Futbolda 2008 böyle geçti!

Futbolda 2008 böyle geçti!
2008 yılında Dünya futbolu açısından en önemli olay kuşkusuz Avrupa'da yaz aylarında düzenlenen 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası Finalleriydi. İspanya Milli Takımı turnuvadan önce Luis Aragones yönetiminde kupayı alacak deselerdi kimse inanmazdı. Çünkü kupaya 44 yıldır hasretlerdi ve uzun yıllardır büyük turnuvalara hep erken veda ediyorlardı. Üstelik Luis Aragones, turnuva öncesi İspanyol medyası tarafından kadro seçimi nedeniyle ağır şekilde eleştiriliyordu. Ancak tahminler tutmadı. Aragones yönetiminde İspanya Milli Takımı, turnuva sonunda yenilgisiz şampiyonluğa ulaşırken kurt teknik adam ve oyuncuları İspanya futbol tarihine altın harflerle geçiyorlardı. Turnuvanın dikkat çeken önemli diğer gelişmeleri ise ilk 3 maçında müthiş bir futbol ortaya koyan ve turnuvayı kesin kazanacak gözüyle bakılan Hollanda'nın çeyrek finalde Rusya'ya elenmesiydi. Turnuvanın bir başka sürprizi ise genç ve tecrübesiz kadrosuyla A Milli Takım'ın yarı finale kadar yükselmesi oldu. Türkiye, İsviçre, Çek Cumhuriyeti ve Hırvatistan maçlarını son dakikalarda bulduğu gollerle kazanırken Avrupa basınında 'geri dönüşün kralları' lakabıyla anılmaya başlandı. Euro 2008'in en büyük skandalı ise Türkiye ile Almanya arasında oynanan yarı final karşılaşmasında yayıncı kuruluşun jeneratörlerinin devre dışı kalması ve birçok ülkeye yayının ulaşmaması oldu. Dünyanın en çok izlenen futbol organizasyonlarından Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde finalin adı "İngiltere" oldu! Zira iki İngiliz takımı Manchester United ve Chelsea finalde karşı karşıya geldiler. Mayıs ayında Moskova'da oynanan final maçında Alex Ferguson'un öğrencileri Chelsea'ye unutulmaz bir maçın ardından penaltı atışları sonunda devirdi ve kupaya uzandı. Manchester United aynı zamanda Premier Lig'de de tarihinin 10. lig şampiyonluğunu Chelsea'nin önünde elde etti. Chelsea'nin John Terry'nin penaltıyı kaçırmasıyla kupayı rakibine kaptırmasının ardından Avram Grant'ın görevine son verilirken Avrupa Şampiyonası Finalleri esnasında takımın başına Portekiz'i çalıştıran Brezilyalı teknik adam Luis Felipe Scolari'nin getirilmesi tartışmalara yol açtı. Chelsea'nin sahibi Roman Abramovich'le yaşadığı sorunlar nedeniyle görevden ayrılan Portekizli teknik adam Jose Mourinho, Haziran ayında İtalyan ekibi Inter'in başına geçti. İtalyanlar kendilerine üst üste 3. Serie A Şampiyonluğunu kazandıran Roberto Mancini'yi kovduktan 11 gün sonra takımı Mourinho'ya emanet ettiler. Rus futbolunun son dönemdeki yükselen yıldızı Zenit St. Petersburg, milli futbolcu Fatih Tekke'li kadrosuyla UEFA Kupası'nı kazandı. Manchester'da oynanan final maçında Glasgow Rangers'ı 2-0 yenen Zenit, aynı başarıyı sürdüremeyince Aralık ayında Şampiyonlar Ligi'ne veda etti. Real Madrid, Bernd Schuster yönetiminde La Liga'da şampiyonluğa ulaşırken, 1990 yılından beri ilk kez iki kez üst üste bu sevinci yaşadı. Ancak ne var ki Alman teknik adamın ömrü de fazla uzun olmadı. Aralık ayında Schuster'i kovan Real Madrid yönetimi yerine Juande Ramos'u getirdi. Lyon, Ligue 1'de üst üste 7. şampiyonluğuna uzanırken, Almanya'da Bayern Münih Bundesliga'yı en yakın rakibinin 10 puan önünde lider tamamlıyordu. Bayern'de Ottmat Hitzfeld'in görevden ayrılmasının ardından teknik direktörlük görevine Ocak ayında Alman futbolunun efsane isimlerinden Juergen Klinsmann getirildi. Ocak ayında Afrika futbolunda Uluslar Kupası heyecanı vardı. Gana'nın Accra Kenti'nin ev sahipliği yaptığı ve Avrupa'da da top koşturan bir çok yıldızın boy gösterdiği turnuvada şampiyon Kamerun'u Mohamed Aboutrika'nın golüyle 1-0 yenen Mısır oldu. Mısır önceki turnuvada da şampiyonluk ipini göğüslemişti. 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası'nın ardından bu kez 2010 Dünya Kupası Elemeleri grup maçlarının heyecanı başladı. Dünyanın birçok yerinde takımlar Dünya Kupası'na katılabilmek için mücadelelerini sürdürmeye devam ediyorlar. Arjantin Futbol Federasyonu, Ekim ayının sonlarına doğru aldığı bir kararla dünya futbolunun efsane isimlerinden Maradona'yı milli takımın başına getirdi.