'Gazeteciye veto, haddini bilmezliktir'

Yazar Hakkı Devrim, Başbakanlık Basın Merkezi tarafından yedi gazeteciye konulan vetoyu, saygısızlık, terbiyesizlik, haddini bilmezlik olarak değerlendirdi. Kararın Başbakan'a danışılmadan alınmasının mümkün olmadığını belirten Devrim, "Bence basına, haber alma ve gerçekleri öğrenme özgürlüğüne karşı işlenmiş ağır bir suçtur, ki faili de yazık ki Erdoğan'dır" dedi.Başbakan'ın ve Başbakanlık'ın hangi gazeteci tarafından takip edileceğine Başbakan'ın basın danışmanı Akif Beki'nin değil, o gazetenin haber müdürlerinin karar vereceğini vurgulayan  Devrim, Radikal gazetesinde bugün yayımlanan yazısında meslek hayatı boyunca tanıdığı başbakanların basınla olan ilişkilerini de şöyle yazdı:  "İnönü ben mesleğe katıldığımda muhalefet lideriydi. Gazete sahipleri, yazarları ve muhabirleriyle bu tarz bir alışverişi söz konusu bile olmamıştır. Menderes’in basınla ilişkisi gazete sahipleriyle barışık veya kavgalı olması şeklinde tecelli ederdi. (Beğendiğimiz bir tutum da değildi doğrusu.) Demirel, basınla medenî ve seviyeli ilişkilerini hiçbir şart altında değiştirmeyen bir başbakan ve cumhurbaşkanı oldu. (Bu meziyetinin altını oldum olası çizenlerden biriyim.) Ecevit, kısa ifadesiyle «içimizden biri» ve bir nezaket numunesiydi. Özal, patronundan muhabirine kadar bütün gazetecilerle içli dışlı ilişki kuran bir başbakan olarak dikkati çekti. Erbakan ve Çiller basının asla yakınlık duyamadığı, insanca ilişki kuramadığı başbakanlar. * Son başbakanımıza gelince. Gördüğünüz gibi bu alanda da haddini aşarak, bir türlü akıl erdiremediği gazeteciliği biz gazetecilere de öğretmeye kalkıyor. Bunda biz de kabahatliyiz. Geçmiş tecrübelerimize dayanarak ve ilk günden harekete geçerek, demokrasinin ve Türkiye’nin hak edeceği başbakanın nasıl biri olması gerektiğini biz ona öğretmeliydik. Bu dersi geleceğin siyasetçilerine de vermeli ve Türkiye’de başbakanlık makamının anlamını artık yenilemeliyiz."