T24 Haber Merkezi
Gazeteci Levent Gültekin, Murat Sabuncu ile yaptığı programa katılmak üzere gittiği Halk TV'nin Bakırköy'deki merkez binası önünde yaklaşık 25 kişi olduğu belirtilen bir grubun saldırısına uğradı. Uğradığı saldırıyı anlatan Gültekin, "Devlet bu tür eşkıyalara bir disiplin vermek için vardır ama ne yazık ki izliyor" dedi.
Olay, Gültekin Bakırköy Meydanı'ndan Halk TV binasına yürürken gerçekleşti. Grup tarafından tekme ve yumruklarla darp edilen Gültekin, vücudunun ve yüzünün çeşitli yerlerinden aldığı darbelerle yaralandı.
Katılacağı programı iptal etmeyen ve yaşadıklarını anlatan Gültekin, şu ifadeleri kullandı:
"Memleketin vardığı yer açıdan vahim. Son açıklamamdan sonra sosyal medyadan çok tehdit aldım. İktidar ortağı partinin genel başkan yardımcıları sosyal medyadan tehdit, küfür, hakaret ediyorlar. Benden önce çok sayıda gazeteci, siyasetçi saldırıya uğradığı için tedirginliğim vardı.
"Taksiden indim meydanda, durağa yürürken iki gençle göz göze geldim, fark ettim beni takip ediyorlar. Biraz hızlandım, onlar da hızlandılar. Ben geri döndüm, onlar da geri döndü. Biraz daha hızlandım kanala geleyim diye, kanala 50-100 metre kala sokağın ayrı köşelerinden 15-20 kişi saldırdı. O anda başladılar vurmaya."
"Muhtemelen bu kişiler kendilerine delikanlı diyerek dolaşıyorlardır. Bir kişiye 25 kişi saldırmak ancak eşkıyalıktır. Kendilerine yakışacak en hafif tabir eşkıyalıktır. Hakaret etmedim, küfür etmedim, yaptıklarının yanlış olduğunu, izledikleri siyasetin yanlış olduğunu söyledim. 25 kişinin aynı anda tek bir kişiye saldırması yiğitlik değil korkaklıktır. Umut ediyorum ki aynaya baktıklarında bu utancı hep hissederler.
"Bu Türkiye için çok tatsız bir durum. Gazetecilerin can güvenliği yok, siyasetçilerin can güvenliği yok. Ortada hakaret, küfür olsa onda bile yapamazlar. Burası mafya düzeni değil ki, bir hukuk düzeninin olması gerektiği, devletin olduğu bir ülke. Devlet bu tür eşkıyalara bir disiplin vermek için vardır ama ne yazık ki izliyor devlet. Muhtemelen bunlar vazgeçmeyecekler, devam edecekler böyle.
"Bu ülkenin 80 milyonun kimliği siyasetin malzemesi yapıldı. Yapılmadı mı? Yalan mı söylüyorum? Toplumun yüzde 100'ünün değeri olabilecek bir değer, terim, siyasette ayrıştırıcı bir argüman haline getirilmedi mi? Türkeş'in buradan eleştirdi, yanlış yaptı dedim. Milliyetçilik yaparak ülkede siyaseti zehirledi."
"MHP'lilere şunu soruyorum: Doğru yaptıysanız ülke niye bu halde? Kim ülkeyi bu hale getirdi? Niye çocuklarımız birbirini öldürüyor? Bunun sorumlusu kim dedim değil mi? Ders almamız lazım dedim, ders alalım ki aynı yanlışları sürdürmeyelim. Tayyip Erdoğan'ı niye eleştiriyoruz; inancı siyasetin malzemesi yaptığı için, biz ve onlar ayrımı yaptığı için eleştirmiyor muyuz? Sevgili MHP'ye gönül verenler, yaptığınız siyasette Türkiye kaybetti. Niye bundan rahatsız değilsiniz? Kimden yanasınız, Türkiye'den mi yanasınız, hatasıyla sevabıyla Türkeş'ten mi yanasınız?
