Antep’te geçen yıl 20 Ağustos’ta Beybahçe Mahallesi’nde bir kına gecesinde, 56 kişinin hayatını kaybettiği, 94 kişinin de yaralandığı IŞİD saldırısının üzerinden bir yıl geçmesine rağmen olayın failleri ve sorumluların açığa çıkarılması konusunda somut bir ilerleme olmadı. Katliamda hayatını kaybeden Mahsun Nas’ın babası Naim Nas ve Avukat Eylem Sarıoğlu Aslandoğan geçen bir yıla rağmen sorumluların hâlâ yargı önüne çıkarılmadığına dikkati çekti. Antep Katliamı’nın TSK’nin Suriye’ye asker göndermesinin gerekçelerinden biri olarak gösterildiğini iddia eden Baba Nas, “Halen failler de yakalanmadı. O zaman şu soru geliyor akla: Biz Suriye’ye girmek için kurban mı seçildik?” diye sordu.
Ankara Katliamı’ndan Antep’e uzanan sürece ilişkin bilgi veren Avukat Sarıoğlu Aslandoğan ise bu katliamın da “önlenebilir” olduğunu savundu. Aslandoğan, şunları söyledi:
“Ankara’da 10 Ekim günü barış mitinginde yapılan katliama ilişkin dava dosyasında İŞİD’in özellikle Kürt vatandaşlarının düğünlerine yönelik saldırı planladıkları ortaya çıkmıştı Bu katliam da ‘Önlenebilir ve 40’ı çocuk 56 kişi katledilmeyebilirdi’”
Evrensel'den Fatma Keskintimur'un haberinin ilgili bölümü şöyle:
Antep’te 20 Ağustos 2016 günü, Kürtlerin yoğun yaşadığı Beybahçe Mahallesi’nde Besna ve Nurettin Akdoğan çiftinin kına gecesine, IŞİD tarafından canlı bomba saldırısı düzenlendi. Saldırıda, 41’i çocuk 56 kişi yaşamını yitirirken yine çoğunluğu çocuk olmak üzere 94 kişi de yaralandı. Geçen bir yılda, saldırının gerçekleştiği sokakta evlerin dış cephelerinden başlayarak yapılan tadilat ve değişikliklerle katliamın izleri silinmeye çalışılsa da yaşanan dehşet, özellikle çocuklarını kaybeden ailelerin hafızasından silinebilecek gibi değil.
Katliamda yaralanarak hastaneye kaldırılan ve 35 günün sonunda yaşam mücadelesini kaybeden Mahsun Nas’ın babası da o günü hatırladığında aynı dehşeti yaşayanlardan birisi. Mahsun, Nas ailesinin üçü erkek, ikisi kız olmak üzere beş çocuğundan biriydi ve hayatını kaybettiğinde 14 yaşındaydı. Zor günlerin bitmediğini söyleyen baba Naim Nas, geride kalan iki oğlunun da şu an yanında olmadığı bilgisini paylaşıyor. Bir oğlunun cezaevinde, diğer oğlunun da gözaltında olduğunu öğrendiğimiz Nas’ın sözleri isyanını özetliyor: Devlet, başını okşayacak bir oğul bırakmadı bana!
Evinin, saldırının gerçekleştiği sokakta olduğunu söyleyen Naim Nas olay gecesini anlatıyor: “Patlama anında oradaydım çünkü evim düğün evinin yanında. Düğüne baktığım noktaya geleli daha iki dakika olmamıştı ki birden bir ateş döndü, patlama sesi geldi. Ben o sesle birlikte insan parçalarının damlara çıktığını gördüm. Herkes ‘bomba’ diye bağırırken ben yine de ‘değildir, tüp patlamıştır’ diye düşündüm, ‘Bomba ne gezer mahallede?’ Koşmaya başladık, kızım arkadan bağırdı, ‘Baba, Mahsun oradaydı.’ Gitmiş orada düğün izliyor, çitos yiyor… Çocuk daha!”
Gördüklerini anlatmakta bile zorlanan Nas, ölen hemen herkesin tanıdık olduğunu söylüyor, “Öz akrabalarımızdan yedi kişi öldü, ötekiler de köylümüz, yakın köylü ya da yıllardır aynı mahallede yaşadığımız komşular.” Birkaç kişi dışında herkesin yerde olduğunu belirten Nas, “Ben ölmüşüm, kıyameti yaşıyorum dedim. Çünkü orada herkes ölmüş, bütün insanlar paramparça olmuştu.” Yine de kendini kaybetmediğini belirten Nas, az ileride patlama yerine çok yakın olan bakkalın kapısının önünde yüzüstü yatarken görüyor oğlunu. Oğlunun hemen nabzına baktığını, yaşıyor olduğunu fark ettiğini söyleyen Nas “Ama yarasının büyük olduğunu anladım” diyor. “Şöyle bir etrafa baktım” diyen Nas, şu sözlerle hatırlıyor o anları: “İnsanların inleyişi, bağırışları… Bazılarının vücudunun yarısı kalmış, halen sağ… Karanlık, kan kokusu, yanık kokusu… Allah o acıyı kimseye göstermesin!”