Spor yorumcusu ve köşe yazarı Serdar Dinçbaylı, Galatasaray'daki başkanlık yarışını değerlendirdi. Dinçbaylı, Galatasaray'da 'kürsü meraklılarının' bulunduğunu ifade etti.
Serdar Dinçbaylı'nın Fanatik gazetesinde yer alan köşe yazısı şöyle:
"Galatasaray son yıllarda kimseden çekmedi kürsü meraklılarından çektiği kadar.
Fikri olmakla mevcut fikirlere kulp bulmak çok farklı şeyler ve bu adamlar sürekli az bilgiyle yönetimler ne yaparsa yapsın eleştiriyorlar. En basit örnek Telles; Galatasaray, Gremio’dan 6 milyon Euro’ya aldı, 2 sene sonra 6.5’a Porto’ya sattı. Şimdi 45 milyon Euro’ya Chelsea’ye gidiyor. 4 milyon Euro’ya yakın pay alacak bu transferden Galatasaray. Telles’i zamanında kürsüden eleştirenler şimdi bir özür borçlu değiller mi! Ne yazık ki dilemezler.
Pekiyi neden bu adamlar devamlı kürsüye çıkarak mevcut yönetimi, teknik heyeti, futbolcuları yerden yere vuruyorlar
Misafirlere seyrettiriyorlar
1) Televizyona çıkarak meşhur olduklarını sanıyorlar. Konuşmalarını kaydedip eve gelen misafirlere seyrettiriyorlar. 2) Camiada öne çıkmayı hedefliyorlar. Ki bu konuda kürsüye çıkıp başkana atarlanmak en kestirme yol. Bakın 4 adayın listelerine hepsinde bu kürsü gevezelerinden var. 3) Mevcut başkan ona iş vermemiştir, makam vermemiştir, bilet vermemiştir, değer vermemiştir. Fikri hür, vicdanı hür Galatasaray’ın kürsüsü en pratik intikam alma platformu olmuştur bu tipler için. 4) Gelecek seçimde adaydır, muhtemel rakibi mevcut başkanın gözünü oya oya gider seçime. 5) Kulüp üzerinden para kazanmayı hedefler. Bir branşa çöreklenir, mevcut yöneticisine devirmek için saldırır. Başarırsa koltuğuna talip olur.
Örnekleri artırmak mümkün. Bu yolla başkanlık koltuğuna oturan bile var. Oturunca hiçbir donanımı, projesi, altyapısı hatta fikri bile olmadığı suratına vurulan var. Yöneticisinin amacı ise podyum! Hocayla, takımın yıldızıyla selfi yapsın, facebook sayfasına koysun yeter o vizyonsuza.
Ucuzun da ucuzu
Bu sebeple sık sık söylüyorum; Galatasaray’da en değerli makam da dahil olmak üzere koltuk bu kadar ucuzlamamıştı, çiğlik bu kadar göz önünde yaşanmamıştı. “Niye daha önce Kalamış’ta ben seni hiç görmedim” diye sorduğum başkan adayı, “Ev uzak, ben Yeşilyurt’a takılıyorum, orada da 300 oy var” cevabını verebiliyor sıkılmadan. O kürsü olmasaydı başkanlığın karşı sahiline bile yaklaşamayacaklar olacaktı. Arena’ya bir kez bile gitmemiş adamlar yönetici olamayacaklardı. Kurulları zaten hiç saymıyorum. 4 listedeki 104 adaya sorun bakalım Galatasaray’ın ideal ilk 11’ini sayabilecekler mi? Ya da basketbol veya voleybol bayan takımlarının hocasını tanırlar mı? Kaç branş var Galatasaray’da bilirler mi? Hasnun Galip Sokağı navigasyonsuz bulabilirler mi? Ali Sami Yen’den sonraki başkan kim şak diye söyleyebilirler mi google’a bakmadan. O 104 kişinin büyük bölümü de okuyacak belki bu yazıyı. Aynada gözlerinin içine bakabilecekler mi utanmadan!
Gerçek isimler kaçıyor
Bu tür yanaşmaların vereceği cevap da belli, “Ben Galatasaray tarihçisi değilim, iktisatçıyım. Galatasaray’ı borçlarından kurtaracağım”. Cevabım en terbiyeli şekilde “Hade len” olacaktır. Galatasaray bir şirket değil ruhtur, o ruhu özümsememişsen layık değilsindir o koltuklara. Sorularımı başkan adayları da dahil olmak üzere tüm adaylar, mevcut yönetim, kürsü gevezeleri okuyup cevaplamaya çalışabilir.
Ana konumuza dönersek...
Kardeşim bir fikriniz yoksa, söyledikleriniz önceki 5, 10, 20 konuşmacının tekrarıysa boşa vaktimizi almayın, artık amacınızın ne olduğunu biliyoruz. Orijinal bir fikrinizi paylaşıyorsanız sabaha kadar dinleriz. Sizin cazgırlığınız yüzünüzden Galatasaray’a gerçekten faydası olabilecek insanlar yanaşamıyor kulübe. Siz kim kürsüye çıkmak kim. Çok meraklıysanız konuşmaya Hayri Ağabey’i örnek alın; önce bilgi sahibi olun sonra fikriniz olur zaten."