"Ben Türkiye'de kimse dışlanmasın, Türkiye bölünmesin, barış olsun, kavga olmasın diye uğraşıyorum. Bu ülkedeki gençlerin yüzde 60'ı başka bir ülkeye kapak atmak için can atıyor. Bundan utanıyoruz, bundan hepimiz utanalım. Bunların ortaya koyduğu siyaset anlayışı yüzünden, bunu sürdüremeyiz. Bu siyaset anlayışını aşmamız gerekiyor. Bundan niye rahatsız oldunuz? Bundan rahatsız oluyorsanız Türkiye'den yana değilsiniz demektir. İstediğinizi yapabilirsiniz, susmayacağız çünkü bu ülkenin iyiliğini istiyoruz. İstediğiniz kadar saldırabilirsiniz, asla vazgeçmeyeceğiz çünkü çocuklarımızın başı dik yaşasın istiyoruz. Milliyetçilikle bu ülkeyi böldüler, yarısını vatan haini ilan ettiler.
"İmamoğlu'nun attığı bir tweet'te iki tane ismin yan yana gelmesine sabredemiyorsan Tayyip Erdoğan'a itiraz etme o zaman. Müstehaktır ülkenin bu hale gelmesi çünkü hiçbiriniz demokrat değilsiniz; çünkü barıştan yana değilsiniz; çünkü konuşmayı bilmiyorsunuz; çünkü insan konuşarak anlaşır.
"Bana saldıranlara kızmıyorum. Ben hiçbir zaman sonuç üzerinden kavga etmedim. Bu çocuklar sonuçturlar. Asıl problem önüne gelene vatan haini demeyi, önüne geleni dışlamayı, önüne geleni aşağılamayı siyaset zanneden koca koca yaşlardaki ilkokul düzeyi siyasetçilerdir.
"Siyaset zehir akıtıyor ülkeye. İnancımız, değerlerimiz, kimliğimiz üzerinden zehir akıtıyor."
Gültekin, geçen hafta katıldığı bir programda MHP'nin kurucusu Alparslan Türkeş için şu ifadeleri kullanmıştı:
"Türkeş milliyetçilik hastalığını, ırkçılık hastalığını bu ülkenin milyonlarca evladının zihnine bolca dökmüş, sırf o milliyetçilik biz ülkeyi herkesten daha fazla seviyoruz tuhaflığıyla, milyonlarca gencin hayatını karartmıştır."
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Semih Yalçın ise, Twitter hesabı üzerinden Gültekin'i şu ifadelerle hedef göstermişti:
"Levent Gültekin adındaki azınlık ırkçısı gazeteci ve yazar taslağı, açıkça ilan edemediği bölücülük ve Türk düşmanlığını, duçar olduğu MHP nevrozu üzerinden teşhire çalışıyor. Hangi mahfillere hizmet ettiği belirsiz bu müstemleke tipi sözde gazeteci; Türkiye gerçeklerinden uzakta, vicdanını hapsettiği bir sırça köşkte, amansız psikolojik ihtilaçlar içinde kendini paralıyor.
"Bir tür cinnet hâlindeki bu zavallı Gültekin; milletin sevdiklerinden nefret ediyor, değer verdiklerini kötülüyor, saygı duyduklarını tahkire yelteniyor, itibar sahiplerinin halk nezdindeki yerini kin ve nefretle taşlıyor. L. Gültekin'in kulakları tırmalayan üslubu, mantık örgüsü ve akıl kırıntısından azade ifadeleri, rastgele tokatlanan dümbeleğin gürültüsüne benziyor. Gültekin; yüreğindeki karamsarlık ve tatminsizliğin, ruhundaki hastalıkların acısını merhum Başbuğ Alpaslan Türkeş'e ve MHP'ye düşmanlık ederek yatıştırmaya çalışıyor.
"Levent Gültekin, kendine gazeteci ve yazar süsü veren medya şarlatanlarıyla fikir dolandırıcılarına pek manidar bir örnek… Bu hasta herifi adam sanıp programlarında yer veren TV kanalları da kendi ufuksuzluklarını ele veriyor."