T24 - CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Narlıdere Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Siyaset ve Yolsuzluk’ konulu konferans verdi.Kılıçdaroğlu'nu yaklaşık 900 kişi izledi. Salonda 600 koltuğun tamamı ile koridor ve merdivenler de doldu. Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ‘Ben de Kunta Kinte idim’ sözüyle ilgli olarak şunları söyledi:“Başbakan ‘ben de Kunta Kinte idim' diyor. Başbakan'ın söylediği Kunte Kinte o Kunte Kinte değil. Başbakan eğer o Kunte Kinte'yse orada bu yolsuzlar yok. Çünkü bizim bildiğimiz Kunte Kinte hakkını özgürlük içinde arıyor. Ama Başbakan Rize'den İstanbul'a geldiğinde kendisine ayakkabı alacak parası bile olmadığını söylüyor. Birileri ‘biz para topladık da ona futbol ayakkabısı aldık’ diyor. Şimdi ise dünyanın en zenginlerinden. Bizim bildiğimiz Kunte Kinteler bu değil. Bu bağlamda onun söylediklerini hiç ciddiye almıyorum” dedi.Deprem önlemi için bekliyoruzKılıçdaroğlu, Elazığ depreminden sonra bölgeye gidip TOKİ'nin depremzedelere konut yapacağı sözünü vermesiyle ilgili olarak da şöyle konuştu:“Siz oranın deprem bölgesi olduğunu biliyorsunuz, neden zamanında önlem almıyorsunuz? İnsanlar ölüyor, ondan sonra önlem alıyorsunuz. Deprem olmadan alsaydınız, daha ucuza mal olacaktı. Bu yapı siyaset olarak bizim gelenekselleştirdiğimiz bir yapı. Şimdi korkuyoruz, İstanbul'da deprem olursa ne olur? 70 bin kişi mi ölecek? Belli değil. Öleceğimizi, deprem olacağını da biliyoruz, dünya kadar rapor yazmışız, rapordan geçilmiyor ama önlem yok. Neden bekliyoruz? Deprem gelsin, binalar yıkılsın, biz ondan sonra önlem alalım. Bunun adına temiz siyaset diyebilir miyiz? Bekleme süresini sürekli kılan kişiyi başkan seçiyoruz.”‘Başbakan kul hakkını görmek için aynaya baksa ya'’Kılıçdaroğlu, temiz siyaset için siyasi ahlak yasasının çıkması gerektiğini belirterek, “Siyasetin kuralları olacak. Kaç liralık hediye alınacak naylon faturacı maliye bakanı olacak mı olmayacak mı? Mutlaka milletvekili dokunulmazlığını AB standartlarına getirmemiz lazım. Çünkü bugünkü haliyle yolsuzluk yapanlara arka çıkan bir görüntü veriyor. Şu toplum soyula soyula iğne ipliğe döndü, sabah akşam soyuluyor. Bu yapı en tehlikeli süreçtir. AKP iktidarı döneminde olan yolsuzluk hiçbir iktidar döneminde olmadı. Yolsuzluktan beslenen bir siyasi iktidar olabilir mi? Kul hakkından bahsediyorlardı, Başbakan kul hakkını görmek için etrafındakilere baksa ya da sizin dediğiniz gibi aynaya baksa ya.”‘Gecekonduda otururken havuzlu villaya geçti'CHP Grup Başkanvekili Kılıçdaroğlu, bazı medya patronlarının doğrudan siyasete müdahale ettiğini öne sürerek , “Yeni Şafak Gazetesi'nin patronu hangi gerekçeyle AKP'nin Trabzon belediye başkan adayına ‘meraklanma biz sana parayı buluruz' diyor. Bu yapılanma içinde valiler de var. Adı üstünde devletin valisi ama asla devletin valisi değiller, çoğu iktidarın valileri. Siz bir valiyi siyasi partinin organı haline getirirseniz o devletin valisi olur mu? ‘ 5 villanı duvarla çevirip sonra garip gurba edebiyatı yapacaksın'Vali gazete patronuyla konuşurken ‘bizim seçimler burada çok iyi gidiyor' derse o seçimler kimin seçimleri? Siz boşuna mı bir savcının hapse atıldığını düşünüyorsunuz. Tüm bu kirlilikler ortaya çıkmasın diye. Adamın yüreğinde biraz Allah korkusu olur. Bunlarda o da yok. Daha düne kadar gecekonduda otururken bugün havuzlu villada oturacaksınız, beş villanın etrafını kalın duvarlarla çevireceksiniz, sonra kalkıp millete fakir fukara garip gureba edebiyatı yapacaksınız.”