İstanbul’daki Gezi Parkı eylemlerine katılan ve polisin attığı gaz fişeğinin çarpması sonucu gözünü kaybeden Erdal Sarıkaya'nın yaralanmasına yol açan polisi tespit etmek için yapılan hukuki girişimler, Emniyet'in ilginç 'yanıtları' nedeniyle sonuca ulaşamıyor: O gün gaz kullanan polislerin listesi yok, tüm TOMA'ların kameraları bozuk!
İsmail Saymaz'ın Radikal'de yer alan habere göre, Emniyet, Sarıkaya’nın yaralandığı 11 Haziran 2013 tarihinde, “görev yoğunluğundan dolayı, kimlerin biber gazı silahı kullandığının bilinmediğini” ileri sürdü. Gönderdiği listedeki polislerden 12’sinin de Çevik Kuvvet Şubesi ile ilişiklerinin kesildiğini bildirdi. O gün Taksim’de görev yapan yedi TOMA’dan hiçbirinde görüntü kaydı olmadığı iddia edildi. Bu arada, dosyaya bakan üç savcı gitti, dördüncü savcı bütün işlemlere yeniden başladı. Bu yüzden hiçbir polisin ifadesi alınamadı. Erdal Sarıkaya, “Adeta dosyalara dokunan yanıyor. Bu savcı da biraz işlem yapsın görevden alınacaktır” dedi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Emniyet’e yolladığı yazıda, Sarıkaya’nın yaralandığı 11 Haziran 2013’te, Taksim Gezi Parkı’nda biber gazı kapsülü ile gaz ve boyalı top atmakta kullanılan ‘Zet’ ve ‘FN’ silahını taşıyanların isim listelerini istedi. Emniyet, FN’ci personelin “görev yoğunluğundan dolayı listelerde belirtilmediği ve zimmet belgelerinin yönetmelik hükümlerince silahların iadesinden sonra imha edildiği” için bilinemediğini kaydetti. Ancak Sarıkaya’nın yaralandığı olaydan önce bölgeye yakın mevkide görev alan polislerin listesini iletti.
Savcılık ayrıca, aynı gün Taksim Metro Durağı çevresinde bu silahı kullananların listesini istedi. Bu kez de “Gaz kullanan personelin kimler olduğuna dair 11 Haziran 2013 tarihinin günlük görev listesine görev yoğunluğundan dolayı not düşülmemiştir” denildi. Buna karşılık metro durağı çevresinde bulunup silahı kullanma kursu almış personelin listeleri gönderildi. Bu listede isimleri bulunan 12 polisin Çevik Kuvvet Şubesi’nden ilişiklerinin kesildiği ifade edildi.
Öte yandan savcılık Taksim çevresindeki MOBESE kameralarını istedi. Fakat kameralar tahrip edildiğinden görüntülerin bulunmadığı ileri sürüldü. Bölgedeki otellerin kameralarının da kısa süreli kayıt yaptığı için o güne ait görüntülerin olmadığı ifade edildi. Bunun üzerine savcılık, TOMA’ların görüntü kaydını istedi. Emniyet’ten verilen yanıtta, o gün Taksim’de yedi TOMA’nın bulunduğu, birinin hard diski arızalı olduğu için kayıt yapmadığı, beşinde ise o saate ilişkin görüntülerin bulunmadığı ifade edildi. Yedinci ve son TOMA’da ise 25 Ocak 2014’ten öncesine ait görüntü olmadığı vurgulandı.
Sarıkaya, bugüne kadar üç savcının değiştiğini, bu yüzden hiç ifade alınamadığını, dosyaya bakan son savcının da tüm işlemlere yeniden başladığını belirterek, “Adeta dosyalara dokunan yanıyor. Bu savcı da biraz işlem yapsın görevden alınacaktır. Çünkü devlet sürecin aydınlanmaması için elinden gelen her şeyi yapıyor. Bu polisleri müdafaa etmek için ellerinden gelen her şeyi yapacaklar” diyor.
Bu arada, Aydın Ayaydın adlı vatandaşın Gezi Parkı’nda ayağından kalıcı şekilde yaralanmasına ilişkin de üç polisin ifadesi alındı. Polis M.A., o gün Taksim’e bakan Simit Sarayı önünde beklediğini ve biber gazı kullandığını belirterek, “Kullandığım zaman 100 metre mesafeden attık. Belli bir gruba atmadık. Herhangi birini yaralamış değilim. Vurduğumu da görmedim. Emir ve talimatları uyguladım” dedi.
Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü önünde görev yaptığını belirten S.K. ise “Gaz kullanıp kullanmadığımı hatırlamıyorum. Kullanmışsam da verilen emir ve talimatlar doğrultusunda kullandım” diye ifade verdi. E.B.K. ise olayların başladığı tarihte görevli olmadığını anlatarak, “Ben böyle bir olay hatırlamıyorum” diye konuştu.