Hükümette yapılan revizyonu gazeteciler NTV'de değerlendirdi: “Sürpriz isimler var, kapsamlı, köklü bir değişiklik...” NTV Siyaset Danışmanı Ruşen Çakır, Sabah gazetesi yazarları Yavuz Donat ve Nazlı Ilıcak, Milliyet gazetesi yazarı Derya Sazak ve Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan Coşkun, yeni kabineyi NTV canlı yayınında değerlendirdi. Ruşen Çakır: Davutoğlu sürpriz değil Ahmet Davutoğlu'nun parlamento dışından bu kadar güçlü bir yere atanması önemli. Sürpriz isimler de var... Davutoğlu sürekli aktif roller aldı. Ortadoğu'daki görevi önemliydi zaten. Davutoğlu Gül'ün köşke çıkmasından sonra Ali Babacan ile birlikte etkiliydi; şimdi daha da etkili olacak. ABD'de Ermeni konusunda bakan gibi görüşmeler yaptı. Şaşırtıcı olan kabineye dışarıdan bir ismin gelmesi; Davutoğlu'nun gelmesi değil. Beklenmeyen Nazım Ekren'in dışarıda kalması oldu. Devlet Bakanı bile olmadan kabine dışında kaldı. ‘Bülent Arınç konuşacak’ Bülent Arınç siyasi ve ağırlığı olan bir kişi. Parti içerisinde milli görüşe en yakın, eskiye en yakın görülen bir kişi. Devlet Bakanlığı'na kaydırılan Hayati Yazıcı'nın yerine Başbakan Yardımcısı olacak. 'Başbakan Erdoğan tek adam' eleştirileri geliyordu ve şimdi Arınç geldi; hep de kalacak gibi görünüyor. Medya ve kamuoyu ondan 'konuşmasını' bekleyecek. Ergenekon ve diğer konularla ilgili Arınç'ın ortada olacağını düşünüyorum; ama Hükümet Sözcüsü gibi değil... Cemil Çiçek ve Nihat Ergün Cemil Çiçek'in gideceği ve hatta ağustos ayında Köksal Toptan'ın yerine TBMM Başkanı olacağı rivayetleri vardı. Kalması sürpriz olarak değerlendirilebilir. Yerel seçimler sonrası DTP ile ilgili açıklamaları nedeniyle Çiçek'i eleştiren Grup Başkan Vekili Nihat Ergün son dönemin en parlak isimlerinden biri. Beşir Atalay ve Gül’ün ağırlığı İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın Milli Eğitim'e kaydırılacağı düşünülüyordu ama yerinde kaldı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yapılan görüşmede oynama yapılmış olabilir. Gül bu konuda ağırlık koymuş olabilir; hükümette Gül'e en yakın isimlerin başında geliyor Atalay. Mehmet Aydın da Gül'e yakındır ve o da hükümette kaldı. Gül'ün ağırlığını tekrar ciddi bir şekilde görüyoruz. Taner Yıldız da buna örnek. Kadın Kolları Başkanı Fatma Şahin'in ismi konuşuluyordu. Nimet Çubukçu'nun Milli Eğitim Bakanı olması; bunun dışında Selma Aliye Kavaf'ın kabineye girmesi önemli. Ahmet Hakan: Üç önemli isim Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan şöyle konuştu: “Köklü bir vizyon değişikliği yapıldığını düşünüyorum. Ama ben üç ismi, mesaj yüklü olması açısında çok önemsedim. Birincisi Ahmet Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanı olması. Büyükelçiyken bile özellikle Ortadoğu politikasında göz dolduran bir çalışma yaptı. Eğer hükümetin 3-4 başarılı işi varsa, onlardan birinin arkasındaki isim Davutoğlu’dur. Ali Babacan’ın görevden alınarak, yerine Davutoğlu’nun getirilmesinin çok isabetli bir karar olduğunu düşünüyorum. ‘Önemli açılım getireceğine inanıyorum’ Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturduktan sonra önemli bir açılım getireceğine inanıyorum. Çünkü