Gazeteciler, yazarlar ve akademisyenler HDK'yi anlattı

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) 2. Olağan Genel Kurulu'nu yaptı.Geçtiğimiz hafta sonu 10-11 Kasım tarihlerinde Ankara Kocatepe Kültür Merkezi'nde yapılan genel kurula Türkiye'nin birçok ilinden 800 delege katıldı. İki gün süren genel kurulda bir yıl boyunca görev yapacak olan 121 kişilik HDK genel meclis üyeleri seçildi ve bir yıllık politikalar belirlendi.

Evrensel Gazetesi'nden Hilal Yağız'a konuşan genel kurula katılan gazeteciler, yazarlar, siyasetçiler ve akademisyenler HDK'nin birçok muhalif akımı birarada tutabilmek açısından önemli bir adım olduğunu vurgulayarak "bu maya tuttu" dediler.

Akademisyen- Yazar Cem Kirazoğlu: HDK, birçok muhalif akımı birarada tutabilmek açısından tam da faşizan anlayış karşısında atılabilecek en önemli adımdır. Belki de bu adımı atmak için travmatik bir süreç gerekiyordu. Şu anda süren açlık grevleri tam da böyle bir süreçtir. Türkiye faşizme karşı keskin bir hareket arıyordu. Bu hareket etkili bir güce dönüşebilir. Daha da etkili olabilir.

Gazeteci- Yazar Bereket Kar: Gelinen nokta, Türkiye’nin içinde bulunduğu konum ve bölge özelliği açısından çok önem taşıyor. Çıkacak kararlardan halka verilecek mesaj önemli. Kongrede çeşitli renkler yer aldı. Tüm azınlıkların yer alması, anti-kapitalist Müslümanların da buraya katılması... Tüm bunlar bu mayanın tuttuğunun bir işaretidir. Bu kongrenin Türkiye’de yaşanan çözümsüzlüklerin, anadilde eğitim için, Öcalan’a tecrit için, vücutlarını ölüme yatırmış binlerce insan var. Burada mücadelenin sürdürülmüş olması genel kurulu bir eylem alanına ve dayanışmaya dönüştürdü. Diğer bir yan ise, iktidarın bölgeye dönük misyonu...Bu kongrede tecride “hayır” diyen, tam da AKP ve MHP’in milliyetçi ve siyasal islamcı mesaj verilen kongrelerinin tam tersine daha enternasyonel bir mesaj var.

Yeni Kıbrıs Partisi Yönetim Kurulu üyesi Murat Kanatlı: Türkiye’de süren demokratik süreç önemli. Buranın özgürleşmesi bizim demokratikleşmemiz demek. Biz zaten birçok siyasi yapıyla ilişki halindeydik. Siyasi anlamda yapılmaya çalışılan çok önemli. Bizim yaptığımız siyasi alanda bu yönelimleri kendi coğrafyamıza da taşıyabilir miyiz? Biz buradan ilham alıyoruz. Bizi en çok hayrete düşüren HDK’nin kendisine çok hızlı bir alan açması.

Belgeselci, Yönetmen Fatin Kanat: HDK, Türkiye’de Türk ve Kürt halkları arasındaki derinleşmiş uçurumun giderek kapanmasıdır. İki halkın birbirine düşman yanlarının çözümü için, umut odağıdır. Bu adım geliştirilmek zorundadır. Partileşme ise bu odağı güçlendirmek, daha da etkili kılmak için bir yol olabilir. Ama bu coğrafyada, HDK gibi bir oluşumun varlığı bile geleceğe dair umutlu ve mutlu olmak için bir nedendir. Ama bizi zorlu bir süreç bekliyor.

Kocaeli Üniversitesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Yücel Demirer: HDK hareketi, Türkiye sosyalist hareketi için hem bir yenilenme hem de geliştirme imkanıdır. Mikro olarak politik bir yenilenme dışında, makro olarak geleceğe dönük ilerleme imkanı sağlayacak. İkili bir yanı var benim için. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana sahip olduğu ve içinde yer aldığı paradigma kırıldı. Artık her türlü muhalefeti Kürt mücadelesi dışında düşünmek mümkün değildir. Ben HDK’yi tüm muhalefetleri içinde barındıran yerel bir bileşik kapa benzetiyorum.