Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, bugün Konya'da yaptığı konuşmada “Bu millet patlatır enseni” sözleriyle gazeteci Fatih Portakal'ı tekrar kez hedef aldı.
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Genel Sekreteri Sibel Güneş, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Sekreteri Mustafa Kuleli, Türkiye Basın Konseyi Genel Sekreteri Mustafa Eşmen, Portakal'ın Erdoğan tarafından 15 Aralık'tan beri yaptığı üç konuşmada ardı ardına hedef alınmasını bianet’ten Tansu Pişkin, Pınar Tarcan ve Hikmet Adal'a değerlendirdi.
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu, Portakal'a bir zarar gelmesi durumunda RSF olarak sorumluluğu "Sayın Cumhurbaşkanı'ndan bileceklerini ilan ederek" şunları söyledi:
"Yerel seçimlere doğru giderken bir kez daha bir Cumhurbaşkanı'na yakışmayacak üslupta kendisi kadar kamuoyuna mal olmuş bir gazetecinin canına kast edilebilecek bir ölçüde hedef alındığına tanık oluyoruz.
"Geçmişte Hrant Dink örneğinde yaşadığımız gibi Fatih Portakal'ın canına kast edilirse toplumda bağımsız durması beklenen ve vicdanları rahatlatması beklenebilecek kişi olarak Sayın Cumhurbaşkanı ne gibi bir söyleme sığınacak.
"Sınır Tanımayan Gazeteciler olarak toplumsal kutuplaşmayı tehlikeli şekilde provoke eden bu sorumsuz söylemlere son verilmesini bekliyoruz.
"Portakal'ın başına bu saatten sonra bir zarar gelmesi durumunda sorumluluğu Sayın Cumhurbaşkanı'ndan bileceğimizi ilan ediyoruz."
Türkiye Gazeteciler Sendikası'ndan Mustafa Kuleli:
"Erdoğan Fatih Portakal şahsında Türkiye medyasına ve toplumuna 'Ben şiddetle sizi bastırırım. Kimse bana bir şey söyleyemez, sokağa çıkamazsınız' mesajı veriyor. Her şeyden önce birkaç yeri düzeltmek lazım...
“Birincisi, sokağa çıkmak, eylem yapmak, protesto düzenlemek haktır. Bu evrensel doğruları Erdoğan'a tekrar tekrar hatırlatmaya devam edeceğiz. İkincisi, açık ki Erdoğan 'Savcılar harekete geçecektir' dediğine göre, yargının üzerinde olduğunu düşünüyor. Bağımsız bir yargı olmadığını, kendisinin talimatıyla savcıların harekete geçtiğini de itiraf etmiş oluyor.
"Tabii seçimlere giderken böyle Erdoğan gibi popülist siyasetçilerin toplumu kutuplaştırmak, bölmek ve bu sayede kendi kitlesini yeniden arkasında birleştirmek üzere çabaları oluyor. Bugün yapılan da budur. Ama oynadığı bu tehlikeli oyun sonucunda bir gazeteciye, bir sivil toplum insanına ya da bir akademisyene yarın saldırı olsa Erdoğan bunun altında kalacağını da bilmelidir.
“Siyaset kurumu ülkenin tamamına hizmet etmek için vardır. Ancak Erdoğan bu olgunluğa henüz erişemediği için sadece kendi kitlesini düşünüp onlara hizmet ediyor ve kendi kitlesinin cumhurbaşkanı gibi davranıyor. Bu çok tehlikeli...
“Türkiye'yi bölecek olan, ilerlemeden, demokratikleşmeden uzaklaştıracak olan şey Erdoğan'ın bu tip çıkışlarıdır. Bu sözleri çok tehlikeli buluyoruz ve bir kez daha gazetecilere, fikir insanlarına bu hasmane tutumdan vazgeçmesini istiyoruz."
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Genel Sekreteri Sibel Güneş de cemiyet adına yaptığı açıklamada "Basın özgürlüğünü eğer evrensel ölçütlerde ele alırsak; halkın gerçekleri öğrenmek, doğruları bilmek hakkıdır" dedi. Güneş şöyle devam etti:
"Bunun için görev yapan gazetecilerin siyasetçiler tarafından hedef gösterilmesini demokrasi dışı görüyoruz.
