Gazeteci Ünsal Ünlü televizyon haberciliği yıllarını anlatırken medyadaki değişimle ilgili yaşadıklarını aktardı.
HaberTürk televizyonundaki yıllarını anlatırken Ünsal Ünlü "HaberTürk’te ipimi çeken 2010 referandumuydu. Arayıp diyorlar ki ‘Ekrana çıkmamız lazım.’ Çünkü reisten talimat gelmiş, referandumun ne kadar önemli olduğunu anlatın. Ben diyorum ki ‘böyle olmaz.’ Ben soru soracağım. ‘Yok öyle olmaz’ şikayet dilekçeleri patrona kadar gitti" sözleriyle medyada yaşananlara ışık tuttu.
Kısa Dalga'dan Kemal Göktaş'a konuşan Ünsal Ünlü, 2015’ten bu yana Youtube başta olmak üzere dijital platformlardan yayın yapıyor.
Türkiye'nin ilk haber kanalları arasında yer alan NTV televizyonundaki günlerinden de söz eden Ünlü o yıllarda Anadolu Ajansı'nın bile yolsuzluk haberlerini yapabildiğini söyledi.
"Medya hafızası oluşsun" diyen Ünsal Ünlü'nün anlattıklarından bazı bölümler şöyle:
"Türkiye’nin en büyük yolsuzluk dosyalarından Beyaz Enerji dosyası Anadolu Ajansı’nın haberiydi. Ben de 2009’da NTV’den atılana kadar bir kişi bile bana neden perde arkası haber yazıyorsun demiyordu. Çünkü, Anadolu Ajansı muhabiri de perde arkası yazıyordu. Bunlar yapılabiliyordu. Şimdi öyle hale getirildi ki, sanki tarihte bunlar hiç yoktu. Özellikle olayları tek tek anlatıyorum ki medya hafızası olsun.
Ben 1999 sonunda 2000 başında NTV’ye başladım. Hayata Dönüş operasyonlarının sonrasında Hizbullah operasyonlarının olduğu zamanlardı. NTV’de haberin göbeğinde çok iyi çalışan bir ekiptik.
NTV’de şöyle bir haber yapmıştım. Her zaman anlatırım. Erdoğan Bayraktar bakandı. Niğde’de toplu konut açılışına gittik. Geç kalmıştık. Yayın aracını park ettik. Namık Okutan kamerayı kurdu, hazırlık yaparken bir kargaşa oldu. Bayraktar’ın basın müşaviri bir üst teğmeni tekmeyle dövdü. O zaman NTV'de yayın yönetmeni Mirgün Cabas’tı. Aradım, 'Bas görüntüyü son dakika geçelim' dedi. Son dakikayla yıktık ortalığı. NTV bu görüntüyü yayınladı.
NTV’den atıldıktan yarım saat sonra Habertürk günleri başladı. Aradılar Ankara temsilcisi oldum. Habertürk’te ipimi çeken 2010 referandumuydu. Arayıp diyorlar ki ‘Ekrana çıkmamız lazım.’ Çünkü reisten talimat gelmiş, referandumun ne kadar önemli olduğunu anlatın. Ben diyorum ki ‘böyle olmaz.’ Ben soru soracağım. ‘Yok öyle olmaz’ Şikayet dilekçeleri patrona kadar gitti."
İş takipçiliği yapacaksan gazetecilik yapmayacaksın. Gazetecilik kisvesi altında ne fırıldaklar çevirenler var. Demirören’in ‘Seni üzdük mü patron’ sözünden dolayı yayınımın adı ‘patronsuz’. 12 metrekare odada 1 parmak büyüklüğünde bir kameraya bakarak insanlarla konuşuyorum. İlk yayını 37 kişi izledi, şimdi günde 130 – 140 bin kişiye ulaşıyorum. İzleyicimiz sanal görünmesine rağmen daha gerçek.”