G20 Sonuç Bildirgesi’nde öne çıkan başlıklar neler?

G20 Sonuç Bildirgesi’nde öne çıkan başlıklar neler?

Türkiye'nin ev sahipliğinde Antalya'da 15-16 Kasım’da gerçekleştirilen G20 Liderler Zirvesi'nin sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgede “göç ve mülteci akımlarına yönelik uzun vadeli hazırlık ve bu akımların yönetimi için kapasitenin güçlendirilmesini teminen diğer ülkelerle beraber çalışılacağına” vurgu yapıldı.

“Rüşvetle etkili mücadelede gerektiği hallerde ve ulusal hukuk sistemleriyle uyumlu olacak şekilde hukuki ve idari prosedürler de dahil olmak üzere uluslararası işbirliğini temel bir araç olarak teşvik edileceğinin” belirtildiği bildirgede “Yolsuzluğa bulaşan görevliler ile onları yolsuzluğa bulaştıranlara koruma sağlanmaması ile varlıklarının geri verilmesini destekliyoruz" dendi.

"Ekonomilerimizin gerçek ve potansiyel büyümesini yükseltmek, istihdam oluşumunu desteklemek, dayanıklılığı güçlendirmek, kalkınmayı teşvik etmek ve politikalarımızın kapsayıcılığını artırmak için beraber hareket etmeyi sürdürmeye kararlılığımız devam ettiriyoruz" denilen bildirgede, öne çıkan başlıklar şöyle:

"Kalkınma konusundaki diyalog ve angajmanımızın güçlendirilmesi için G20 ve Düşük Gelirli Gelişmekte Olan Ülkeler Çerçevesi’ni onaylıyoruz. Çalışmalarımızın 2030 gündemi ile uyumlaştırılması için 2016 yılında bir Eylem Planı hazırlayacağız.

2010 yılında kabul edilen IMF kota ve yönetim reformundaki ilerlemenin gecikmesinin devam etmesinden duyduğumuz hayal kırıklığı devam ediyor. IMF konusunda 2010 reformlarının uygulanması en önemli önceliğimiz olup, ABD’yi söz konusu reformları en kısa sürede onaylamaya davet ediyoruz.

Güçlendirilmiş müşterek eylem ve pari passu (eşit muamele) hükümlerinin uluslararası kamu borç senetlerinde kullanılmasındaki ilerlemeyi memnuniyetle karşılıyoruz. IMF'ye, diğer ilgili taraflarla istişare içerisinde, söz konusu hükümlerin kullanılmasının teşvikine devam etmesi ve mevcut uluslararası kamu borç stoklarına dahil edilmelerinin hızlandırılmasına yönelik piyasa tabanlı çözümleri daha da araştırması yönünde çağrıda bulunuyoruz.

Finansal sistemde ortaya çıkan, önemli bir kısmı bankacılık dışı sektörlerden kaynaklanabilecek, risk ve kırılganlıkları izlemeye ve gerektiğinde bunlara yönelik tedbirler almaya devam edeceğiz. Bu kapsamda, piyasa temelli finansmanın dayanıklılığının artırılması amacıyla, sistemik risklerin yapısıyla uyumlu bir şekilde, gölge bankacılığın düzenlemesini ve gözetimini güçlendireceğiz.

Küresel olarak daha adil ve modern bir uluslararası vergi sistemine ulaşmak amacıyla, iddialı G20/OECD Matrah Aşınması ve Kar Kaydırma (BEPS) Projesi kapsamında geliştirilen tedbirler paketini onaylıyoruz. Projenin zamanlıca uygulanmasını, gelişmekte olanlar dahil olmak üzere tüm ülke ve yetki bölgelerinin bize katılmalarını teşvik ediyoruz.

Güçlü, sürdürülebilir ve dengeli bir büyüme için eşgüdüm halinde sağlam makroekonomik politikaları uygulamaya devam edeceğiz. Merkez Bankalarımız, görev tanımlarıyla tutarlı olacak şekilde, fiyat istikrarını sağlamaya ve ekonomik aktiviteyi desteklemeye devam edecektir.

G20’nin toplam GSYH büyümesini 2018'e kadar yüzde 2 oranında artırma yönündeki hedefimize bağlılığımızı yineliyoruz.

Güncellenmiş büyüme stratejilerimizi ve ana taahhütlerimizin uygulama takvimlerini içeren Antalya Eylem Planı, küresel ekonomideki zorlukları aşmaya yönelik kararlığımızı yansıtmaktadır.