"TGC Basın Müzesi Öldürülen Gazeteciler Galerisi'nde her siyasi görüşten, hedef gösterildiği için öldürülmüş 66 gazeteci var.
"İktidarların gazetecilerin güvenli koşullarda mesleğini yapmasını sağlama sorumluluğu olduğunu unutmaması gerekiyor. Gazetecilerin her dönem günah keçisi haline getirilmesi, hedef gösterilerek can güvenliklerinin hiçe sayılması bu ülkede demokrasinin yeşermesini de engelliyor. Hedef gösterilen tüm meslektaşlarımızla dayanışma içinde olmayı sürdüreceğiz."
Basın Konseyi adına açıklama yapan Genel Sekreter Mustafa Eşmen, endişelerinin "Had bildirmek için bekleyenlerin bunu bir talimat olarak algılamasıdır" dedi ve ekledi:
"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son mitinglerinde muhalefetin yanı sırası medya mensuplarını da hedef almayı alışkanlık haline getirmiştir.
"Hafta sonu Denizli ve İstanbul'daki mitinglerinde adını vermeden eleştirdiği Fox TV, ana haber sunucusu Fatih Portakal için bugün Konya'daki konuşmasında 'Birileri çıkmış Portakal mıdır, mandalina mıdır, narenciye midir? Sokağa çağırıyor. Haddini bil haddini. Bilmezsen haddini bu millet patlatır enseni' ifadelerini kullanmıştır.
"Cumhurbaşkanı'nın, bir medya mensubu için küçümseyen üslup kullanması; hele 'had bildirme', 'ense patlatma' ifadelerini kullanması talihsizliktir, yakışıksızdır, asla kabul edilemez. Endişemiz, 'had bildirmek' için bekleyenlerin, bunu talimat olarak algılamasıdır.
"İfade ve basın özgürlüğünün demokrasilerin olmazsa olmazı olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz."
Portakal, 10 Aralık akşamı ana haber bülteninde şunları söylemişti:
"Hadi bakalım barışçıl bir eylemle zamları, doğalgaz zamlarını protesto edelim. Hadi bakalım, yapalım. Yapabilecek miyiz? Kaç kişi çıkacak korkudan endişeden sokağa? Kaç kişi çıkar sokağa Allah aşkına söyler misiniz? Bireysel ve toplumsal muhalefeti baskı altına almaya ve yıldırmaya çalışıyorlar. En doğal hak ama uygulanamıyor. Fransa olmuş, Türkiye olmuş çok da fark etmiyor açıkçası."
AKP’ye yakınlığıyla bilinen pek çok medya kuruluşu, Portakal’ın bu sözlerini, “Halkı sokağa çıkmaya kışkırtmak” olarak değerlendirmiş, Portakal’ı hedef göstermişti.
Söz konusu yayınların ardından Fatih Portakal hakkında çok sayıda suç duyurusunda bulunulmuştu.
Perşembe akşamki programında hedef gösterildiğini söyleyen Portakal, şunları söylemişti:
“(…) Canıma zarar geleceğinden korkuyorum. Çünkü beni her gün ekranlarınızda en az 10 dakika gösteriyorsunuz. Bir aklı evvel çıkacak, başıma bir şey geleceğinden korkuyorum. Kendim için önemli değil. Ailem, sevdiklerim var. Tek endişem o. Beni tabii ki eleştirebilirsiniz ama lütfen beni hedef göstermeyin. Bunu çok yapıyorsunuz ve bir gün başıma bir şey gelirse bunun vebali de sizindir.”
Bugün Konya'da konuşan Erdoğan bir kez daha Portakal'ı hdef alarak şöyle konuştu:
“Bay Kemal sokağa çağırıyor. Birileri çıkmış portakal mıdır, mandalina mıdır, narenciye midir sokağa çağırıyor.
“Haddini bil haddini. Bilmezsen haddini, bu millet patlatır enseni. Bu ülkede benim milletimle, onuruyla oynanmaz. Hesabı ağır olur."