Futbolda milli hezimet köşelerde: Bahane üretmeyin, neşter vurun!

Futbolda milli hezimet köşelerde: Bahane üretmeyin, neşter vurun!

Türkiye’nin 2016 Avrupa Şampiyonası grup ilk maçında İzlanda’ya deplasmanda 3-0 yenilmesinin ardından köşe yazarları Milli Takımı eleştirdi. Milliyet yazarı Uğur Meleke’ye göre, farklı İzlanda yenilgisinin ardından başarısız, turnuvalara katılamayan ve bahane üretmeye alışan nesile neşter vurmak gerekli.

Meleke yazısında “Terim, Amerika’daki hazırlık kampında bu değişimi yapacağına dair sinyaller vermişti; ama resmi müsabakalar gelince değişim konusunda tereddütlü olduğunu gösterdi. Evet, bütün bir takımı çöpe atamazsınız ama yeni bir takım yaratmak için daha cesur hamleler gerek: Selçuk berbat. Olcan sahada yok. Emre kötü. Burak formsuz. Arda kesinlikle hazır değil. Ama sahada yine aynı adamlar var, formsuzlar var, kaybedenler var” ifadelerini kullandı.

“Belki de hayırlı oldu bu farklı mağlubiyet” diyen Uğur Meleke “Kıl payı alınmış bir yenilgi, sert bir darbe sayılmayacak; radikal değişiklik gerekliliği hissedilmeyecekti. Bu ağır darbe, belki de milli takımda bir şeylerin değişmesi gerektiğinin de açık sinyali sayılabilir. Ekim’deki Çek Cumhuriyeti ve Letonya maçlarına kadar çok şey değişebilir ulusal takımda... Değişmeli de” dedi.

 

‘Hak ettik, rezil olduk’

 

Fanatik yazarı Mehmet Demirkol da, Türkiye’nin aldığı beklenmedik mağlubiyet için, “Yüzde 95'i futbol ihracatı olan bir kadroya karşı oynadık. Topa daha iyi vuruyorlar. Daha teknikler. Biz ise kendimizi olduğumuzdan daha iyi gördüğümüz için rezil oluyoruz. Dün de sorun buydu” dedi.

Demirkol “Hak ettik, rezil olduk” derken, “Alan/adam paylaşımından, pas opsiyonu yaratmaktan filan bahsetmeyeceğim. Daha basit bir konuya bakalım, basit düşünelim... Dün akşam İzlanda’nın bizden daha iyi paslaştığına dair bir tartışma yoktur herhalde. Topa da daha iyi vuruyorlardı. 5 kişinin arasından baskıdan driplingle de çıkıyorlardı. Üçgenleri de kuruyorlardı. Bu neyi gösterir: Teknik açıdan bizden daha iyi olduklarını... Peki neden şaşırıyoruz? 1 haftadır yırtınıyorum. Yüzde 95’i futbol ihracatı olan bir kadro bu. 9 oyuncusu büyük liglerde oynayan bir takım...” ifadelerini kullandı.

Eski Beşiktaşlı futbolcu ve Fanatik yazarı Feyyaz Uçar ise, “Yurt dışında oynayan oyuncularının da sayısını düşünürsek, bizi Türkiye’deki yabancı sayısıyla değil, yurt dışına yollayabildiğimiz futbolcu sayısı meşgul etmeli. Bu maçın bahanesi yok” diye yazdı.

Rıdvan Dilmen yazısında, “Milli Takımımıza tek tek bakıyorum. Bireysel anlamda vasatı bulan oyuncumuz yoktu. 3-4-2-1 dizilişiyle oynarken savunmanın merkezindeki üçlü çok iç içe kaldı. Aynı şekilde Arda, Olcan ve Burak'tan oluşan ileri üçlü de çok iç içeydi. Dolayısıyla, İzlanda'nın bize karşı önlem alması çok kolay oldu” diyerek alınan mağlubiyeti değerlendirdi.

 

‘Alın size kapak olsun’

 

Milli Takım’ın mağlubiyeti için “Alın size kapak olsun” diyen Erman Toroğlu, “Arkadaşlar, sevgili okuyucular. Bakınız maçı yazmıyorum. Çünkü futbol seyircisi aldatılıyor. Aziz Yıldırım ne yapmış, Ünal Aysal ne cevap vermiş. Melo akşam evde ip atlamış mı, Emre takla mı atmış? Onlardan bahsediyoruz. Ve milleti uyutuyoruz. Bundan dört yıl evvel Digiturk Genel Müdürü ile Aziz Yıldırım beraberce marka değerini yükselteceklerdi. Dün gece marka değerini gördünüz. Alın size kapak olsun” diyerek görüşünü ortaya koydu.

Şansal Büyüka da Skorer’deki yazısında, “Hadi kötü oynadık, niye istekli oynamadık? Niye mücadele etmedik? Fatih Terim milli takımında bile ayağımızda bu kadar top tutuyorsak, her çalım hevesinde o topu rakibe kaptırıyorsak, biz nasıl olur da “çağdaş” futbol oynarız, biz nasıl olur da maç kazanırız? Yazık, Danimarka ile oynadığımız özel maçta gösterdiğimiz hevesi bile İzlanda maçında gösteremedik... Bir de “kış gelmeden İzlanda’da oynayacağız, bu büyük şans, büyük fırsat” diyorduk. İzlanda’ya kış gelmedi ama biz “buz” kestik... Ama bu yenilgi ile yaşayamayız... Bir kabus görmüş olalım ve uyanalım... Üstelik “düşmek değil, düştüğün yerden ayağa kalkabilmek” önemli değil mi?” dedi.