Türk basınında tek başına bir kurumdu; 67 yıldır Milliyet'te çalışan Sami Kohen hayatını kaybetti

Türk basınında tek başına bir kurumdu; 67 yıldır  Milliyet'te çalışan Sami Kohen hayatını kaybetti

Dış haberler alanında Türk basınında bir ekol olan ve 70 yılı aşkın gazetecilik hayatının 67 yılını aralıksız Milliyet'te geçirerek benzersiz bir istikrar çizgisi sergileyen Sami Kohen 93 yaşında hayatını kaybetti.

Kohen son yazısını 27 Nisan'da kaleme almıştı.  

Sami Kohen'in cenazesi 21 Ekim 2021 Perşembe günü saat 13.30’da Neva Şalom Sinagogu’nda düzenlenecek törenin ardından Ulus Musevi Mezarlığı’nda (Akmerkez karşısı) toprağa verilecek.

İlk günden bu yana Milliyet’in serüvenine ortak olan ve Türkiye’de dış haberciliğin önemli ismi Sami Kohen 1928 yılında İstanbul'da doğdu. Gazeteci Albert Kohen'in oğlu olan Sami Kohen 1939-1949 yılları arasında Ladino ve Fransızca dillerinde çıkarttığı "La Boz de Türkiye" (Türkiye'nin Sesi) gazetesinde 13-14 yaşlarından itibaren babası yazıları dizdirmek üzere Babıâli’deki Hüsnütabiat Matbaası’na gittiğinde kendisine eşlik etmeye başladı. Daha sonra 16-17 yaşlarına geldiğinde, babası yerine yine Babıâli’deki İlancılık Şirketi’ne giderek, gazeteye gelen ilanları almak görevini üstlendi.

Henüz Musevi Lisesi’nde öğrenciyken, bir derginin yazıişlerinden, matbaada basımına ve ilanına kadar her yönü hakkında bilgi sahibi oldu. 

1950 yılı ekim ayında Habip Edip Törehan’ın çıkarttığı Yeni İstanbul gazetesine girdi. Sami Kohen iş başvurusunda bulunmak yerine, Ortadoğu’daki gelişmeleri anlatan bir yazı kaleme alıp gazetenin genel yayın müdürüne posta ile göndermek yolunu seçti. Yeni İstanbul’da çalışmaya başladı. İmzalı yazılarıyla kısa zamanda dikkat çekti. Kohen’in Yeni İstanbul’a katılmasından sonra sayfaların bir bölümünün tamamen dış haberlere ayrılmasıyla kendi ifadesiyle Babıâli’de bir çığır açılmış oldu.

Tan, Yeni İstanbul ve İstanbul Ekspres gazetelerinde çalıştı.

Abdi İpekçi, Milliyet’te genç bir ekip kurduğunu, kendisini de yanında görmek istediğini söylemesinin ardından 1954’te Milliyet’in kadrosuna katıldı.  Kohen, 1954’ün Ekim ayında Milliyet’te Dış Haberler Şefi ve dış politika yazarı olarak göreve başladı. Köşesinin adı da “Dünyada Bu Hafta”ydı. Milliyet’te 70 yıla yaklaşan süre içinde sayısız yazı yazdı, röportajlar yaptı.

Mehmet Ali Birandİpekçi’nin tavsiyesiyle yanına yardımcı olarak aldığı ilk gazeteci oldu. Dinçer GünerÖzer YelçeCemre Birand, Murat Bardakçı bu serviste çalışmış isimlerden bazılarıydı.

Milliyet’e yeni gelen Mehmet Ali Birand ile birlikte “Dünyada Bu Hafta” adında “gazete içinde dağıtılan” bir dergi çıkarmaya başladılar. 

Milliyet Gazetesi'ndeki köşe yazarlığının yanı sıra ABD'de yayınlanan "Christian Science Monitor" ve New York Times gazetelerinde de makaleler yazdı. 1954 yılından bu yana aralıksız olarak Milliyet Gazetesinde yazarlık yapan Kohen, gazetecilik anılarını 2007 yılında Özer Yelçe tarafından Sami Kohen Dünyanın Yazısı adı altında bir kitap olarak yayımladı.

Sedat Ergin’e göre Kohen’in dış habercilik anlayışına kattığı kayda değer bir unsur, bu alanı yalnızca masa başa bir çeviri uğraşı olarak görmeyip, servisin mensuplarının sahada olması gerektiğine inanması, bunu teşvik etmesiydi.

1965 yılında Lefkoşa’ya giderek dönemin “Kıbrıs Cumhuriyeti” Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makarios’tan mülakat alan ilk gazetecidir.

Sami Kohen'in 1963 yılında Arnavutluk’a girmesinin öyküsünü Ergin,  "O dönemde Enver Hoca’nın liderliğindeki Arnavutluk tüm dünyaya kapılarını kapatmış bir ülkedir. Hiçbir gazetecinin bu ülkeden içeri adım atabilmesi mümkün değildir. Kohen ise Arnavutluk’a gitmeyi kafasına koymuştur. Bunun için Milliyet Spor Müdürü Namık Sevik’in katkısıyla yaratıcı bir formül bulunur. 1963 yılında Balkan Futbol Kupası finallerinde ev sahipliği sırası Arnavutluk’a gelmiştir ve Türkiye’yi Beşiktaş temsil edecektir. Ancak gizli servislerin başvuracağı türde bir organizasyonla Sami Kohen, toplu vizeyle Tiran’a giden Beşiktaş kafilesine takımın masörü olarak dahil edilir. Bu şekilde Beşiktaş takımının içinde gizlenerek Arnavutluk’a sızan Sami Kohen, kulübün masörü kimliğiyle halkın arasına karışır, çok sayıda fotoğraf çeker.." diye köşesine taşıdı. 

Ayrıca, Mihail Gorbaçov’un 1 Eylül 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağıldığını ilan ederken Moskova’da elinde not defteriyle bu tarihi olaya tanıklık eden yabancı gazetecilerden biri yine Sami Kohen’di.

Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin, 15 Mayıs 2021’de “Bir gazeteciden çok fazlası Türk basınında bir müessese: Sami Kohen” başlıklı yazısında da, “Aslında Sami Kohen’den söz ederken onu bir gazeteci ya da yazar olarak anlatmak yeterli değildir. O, Türkiye’de Cumhuriyet dönemi gazeteciliğinde önemli bir müessesedir. Bulunduğu her ortamda gazeteciliğin saygınlığını yükseltmiştir. Bir gazetecinin görevi toplumu bilgilendirmek, ufkunu genişletmekse, yaşadığı topluma karşı bu görevini layıkıyla en iyi şekilde yerine getirmiş, ülkesine değer katmış, Türkiye’yi dünyaya açmıştır. Türkiye Sami Kohen’e müteşekkirdir.” değerlendirmesini yapmıştı.