Fuat Uğur: Eğer bu helikopter büyük kapışmanın kurbanı ise, kime ne için mesaj verildi?

Fuat Uğur: Eğer bu helikopter büyük kapışmanın kurbanı ise, kime ne için mesaj verildi?

Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur, İstanbul Büyükçekmece'de düşen Eczacıbaşı Grubu'na ait Sikorsky S-76 tipi helikopterin düşmesine ilişkin olarak, "Tam da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Rusya’yı ziyareti ve Vladimir Putin ile görüşmesi esnasında yaşanıyor bu elim ve 'tesadüfî' kaza" dedi. “Tesadüfî' diyorum çünkü dünyada büyük bir kapışma var" görüşünü savunan Uğur, "Eğer bu helikopter bu büyük kapışmanın kurbanı ise, kime ne için mesaj verildi, ne amaçlandı onu sorgulamakta fayda var gibi görünüyor" yorumunu yaptı.

Uğur'un Türkiye gazetesinde "Düşen helikopter büyük kapışmanın kurbanı mı?" başlığıyla yayımlanan (11 Mart 2017) yazısı şöyle:

Dün tuhaf bir şaşkınlık vardı İstanbul’da.

Mülki idare amirliklerinden belediye başkanlarına, ilgili kurumlardan vatandaşa kadar.

Eczacıbaşı firmasına ait helikopterin TÜYAP kitap fuarının hemen yanındaki televizyon kulesine çarpması ve parçalanarak yola düşmesiyle ortaya çıkan infilak, ardından 7 can kaybı.

İki pilot, biri Eczacıbaşı’nın Rusya’daki tesislerinin Genel Müdürü, diğerleri de onların Rus misafirleri olmak üzere tam 7 can...

Kaza esnasında TGRT Haber’de Cem Küçük ile Medya Kritik programında olduğumuz için canlı yayını birlikte götürdük epey süre. Uçağın kime ya da hangi kuruma ait olduğu uzun süre öğrenilemedi. Yangın söndürme helikopteri dendi ama doğru çıkmadı. Ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) ait olduğunu söyleyenler de oldu, Orman Bakanlığı ya da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yangın söndürme helikopteri olduğunu “bildirenler” de.

Sonunda İBB “Bize ait değil” dedi.

Olay sıcak ama tuhaf bir rehavet vardı kurumlarda.

Allah’tan Cem Küçük’e Eczacıbaşı’ndan gelen istihbaratlar ve TGRT Haber mutfağının yoğun çalışması sayesinde epey bilgiyi paylaştık.

İstanbul Valisi Vasip Şahin ise neredeyse bir saat sonra mikrofonların karşısına geçtiğinde söylediklerinde bizim aktardıklarımızdan fazlası yoktu.

Herkes bu kazanın teknik ya da hava şartlarına bağlı olarak meydana geldiği konusunda hemfikir. Bulgular buna işaret ediyor.

Sis şartları tamam. Ama Türkiye Havayolu Pilotları Derneği (TALPA) Başkanı Ayhan Günal farklı fikirde:

“Sis şartları ancak kalkışta ya da inişte önemlidir. Havadayken ciddi bir risk olarak görülmez...”

Teknik bir arıza olabilmesi ihtimali ise düşük görülüyor çünkü yine epey zaman sonra açıklama yapan Bülent Eczacıbaşı’nın da bildirdiğine göre helikopter son derece donanımlı. Dahası bilenler bilir, TC-HEZ tescilli S-76C-2 tipi çift motorlu Sikorsky helikopter, pratikte binlerce kere denenmiş en son modellerden biri.

Sorular bu yüzden kemiriyor kafaları.

Örneğin tam da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Rusya’yı ziyareti ve Vladimir Putin ile görüşmesi esnasında yaşanıyor bu elim ve “tesadüfî” kaza.

“Tesadüfî” diyorum çünkü dünyada büyük bir kapışma var.

Sadece Amerika’nın içinde değil. Avrupa’da, Rusya’da, Çin’de, İran’da ve Türkiye’de de aynı zamanda. Her yerdeki dengeler farklı.

Çin kendini ulusal çıkarlarıyla tahkim etmiş durumda, milim kıpırdamıyor. Ama Küreselcilerle mutlu mesut ilişkisi de Trump ile birlikte sona ermiş görünüyor.

Küreselcilerin Rusya’ya yönelik operasyonlarının bazıları Türkiye üzerinden gerçekleştirildi. Düşen uçak olayı ve Karlov suikastı gibi. Kimi tezgâhlar için de saha olarak Yunanistan ve İsrail seçildi.

Putin Türkiye’nin verdiği mücadeleyi görüyordu. Kaçın kurası eski KGB ajanı hiç acımadı. 2 Şubat 2017’de hepsi de en kritik mevkilerde olan 16 generaline işten el çektirdi. Bu arada evlerinde ölü bulunan istihbaratçıların, generallerin haddi hesabı yoktu.

Türkiye ise epey karıştırıldı malum. 15 Temmuz Küreselcilerin yenilgisiyle sonuçlandı.

Ülkemizdeki bu kavga maşaları eliyle devam ediyor. Küreselciler, tamamen bir Amerikan limited şirketi (Gesellschaft mit beschränkter Haftung-GmbH) olarak tanımlayabileceğimiz Alman devletinin tüm organları (BND, BfV, Medya) eliyle Türkiye’ye operasyon çekiyor. Onun emrindeki Yunanistan ise faşist bakanlarıyla provokasyon uzmanı olduklarını her fırsatta kanıtlıyorlar.

Fazla detaylandırmaya gerek yok.

Uluslararası ilişkilerde “uzlaşma” masalarının üzerinden el sıkışanların masanın altından birbirlerine tekme atmaları ‘vakayı âdiye’dendir. Bunun için “masa altı diplomasisi” deniyor.

Gerekli incelemeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak gerçi ama eğer bu helikopter bu büyük kapışmanın kurbanı ise, kime ne için mesaj verildi, ne amaçlandı onu sorgulamakta fayda var gibi görünüyor.