orada da birtakım radikal adımların atılması gerekiyor. Davutoğlu’nun o adımları atacağını düşünüyorum. Orada bir şey yapmak lazım; onu da Ahmet Davutoğlu yapabilir. İnisiyatif sahibi bir isimdir; öyle olması da dışişleri bakanlığı koltuğunda çok önemli. Avrupa Birliği’ne de çok soğuk yaklaşacağını düşünmüyorum ama farklı yaklaşacaktır. O farktan da Türkiye yararlanacaktır diye düşünüyorum. ‘Arınç AKP ruhunu temsil eden isimlerden’ İkincisi isim Bülent Arınç... Ben iki açıdan önemsiyorum Bülent Arınç’ı. Bir, partinin ilk başlangıç dönemlerindeki o birlik ve beraberlik ruhu, 'AKP ruhu' diye bir ruh varsa, o ruhu temsil eden isimlerden biriydi. Kabineye yeniden alınması bana o ruha dönüş gibi geldi. İkincisi de Başbakan Erdoğan’ın son zamanlarda tek kaldığı; işte Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı olması, Abdüllatif Şener’in ayrılması Arınç’ın Meclis Başkanı olması; Erdoğan’ı eleştirebilecek herhangi bir ismin etrafında kalmaması konusu çok fazla gündeme getiriliyordu. Bülent Arınç, bu boşluğu dolduracaktır. Bana Başbakan Erdoğan'ın sanki ‘Beni bir uyaran olsun’ yaklaşımından hareketle yapılmış bir atama gibi geldi. Bu açıdan Recep Tayyip Erdoğan’ı da kutlamak lazım. Çubukçu’nun kendini kanıtladı Üçüncü isim de Nimet Çubukçu. Bu zamana kadar parti içindeki gücü, etkinliği çok fazla hesaba katılmamış, sanki kabineye kadın bakan kontenjanından girmiş gibi değerlendirilen bir isim. Öyle olmadığı bu atama ile ortaya çıktı. Başbakan Tayyip Erdoğan’a çok yakın, parti içinde çok etkin bir isim. Kadın kimliğiyle kabineye alınan birisi değil. İşte gördüğünüz gibi çok önemli bir bakanlık verilmiş durumda. Açıkçası bu üç ismin çok önemli olduğunu düşünüyorum.” Yavuz Donat: Geç kalmış bir revizyon Sabah gazetesi yazarı Yavuz Donat, kabinedeki değişikliği, 'Büyük bir revziyon ama geç kalmış bir değişim" şeklinde değerlendirirken, "Seçimden önce olabilirdi ama 'Partide çalkantı olmasın' dendi. Seçimin ilk haftası yapılabilirdi ama Başbakan 'Seçimdeki sonuçlara bağlanmasın' diye düşündü. Bürokrasi 15-20 gündür çalışmıyordu ve seçimin üzerinden 1 ay geçti" dedi. ‘İki kadının bakan olması önemli’ Donat şöyle konuştu: "Yapılan, büyük bir revizyondur. Kamuoyunda, parti tabanında beklenti vardı. Bu bir bayrak yarışıdır ve bir adım atılması gerekiyordu. İki kadının bakan olması önemli. Başbakan'ın seçim kampanyası öncesinde 'Bana kadın aday getirin' ısrarı oluyordu ama bu değerlendirilmedi. Şimdi kabinede bu oldu. Valiler atamasında da dileğimiz bu. Parlamento dışından bakan alımı parti içinde tartışılacaktır. Başbakan, dışişlerini tanıdığı bir isimle götürmek istiyordu ve Ahmet Davutoğlu yerinde bir kişidir. Grup başkan vekillerini onare etmek durumu gerçektir ve onlara sahip çıktı. Cemil Çiçek kabinenin, partinin jokeridir ve zor günlerin adamıdır. Uzlaşmacı kişililere ihtiyaç vardır. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül hükümetin duayenidir ve yerinde kalması gerekiyordu. Sağlık Bakanlığı'nda değişikliğe gerek yoktu. Ulaştırmada da hep birlikte çalıştığı isimle birlikte 'Yola devam' dedi. Hükümetin sola açılan penceresi Ertuğrul Günay'ın değişmesi beklenmiyordu zaten. Milli Eğitim Bakanlığı'na bir hanımefendi geldi ve önemli bir bakanlık... Yumuşak, uzlaşmacı ama gerektiğinde kavga edecek bir isim Nimet Çubukçu. Başbakan'ın ekonomideki tercihi önemli. Yeni dönemde ekonominin direksiyonunu bizzet ele alacak gibi. Kendi altında Babacan ve reel sektörün içinden gelen Zafer Çağlayan gibi isimlerle ekonomiyi birlikte götürecek." Derya Sazak: Parti içi dengeler gözetildi Milliyet Gazetesi Yazarı Derya Sazak, yeni kabine değişikliğini şu sözlerle ele aldı: "Seçim sonuçları, ekonominin kötüye gitmesi, yönetimin zayıf kalması, ekonomi bakanları ile ilgili ciddi kararlar alınmasına yol açtı gibi görünüyor. Nazım Ekren dışarıda bırakıldı ve Ali Babacan geldi. Hukuk ve milli eğitim de AKP'yi yıpratan konulardı. Ergenekon davası ve bir takım hukuki süreçler... Orada iki bakanın kabine dışı kaldığını görüyoruz; Hüseyin Çelik ve Mehmet Ali Şahin. Ekonomik kriz ve 'teğet geçecek' yorumları... Hafife alındı ve Başbakan krizin süresiyle ilgi kendisine söylenenlerle yanıltıldı... 6 ay içersinde krizin sona ereceği değerlendirmeleri kabine içerisinden yapıldı... Kriz derinleşti ve AKP ağır bedel ödedi. Erdoğan yıpranan bakanları değiştirdi. Kendisine yakın çalışacak bir isim olan Ahmet Davutoğlu'nu dışarıdan bakan yaptı. Hukuk ve milli eğitim... Tartışılan Deniz Feneri, Ergenekon davasları ve yıpranmalar, hukukun siyasallaşması tartışmaları Mehmet Ali Şahin'i, Doğu ve Güneydoğu'da alınan sonuçlar Hüseyin Çelik'i dışarıya itti. Nimet Çubukçu Milli Eğitim Bakanı oldu. Deneyim kazanmış bir isim, daha tarafsız ve etkili bir bakanlık yapabilir. İkinci bir bayanın da kabineye girmesi önemli. Bülent Arınç'ın gelmesi önemli. Seçimlere 2 sene var; muhalefet sıkıştırması gündemde. Bülent Arınç ile denge kurulmuş gibi. Başbakan, kendisine yakın olan Ömer Dinçer'i Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak kabineye alarak 'rahatlamış' oluyor. Parti içi dengeleri gözeten bir yenileme olarak görüyorum. Bu kabine artık AKP'nin seçimde ne yapıp yapamayacağını gösterecek." Nazlı Ilıcak: Kapsamlı bir değişiklik "Beklendiği gibi kapsamlı bir değişiklik' diyen Sabah Gazetesi Yazarı Nazlı Ilıcak, "Eleştirileri alan bakanlar, örneğin Hüseyin Çelik dışarıya kaydırıldı; muhalefetin eleştirilerini alıyordu. Kemal Unakıtan da başarılıydı ama o da muhalefetin saldırısına uğruyordu. Sağlık sorunları da biliniyor ve o da dışarıda kaldı" dedi. Ilıcak şöyle konuştu: "Nimet Çubukçu'nun bu konuma gelmesi önemli. Kabinede genellikle hep Kadından Sorumlu Devlet Bakanlığı'nda gördüğümüz kadınları farklı yerlerde görmek güzel. Bülent Arınç'ın girmesini önemsiyorum. Baştan beri partidedir. Meclis Başkanlığı sırasında yıpranmıştı ve dinlendikten sonra tekrar döndü. Parti içi dengeler bakımından 'Başbakan, Arınç'ı değerlendirmeye mecburdu' diyebiliriz. Kimsenin başı ağrımasın diye düşünseydi Arınç'ı önemli bir noktaya getirmezdi. Saadet Partisi'nin iyi performans ihtimali karşısında da Arınç'ı kalkan olarak kullanabilir. Arınç orada da etkili biri. Meclis Başkanlığı'nda yanlış tanındı diye düşünüyorum. Fevri çıkışları var ama diyaloga açık biridir.