Galatasaray ile demokratik devrim

Galatasaray ile demokratik devrim

Özgün Keleşoğlu

Ülkede her alanda popüler olan ahlak bekçiliği kendini futbolda da gösterdi. Tabi bu konuda “Ahlaka dair ne biliyorsam bunu futbola borçluyum. Çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi” diyen eski kaleci ve yazar Albert Camus’nün katkısı yok. Keşke olsaydı!

Futbol ortamımız ahlaksızlıktan doğan ahlakla örtülü olduğu için Camus gibi insanlardan bahsetmek çok zor…

İnsanların duygularıyla en kolay oynamış kuruluşların başında gelen Türkiye Futbol Federasyonu da söz konusu ahlak bekçiliği olunca boş durmadı. TFF Basın Sözcüsü Mete Düren, Galatasaray’ın sakatlığı sebebiyle sezonu kapatan Bruma’yı Gaziantepspor’a kiralamasını etik bulmadıklarını açıkladı.

TFF ve etik kelimelerini birlikte kullandığım için özür dileyerek devam etmek isterim…

Adaletin yetersiz kaldığı durumlarda insanlar kendi adaleti sağlar. Bunu Sayın Mete Düren de gayet iyi bilir.

Yıllardır tartışılan yabancı oyuncu kısıtlamasının sıkıntıları her gün katlanarak artarken, Galatasaray’ın Bruma’nın lisansından kurtulmak gibi bir amacı olması gayet normal. TFF tarafından Bruma’nın sözleşmesini dondurma teklifi kabul görmeyen Galatasaray da kendi adaletini uyguladı. Gaziantepspor’a Yiğit Gökoğlan’ı bedelsiz veren Galatasaray, bu jestine jest istedi ve bu da Bruma’nın kiralanması oldu.

Türkçesi… Yerli oyuncu bulma konusunda sıkıntı yaşayan Gaziantespor, ücret ödemeden Süper Lig tecrübesi ve az da olsa potansiyel sahibi Yiğit’i kazandı; Galatasaray da yabancı kontenjanında yer açarak başka bir yatırımı olan Alex Telles’e ya da Hajrovic’e kontenjan açtı.

Bunun üzerine de etik konusunda belki de en son konuşması gereken kurum olan TFF de bu transferlerin etik anlayışa uygun olmadığını söyledi.

Üstelik “Federasyon'da dondurmak gibi bir prosedür yok” diyen Mete Düren, kendisi Beşiktaş’ta yöneticilik yaparken gerçekleşen Matias Emilio Delgado olayını örnek gösterdi. Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na dondurma açıklaması yapan Beşiktaş, bu olayın ardından Rodrigo Tabata ile anlaşmış ve 20.01.2011 tarihinde Tabata’nın sözleşmesini yabancı kısıtlaması nedeniyle dondurduğunu KAP’a bildirmişti. Bu dondurmanın ardından da Manuel Fernandes, Beşiktaş’a imza atmıştı.

İnsanların araştırma ve öğrenme yeteneklerini yok sayan TFF ve yöneticileri ve sebep oldukları adaletsiz düzen zirve yaptığında Mahatma Gandhi’nin sözü akıllara geliyor.

“Adaletsiz rejimi, adaletle yıkınız. Alkışlar önüne kansız ellerle çıkınız.”

Gandhi’den yola çıkarak devam edersek söylememiz gereken şudur ki evet belki Galatasaray yöneticileri adaletli davranmıyor. Adaletsiz düzeni yıkmak için kabul gören adaleti değil de kendi adaletlerini uyguluyor. Lenin’in “Sürekli Devrim” fikrini uygulamak tabi ki Türk futbolu için imkânsızdır.

Ortada güvenilmeyecek bir burjuvazi (kulüp yöneticileri) vardır ama ortaya çıkarak kendi gösterecek proletarya (futbolcular) orta sınıfı mutlu etmek ve sonunda kazan-kazan ilişkisini önemsemektedir. Maalesef elde kalan tek umutsa burjuvazinin sağlayacağı demokratik devrimi beklemek oluyor.

Burjuvazinin yapacağı demokratik devrim de en fazla Bruma’yı Gaziantepspor’a kiralayarak, Yiğit Gökoğlan’ı bedelsiz göndermek olacaktır.

Sözün özü iki ucu keskin bıçak…

Hangi tarafın bıçağı daha keskin onu zaman gösterecek…