Galatasaray futbol takımının antrenmanını izlemek için 2 Ağustos günü Galatasaray Florya Metin Oktay Tesisleri’ne giden Sabah gazetesi fotomuhabiri Erkan Koyuncu (37), tesis girişine konulan ‘anti terör kapısı’nın kurbanı oldu. İdmana ilişkin güvenlik görevlilerine soru sormak için uzattığı kafası demir kapıya sıkışarak yaşamını yitiren Koyuncu’nun ölümü 5 tonluk dev kapıya ilişkin pek çok iddiayı da gündeme getirdi.
Milliyet'te yer alan habere göre, evli ve 2 çocuk babası Koyuncu’yu yaşamdan koparan ‘ölüm kapısı’nın sabotaj ihtimali olan, yüksek güvenlik gerektiren askeri veya istihbarat merkezlerinde kullanıldığı belirtilirken, bir spor tesisine böyle bir kapı yapılması tartışma yarattı.
Koyuncu’nun yaşamını yitirdiği kapı tesisin B kapısı. Olay yerine dün gittiğimizde o kapı hiç açılmadı. Futbolcuları günlerdir dev kapının önünde bekleyenler facianın ardından kapının hiç açılmadığını tüm giriş çıkışların A kapısından yapıldığını söyledi. Kapıya vurduğumuzda da içeride bulunan görevli kapıyı açmadı. İki tarafında da güvenlik kamerası bulunan kapıda, içeriyle bağlantı kurulmasını sağlayacak diafon ya da videofon sisteminin olmaması dikkat çekti. Kapının üzerinde de ziyaretçileri bilgilendirecek herhangi bir ikaz levhası yok. Oysa, hemen bitişiğindeki duvarda ‘İlan ve afiş yapıştırmak yasaktır’ levhası mevcut. Tesisin ana giriş kapısı olan A kapısında ise güvenlik kulübesi B kapısının aksine kapının dışında yer alıyor. Demir kapı gün başlayınca açılıyor ve giriş çıkışlar bariyerli kapıdan sağlanıyor.
Kapı üreten firmaların yetkilileri kapıdaki teknik sistemden kaynaklanan eksiklikler nedeniyle böyle bir ölümün yaşandığı görüşünde birleşti. Furkan Çelik Kapı’nın sahibi Mustafa Öksüz “Terör kapısı dediğimiz ürünler, demirden boşluksuz yapılan ferforje kapılardır. Çoğunlukla otomatik olur. Genelde motorlu olan bu kapılara sensör ekstra konulan bir özelliktir” dedi.
Koç Kardeşler Çelik Kapı’nın sahibi ABDullah Koç, “Gazeteciyi öldüren sorun kapının teknik sistemi. Bu tür kapılarda ya motor ya megafon sistemi olur. Eğer motor varsa sensör de olmalı. Sensör tutukluk yapıp giriş-çıkış yapan kişiyi algılayamayabilir. Megafonlu modellerde görevlinin dikkatsizliğinden kaynaklı sorun yaşanabilir. Bu olayda kapının elektronik sistemle yönetilmiş olabileceğini düşünüyorum. Sorun kapıdan değil sistemin arıza yapmasından yaşanmış olabilir” dedi.
Olay yeri inceleme raporunda, tesislerin girişindeki güvenlik kamerasının 1 haftadır bozuk olduğu belirtildi. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, başlatılan soruşturma kapsamında şüpheli güvenlik görevlisi Fatih D. ile görgü tanığı olarak 1 kişinin ifadesine başvurulurken, ‘taksirle ölüme sebebiyet verme’ suçundan sorgulanan Fatih D. savcılık ifadesinin ardından serbest kaldı. Olayla ilgili Adli Tıp Kurumu’ndan ön otopsi raporunun beklendiği de belirlendi.