Büyük ve oynak sermaye hareketliliğinden kaynaklanan risklerin olduğu bir ortamda, yeterli bir küresel finansal güvenlik ağının sağlanmasını da içeren uygun çerçevelerle finansal istikrarı sağlayacağız ve finansal küreselleşmenin nimetlerinden istifade edeceğiz. Döviz kuruna ilişkin önceden vermiş olduğumuz taahhütleri yineliyoruz ve her türlü korumacılığa karşı duracağız.

Rüşvetle etkili mücadelede gerektiği hallerde ve ulusal hukuk sistemleriyle uyumlu olacak şekilde hukuki ve idari prosedürler de dahil olmak üzere uluslararası işbirliğini temel bir araç olarak teşvik edeceğiz ve yolsuzluğa bulaşan görevliler ile onları yolsuzluğa bulaştıranlara koruma sağlanmaması ile varlıklarının geri verilmesini destekliyoruz."

Bildirgede, uluslararası emek hareketliliği ile yaşlanan nüfuslar gibi konular yoluyla emek piyasalarına sağlanmış olan fırsatlar ile meydana gelen sınamaların ele alınacağı belirtildi.

Bazı G20 ülkelerinde iç emek hareketliliğinin önemli bir iş gücü piyasası meselesi oluşturduğu ifade edilen bildirgede, "Yeni gelişmekte olan 'gümüş ekonomi' konusundaki potansiyeli kabul ediyoruz ve bu potansiyeli daha fazla araştıracağız. Çalışma ve İstihdam Bakanlarımızın sağlanan ilerlemeleri 2016 yılında rapor etmelerini bekliyoruz" ifadelerine yer verildi.

Özellikle özel sektör katkısıyla yatırımları arttıracak güçlü bir ivme sağlamak için yatırım ortamının geliştirilmesi, kamu yatırımları da dahil olmak üzere verimli ve kaliteli altyapı yatırımların teşvik edilmesi, küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) desteklenmesi ve bilgi paylaşımına katkı sağlayacak somut politika ve eylemleri bünyesinde barındıran Ülkelere Özel Yatırım Stratejilerinin geliştirildiğine değinilen bildirgede, OECD tarafından yapılan analize göre bu stratejilerin G20 ülkelerinin toplam yatırımlarının milli gelirlerine oranını 2018'e kadar yaklaşık yüzde 1 puan civarında arttıracağının tahmin edildiği kaydedildi.

DTÖ'nün çok taraflı ticaret sisteminin omurgası olduğuna dikkati çekilen bildirgede, söz konusu örgütün ekonomik büyüme ile kalkınmayı geliştirmek için merkezi bir rol oynamaya devam etmesi gerektiği vurgulandı.

Bildirgede, finansal kuruluşların dayanıklılığının güçlendirilmesi ve finansal sistemin istikrarının geliştirilmesinin, büyüme ve kalkınmanın sürdürülebilirliği için önem arz ettiği bildirildi.

Daha güçlü ve dayanıklı bir finansal sistem inşa edebilmek için, yapılması gereken kritik çalışmaların bulunduğuna işaret edilen bildirgede, bilhassa, merkezi karşı tarafların dayanıklılığı, toparlanma planlaması ve çözümlenmesi konusundaki çalışmaların beklendiği belirtildi.

Küresel olarak daha adil ve modern bir uluslararası vergi sistemine ulaşmak amacıyla, iddialı G20/OECD Matrah Aşınması ve Kar Kaydırma (BEPS) Projesi kapsamında geliştirilen tedbirler paketinin onaylandığı belirtilen bildirgede, yaygın ve tutarlı uygulamanın, özellikle sınır ötesi vergi kurallamalarında olmak üzere projenin etkinliğinde kritik öneme sahip olduğu vurgulandı.

Bildirgede, büyüme ve dayanıklılık gündemini destekleyecek şekilde 2015-2016 G20 Yolsuzlukla Mücadele Eylem Planı'nın etkili şekilde uygulanması yoluyla, yolsuzluğa karşı küresel düzeyde hoşgörüsüzlük kültürü oluşturulması yönünde taahhüdün sürdürüldüğü bildirildi.

G20 Liderler Bildirgesinde, 2010 yılında kabul edilen IMF kota ve yönetim reformundaki ilerlemenin gecikmesinin devam etmesinden duyulan hayal kırıklığının devam ettiği bildirildi.