‘CHP yoksula makarna değil, para verecek'Kılıçdaroğlu, ülkede en önemli sorunun işsizlik olduğunu vurgulayarak, “Bir evde bir işsiz varsa orada bir canlı bomba yok mudur? Başbakan ‘her üniversiteyi bitiren iş bulacak diye bir kural yok' diyor. Herkesin çocukları seninkiler kadar şanslı mı? Gemi alacak parası var mı? ABD'de okutacak işadamı var mı? Eğer bir kişiyi işsiz görürsek bilin ki o aile, akrabaları huzursuzdur. Eğer evliyse ve iş bulamıyorsa o ailede kadının yaşadığı dramı kimse yaşayamaz, Bu tablo Türkiye gündeminden sökülüp atılmalı. Bunu yapacak olan CHP'dir. Aile sigortasını getirerek, yoksul ailenin yoksulluğunu teşhir etmeyeceğiz. Kadının hesabına para yatıracağız onu makarnaya, bulgura mahkum etmeyeceğiz. Kaynağı var mı? Hiç meraklanmayın şu anda devlette 16 kuruluş böyle yardım yapıyor ama para değil. O yardım yapılırken bile yolsuzluk yapılıyorsa 16 kuruluşun yaptığı yardımları topladık bizim dağıtacağımız paradan daha fazla çıktı. Bir kamuya işçi alınacaksa önce o yoksul aileden alacağız. Yatağa aç giren çocuk tablosunu Türkiye'den çıkaracağız” dedi.‘Fakire iki torba makarna ona Kısıklı'da villa'Kılıçdaroğlu, Türkiye'yi rayından çıkan bir trene benzeterek, “Trenin nereye gittiği belli değil. O treni o raya oturtacağız. Fakire iki torba makarna düşecek ona Kısıklı'da villa. Bu adaletsizliği Türkiye'nin önüne koymamız lazım. Bir eve bir kere gitmekle olmuyor üçüncü kez gittiğinizde ‘bu adam belki doğru söylüyor bir de onu deneyelim' der. ‘Buradan oy alınmaz' demeyin. İyi anlatırsanız doğru anlatırsanız hemen itiraz etmezseniz kazanırsınız” diye konuştu.TRT'yi izlemeyinKılıçdaroğlu, taraflı yayın yapan TRT'yi halka şikayet ederek, şöyle konuştu: “AKP Hükümeti, devletin tüm kadrolarını ve devleti ele geçirmek isteyen bir parti. Türkiye'yi ağır ağır faşizme götüren bir parti. Kendilerine ak dediklerine bakmayın aklıkla yakından ilgisi yok. Tanımlamak gerekirse kara partidir. TRT iktidarın borazanı olduğu için şikayet ediyoruz. Neden çünkü çalışanların aylıklarını biz ödüyoruz. Biz CHP olarak TRT'nin programlarına çıkmıyoruz, size de tavsiyem TRT'yi hiç izlemeyin.”'Sendika ağalarının emeklilik yaşını 90'a çıkaracağız'Kılıçdaroğlu, bazı sendikaların Tekel eylemine destek vermediğini belirterek, “9 milyon emekli var. Emekliler gidip iktidara oy verdi. İki elim emeklinin yakasında. Emekliyi temsil eden başkan 20-30 lira zam için Başbakan'a çiçek veriyor. Emeklilerden istirham ediyorum biz sizin haklarınıza sahip çıkıyoruz siz de bize sahip çıkın. CHP iktidarında, sendika ağalarının emeklilik yaşını 90'a çıkaracağız. Hak savunmayan yozlaşan sendikalar var. Tekel işçilerine Türk-iş destek vermedi” dedi. ‘Bir öğle yemeğinde parti satılmaz'Kılıçdaroğlu, parti örgütünden seçimde sandıklara sahip çıkmalarını isteyerek “İstanbul'da bazı sandıklarda sorumlumuz yoktu. Bana geliyorlar şu sandıkta naylon seçmen çıktı. Partinin orada sorumlusu yok muydu? Yemek gelmedi eve gittik. Bir öğlen yemeğine koca bir parti satılıyorsa aşk olsun. Bana yemek, sandviç gelmedi, diye ben terk eder miyim” dedi.