Galatasaray camiasından bazı isimlerin korkunç olaya ilişkin görüşleri ise şöyle:
Işın Çelebi (GS eski yönetici): “Ortada çok üzücü bir durum var. Ne söylersek söyleyelim ölen arkadaşımızı geri getirmeyecek. Söz konusu kapının 2 yıl önce yapıldığı söyleniyor. Yaşanan bu elim olayı büyük bir skandal olarak görüyorum. GS yönetiminin yapması gereken vefa göstermek ve Koyuncu’nun geride kalan ailesine sahip çıkmaktır. Vefat eden gazeteci kardeşimizin 65 yaşına kadar alacağı maaş hesaplanarak fazlasıyla aileye verilmelidir. Acılı aileye bir ev hediye edilerek geri bıraktığı çocuklarının eğitimlerini üstlenilmelidir. Acıları dindirmese bile geride kalan ailesine vefadır.”
Hayrettin Kozak (GS Divan Kurulu üyesi): “Son derece hassas ve üzücü bir konu. Erkan Koyuncu’nun ölümüne büyük üzüntü duydum. Yanlışlıklarla dolu bir olay meydan geldi. Camiamıza yakışan geride kalan ailesine, çocuklarına sahip çıkmaktır. Tesislerin girişine böylesi dev bir kapı yapmaya gerek yoktu.”
Aziz Üstel (GS eski yöneticisi): “Bu kapının son şampiyonluktan sonra insanların kutlama yapmak için tesislere hücum etmesinden sonra yapıldığını duyduk. Neden böylesi bir kapıya ihtiyaç duyulduğunu bunu yaptıranlara sormak lazım. Kazanın nasıl meydana geldiğini halen anlamış değilim. Görevlinin kapatma tuşuna yanlışlıkla bastığını söyleyen de var. Bu olayı sadece kapıya bağlamak doğru değil. Ecel diye bir şey var. Bu tür üzücü olayların önüne geçmek için çözüm bulmamız lazım. Suçlu yerine nasıl düzelteceğimiz konuşulmalı. gazeteciler için ayrı giriş yapılması gerekirdi. Bizim dönemimizde böyle bir özel giriş kapısı vardır. Ayrıca gazetci arkadaşlarımızı için bir de çalışma odası düzenlemiştik.”
Tutkunlar Çelik Kapı’nın sahibi Ümmet Alaca da şu bilgileri verdi: “Sadece sabotaj ihtimali olan yerlerde daha ağır kapılar konulur. Kapı ağırlaştıkça sistem motorunun da gücü artar. Bu yüzden kapının hareketi halinde tam orta noktada kimsenin olmaması gerekir. Bu tür kapıların hızları saniyede 1.5 santimdir. ‘Anti terör kapısı’ dediğimiz sistemlerin hepsinde sensör olmak zorundadır. Emniyet fotoseli dediğimiz sensörler mümkünse birden fazla olmalıdir. Biri bozulursa diğeri devreye girer. Fotosel yerden 1 metrelik mesafeye konur. Onun tam önüne geçmediğiniz sürece bu cihaz sizi görmez. İkinci fotosel cihazını da 60 santimetreye koyarsanız sensörler her tarafı algılar.
1 metrenin üstünden kafanızı uzatırsanız sistem algılamaz. Çalıştırma motoruna komut vermez. Motor otomatik olarak kapatmaya devam eder. 38 yıldır bu işle uğraşıyorum ama böyle bir kaza görmemiştim.”
Tesiste kullanılan kapıyı olaydan önce incelediğini belirten Teknik Mimari Tasarım (TMT) çalışanı Haluk İçin ise şunları söyledi: “Bu kapıdaki motorun çok eski olduğunu görmüştüm. Yeni motorlarda sıkışma anında kapıyı geri açma özelliği vardır. Bu motorda bunun olması beklenemez. Ancak kapının
5 tonluk olduğu söyleniyor. 5 tonluk kapı bu motorlarla da taşınmaz. Biz en fazla 2.5 tonluk kapı yaptık. Zaten fazlasına da gerek yok. Su motoru gibi bir motor sanki bu kullanılan. Ve bu sistem, evet, insan öldürür.”