 

"Göç krizi küresel bir endişe haline geldi"

 

Başlıca insani, siyasi, sosyal ve ekonomik sonuçlarıyla mevcut göç krizinin boyutu, küresel bir endişe haline geldiğine dikkat çekilen bildirgede, anılan krizin ve uzun dönemli sonuçlarının üstesinden gelinebilmesi için koordineli ve kapsamlı yanıtlara ihtiyaç duyulduğu vurgulandı.

Bildirgede, dünyanın çeşitli bölgelerinde benzeri görülmemiş sayılara ulaşan mülteciler ve yerlerinden edilmiş kişilere koruma ve destek sağlanması ve kalıcı çözümler bulunması yönündeki tüm çabalara yönelik desteği güçlendirmeye devam etmeye kararlı olunduğu ifade edilerek, şunlar kaydedildi:

"Tüm devletleri, mevcut krize mukabelede bulunulmasına katkı sağlamaya ve mültecilerin yeniden yerleştirilmesi, diğer insani kabul yöntemleri, insani yardımlar ve mültecilerin hizmetlere, eğitime ve temel ihtiyaçlara ulaşmasının temini doğrultusundaki çabalar vasıtasıyla krizle bağlantılı külfeti paylaşmaya davet ediyoruz. Yer değiştirmelere neden olan temel sorunlara çözüm getirilmesi ihtiyacının altını çiziyoruz. Bu bağlamda, çatışmalara siyasi çözüm bulunmasının ve kalkınma için artırılmış işbirliğinin önemine de dikkat çekiyoruz. Mültecilerin ve yerlerinden edilmiş kişilerin güvenli ve gönüllü olarak kendi ülkelerine dönebilmelerini sağlayacak koşulların yaratılmasının önemini de kabul ediyoruz."

Göç ve mülteci akımlarına yönelik uzun vadeli hazırlık ve bu akımların yönetimi için kapasitenin güçlendirilmesini teminen diğer ülkelerle beraber çalışılacağına vurgu yapılan bildirgede, "Tüm ülkeleri, ulusal imkânları çerçevesinde, bu krizden etkilenen ülkelere yardım etme yeteneklerini artırabilmelerini teminen ilgili uluslararası kuruluşlara yapmakta oldukları katkılarını artırmaya davet ediyoruz" denildi.

Bildirgede, özel sektörün ve şahısların da bu uluslararası çabalara iştirak etmeleri yönünde teşvik edildiğine de yer verildi.

Küresel büyümeye fırsatlar ve sınamalar getiren internet ekonomisi çağında yaşandığına işaret edilen bildirgede, Bilgi İletişim Teknolojilerinin (BİT) kullanımına ve güvenliğine yönelik tehditlerin, dünyada ekonomik büyüme ve kalkınmanın güçlendirilmesi için interneti kullanmaktaki müşterek kabiliyete zarar veren riskler taşıdığının kabul edildiği belirtildi.

Bildirgede, sayısal bölünmeler arasında köprü kurulabilmesi için çaba gösterileceği bildirilerek, diğer alanlarda olduğu gibi dijital ortamda da devletlerin güvenlik, istikrar ve ekonomik ilişkileri geliştirme konusunda özel bir sorumluluğu bulunduğu kaydedildi.

Bildirgede, bu hedef doğrultusunda, hiçbir ülkenin şirketlere veya ticari sektöre rekabet avantajı sağlamak dahil, internet iletişim teknolojilerini kullanarak ticari sırlar veya diğer benzeri gizli iş bilgileri dahil fikri mülkiyet hırsızlığı faaliyetlerinde bulunmaması veya desteklememesi hususunun teyit edildiği belirtildi.

Bildirgenin sonuç bölümünde ise "Ekonomilerimizin gerçek ve potansiyel büyümesini yükseltmek, istihdam oluşumunu desteklemek, dayanıklılığı güçlendirmek, kalkınmayı teşvik etmek ve politikalarımızın kapsayıcılığını artırmak için beraber hareket etmeyi sürdürmeye kararlılığımızı devam ettiriyoruz" değerlendirmesi yer aldı.

Sonuç bölümünde ayrıca, "Türkiye’ye G20 Başkanlığı için ve bu yıl başarılı bir Antalya Zirvesi’ne ev sahipliği yaptığı için teşekkür ediyoruz. Çin Başkanlığı kapsamında 2016 yılı Eylül ayında Hangzhou’da gerçekleşecek bir sonraki toplantımızı bekliyoruz. Ayrıca, 2017 yılında Almanya’da bir araya gelmeyi de bekliyoruz" görüşüne yer verildi.