Güneydoğu'da 1980'ler ve 1990'ların başında gazetecilik yapan Cengiz Mumay,"Ne Çok Terörist Vurulmuş" adlı yeni kitabında arşivinde biriken belgeleri romansı bir anlatımla okura sunuyor.
Güneydoğu’da gazetecilik yaptığı yıllar ve bugünlerdeki çalışmalarında, bir dönem yazamadığı haberleri, sansüre uğrayan bölümleri, yer yokluğundan yayınlanamayan röportaj ve belgeleri tam sekiz klasörü bulduğunu söyleyen Mumay, kitap için de birlikte sınıflandırılabilecek olayları seçtiğini ifade ediyor. Mumay, olayları anlatırken okura hem bölge turu yaptırıyor, hem de “sadece öyküyü değil, bölgenin genel durumunu da anlasın, hayal etsin” istiyor.
Gazeteci Mumay kitabı neden yazdığını şöyle anlatıyor:
“Bölgede gezdiğim yıllar ve bugünlerdeki çalışmalarım bir belge yığını oluşturdu arşivimde. Yazamadığım haberler, sansüre uğrayan bölümler, yer yokluğundan yayınlanamayan röportaj ve belgeler tam sekiz klasörü buldu. Bu kitap için de birlikte sınıflandırılabilecek olayları seçtim. Her bölümü öyküsel bir şekilde kaleme alırken, okura bölge turu yaptırmayı amaçladım. İstedim ki, sadece öyküyü değil, bölgenin genel durumunu da anlasın, hayal etsin.
Olaylara sadece gazeteci sorumluluğunda ve insan hakları temelinde baktım. Mihail Alexandroviç Şolohov’un ‘Barış için sanat’ söylemine sadık kaldım. Sadece tanıklık yapmaya çalıştım. İşin ideolojilere, ülkülere, hamasete yönelik tarafı beni hiçbir zaman ilgilendirmedi. Demokrasiye olan inancımla, olayların tüm taraflarının görüşlerini aktardım.
Dokuz yılı aşkın bir süre izledim Güneydoğu olaylarını. Bu dönemde neredeyse tüm olayların içinde oldum. Her yönüyle araştırma ve gözleme olanağım oldu. Son üç aydır da yeniden alevlendirilen olaylar, tıpkı baştaki haline çevirdi bölgeyi. Çeşit çeşit olaylar içinde en çok ilgimi çekenler, masum insanların ‘terörist’ diye öldürülmeleri oldu. Ve bu olaylarının faillerinin çoğu bir türlü yargılanamadı. Oysa kırk dört ayrı olayda yetmiş yedi kişinin ölümü söz konusu. Elinizdeki kitapta, son üç ayda yaşanan benzeri olaylar dahil, bu olayları işledim.
Bu olayların yaşandığı bölgede PKK’nin kitlesel destek bulması tesadüf mü? Bu hatanın sorumlusu kim? Okuyunca siz karar vereceksiniz. Öldürülenler ‘masum köylü’ mü, ‘terörist’ mi?”
Gezi olayları sırasında polisin gaz fişeğiyle yaşamını yitiren Berkin Elvan ile Silvan’da PKK’nın yerleştirdiği patlayıcıyla feci şekilde ölen Fırat Sımpil’in ortak noktası, “evden ekmek almak için sokağa çıkmış olmaları”ydı. Kitap iki çocuğun ölümündeki benzerlikleri gözler önüne sererek bitiyor.