Ankara ise artık müttefiklerin harekete geçmesi ve işbirliğini artırması gerektiğini söylüyor. Ayrıca yabancı cihatçıların artışındaki asıl sebebin, Batı toplumundaki bazı Müslüman toplulukların dışlanmasından kaynaklandığını öne sürüyor.
Bir Türk yetkili, 'Asıl sorun kimlik ve entegrasyon' diyor. Yetkiliye göre bu sorunlar ortaya konmazsa, yabancı cihatçılar ülkelerine geri dönse bile, bu kez farklı yerlere hareket edebilir."
Türk bir yetkili, yurtdışından gelen cihatçıların ülkeye girişini önlemek için profil çıkardıklarını belirtiyor:
"Yetkili, cihada katılmak isteyenlerin hangi ülkelerdeni hangi havayollarıyla, hangi rotalardan geldiklerini çözmeye çalıştıklarını ve bir profil çıkarmaya çalıştıklarını söylüyor.
Profil çıkarırken, o ülkelerdeki Müslüman sayısının yoğunluğuna bakılıyor ve yabancı cihatçıların sayısının, o ülkedeki Müslüman sayısına oranı alınıyor.
Bu konuda uluslararası işbirliği artmışa benziyor. Ankara bu yıl 470 şüpheliyi sınırdışı etti ve 80'den fazla ülkeden 7 bin kişiye 'ülkeye giriş yasağı' koydu.
Ancak yetkili, Avrupa ülkelerinin yeterli bilgi vermediğindne yakınıyor ve Interpol'ün şüpheli yolcularla ilgili "bilgi haznesi" oluşturmasını talep ediyor.
'Eğer bize bu kişilerin kim oldukları uçağa binmeden önce söylenirse, biz de ülkeye girişlerini engelleriz' diyor."
"Ancak Türkiye içinde radikalleşen İslamcılar hala uluslararası bir tartışmanın konusu.
Geçen günlerde Danimarka, İslam'ı eleştiren bir karikatürü öldürmekle suçlanan şüphelinin serbest bırakılması nedeniyle Türkiye'yi eleştirmiş, bu tutumun 'anlaşılamaz ve kabul edilemez' olduğunu söylemişti.
Türkiye'nin buna cevabı, 'Şüphelinin serbest bırakılmasının yürütmeyle değil yargıyla alakalı olduğu' yönündeydi.
Ama Danimarka Adalet Bakanı, Financial Times'a yaptığı açıklamada 'Henüz kapsamlı ve tatmin edici bir açıklamanın kendilerine ulaşmadığını' söylüyor.
Ankara hala IŞİD'le yapılan müzakere sonucu 46 Türk vatandaşının hangi koşullarda bırakıldığına dair detaylı bir açıklama yapmadı."