Erkan Koyuncu’nun kardeşi Gökhan Koyuncu şunları söyledi: “Çok üzgünüz. Ben de Galatasaray taraftarıyım. Ağabeyimin ölümüne yol açan kapının 4 ay önce yapıldığını öğrendik. Galatasaray, 2 yıl üst üste şampiyonluk yaşayınca taraftarlar sevinçlerini tesislerin içine girerek gösterdiler. Yönetim kargaşa ve izdihamı önlemek için bu kapıyı yaptırmak zorunda kaldı. Ağabeyim Beşiktaşlı’ydı. Babam Selahattin Koyuncu Hürriyet gazetesinde spor muhabiriydi. Ağabeyim de mesleğe babamın sayesinde girdi. 15 yıldır aralıksız çalışıyordu. 13 ve 7 yaşında iki yeğenim var.”
Bu arada aile üyelerinin kulüp aleyhine herhangi bir dava açmayı düşünmedikleri öğrenildi.
Koyuncu’nun ölümüne ilişkin açıklama yayınlayan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu, “İşyerlerinde zaten zor koşullarda çalışan basın emekçilerinin bu olaylarla spor tesislerine alınmasında da sorunlar yaşadığı ortaya çıkmıştır. Spor kulüplerinin çalışmalarını izlemeye gelen muhabirlerin normal giriş kapılarından değil eşyaların içeri sokulduğu kapılardan sahaya alındıkları anlaşılmıştır. Basın emekçilerine aşağılayıcı bir tavır takınılması kabul edilemez” ifadelerini kullandı.
Galatasaray Kulübü, Koyuncu’nun vefat etmesinin ardından, medya iletişim direktörlüğünün zaaf gösterdiği yönünde basına yansıyan haberler üzerine açıklama yaptı. Açıklamada; Koyuncu’nun hayata veda etmesi sebebiyle, kulübün derin bir keder içinde olduğu vurgulandı. Açıklamada şöyle denildi: “Medya iletişim direktörlüğünü tesislerin yönetimi, kapılardaki trafik akışı ve güvenlik konularıyla ilişkilendirmek hiçbir şekilde mümkün değildir. Florya’da, üç yıl önce yenilenen kapılarla ilgili işleyiş, yıllardır süregelen bir uygulamadır. Kaza, yetkililer tarafından bütün boyutlarıyla incelenmekte olup, süreç tamamlandıktan sonra kamuoyuna kapsamlı bir açıklama yapılacaktır.”
Galatasaray Spor Kulübü’nün Florya Metin Oktay Tesisleri’ne girmeye çalıştığı sırada, ‘kale kapısını’ andıran 5 ton ağırlığındaki otomatik kapının kapanması sonucu hayatını kaybeden Sabah gazetesi spor foto muhabiri Erkan Koyuncu’nun ölümü, tonlarca ağırlıktaki güvenli kapıları gündeme getirdi. Söz konusu kapıların, Ankara’da en yüksek güvenlik seviyesiyle korunan kurumlarda bile kullanılmadığı ortaya çıktı.
Ankara’da Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve TBMM’de girişler, basit engel ve kapıların bulunduğu, polis nizamiyesinin bulunduğu kapılardan gerçekleştiriliyor. Emniyet Genel Müdürlüğü, MİT ve Jandarma gibi güvenlik ve istihbarat kurumları da söz konusu kapıları kullanmıyor. MİT’in kapısı, standart önlemlere sahip bulunuyor. Genelkurmay Başkanlığı’nın protokol ve ziyaretçi girişlerinde de bu tip bir ağır kapı önlemi kullanılmıyor. İsrail ve ABD büyükelçilikleri de ağır tonajlı kapılar yerine çift girişli kapıları ve kapı önünde beton bariyerler kullanmayı tercih ediyor.