Geleceğin evi nasıl olabilir?

Geleceğin evi nasıl olabilir?
Gelecekte evlerimizi ne gibi yenilikler bekliyor? Tasarımlarında, mimarilerinde ve kullanılan malzemelerde neler değişecek? Güvenlik ve çevre odaklı uygulamalar ne yönde ilerleyecek? Bilim ve teknoloji hayatımızı nasıl etkileyecek? Ev ve ofis ortamlarında hem iç dekorasyon hem de mimari olarak yenilikleri takip eden ve duyuran Belçika merkezli Geleceği Yaşamak (Living Tomorrow) projesi, bu gibi soruların yanıtlarını arıyor. Proje; bir ev veya ofiste kullanılabilecek yenilikçi malzemeleri bir arada sunuyor. Bir kısmı zaten piyasada bulunan, bir kısmıysa şimdilik buluş olarak öne sürülen ürünlerle, gelecekteki yaşamı hayal etme fırsatı veriliyor. 200 yıldan uzun süredir insanlara daha iyi bir yaşam sunabilmek için sürdürülebilir çözümler üretmeyi amaçlayan bilim şirketi DuPont da pek çok yeni icadıyla projede önemli bir yer tutuyor. Geleceği Yaşamak projesi beş yılda bir, yenilikler doğrultusunda, birçok firmanın desteğiyle oluşturuluyor. İlki 1995’te Brüksel’de açılmış ve 627 bin ziyaretçiye ev sahipliği yapmıştı. Bunu Brüksel’deki ikinci proje izledi. Bu sefer sadece geleceğin evi değil geleceğin ev ve ofisi yaratıldı. 2000-2005 yılları arasında açık kalan evi 1 milyon kişi ziyaret etti. Ardından Amsterdam’da aynı organizasyon tarafından benzer konseptte bir proje daha gerçekleştirildi. Geleceğin evleri o kadar ilgi gördü ki, son olarak 3. Geleceği Yaşamak projesi, Brüksel’de bu yılın başında açıldı ve 2012’ye kadar da ziyarete açık kalacak. Bu kez, başta mimarlar olmak üzere 1 milyonun üzerinde ziyaretçi bekleniyor. Projenin amacı, bugün ve yakın gelecekte insanların yaşam kalitesini artıran ürün, hizmet ve çözümleri biraraya getirmek. Başta mimari unsurlarla tasarım olmak üzere, ev ve ofis yaşamıyla ilgili tüm detaylara yönelik yenilikleri sunmak ve tasarım meraklarının ufkunu genişletmek. Proje dahilinde sosyal, ekonomik ve teknolojik gelişmeler inceleniyor, gerçekçi uygulamalara yer veriliyor. Bahçesinden dış kaplamasına, yalıtım ve ısıtma sisteminden mutfak düzenlemesine kadar çok farklı mekanlarda şık, dayanıklı, verimli, sağlıklı ve yenilikçi fikirler sergileniyor. Ürünlerin yüzde 80’i ulaşılan, yüzde 20’siyse gelecek odaklı çözümlerden oluşuyor. Toz Boya Enerji Tasarrufu Sağlıyor, Çevreye Zarar Vermiyor Odak noktalarından biri tasarruf ve doğaya saygı. Çünkü çevre, yaşam alanları yüzünden büyük ölçüde kirleniyor. Enerji tüketiminin yüzde 40’ından fazlası, ısı yayılması (bina yapısındaki çatlaklar nedeniyle), ısı kaybı ve kötü havalandırma nedeniyle kaybediliyor. Araştırmalar, Avrupa’da iyi yalıtılmış binalarda, yılda 363 milyon ton karbondioksit tasarrufu yapılabileceğini gösteriyor. Böylece mimaride ve iç dekorasyonda enerji tasarrufunun önemi gittikçe artıyor. Markalar yapı sektöründe enerji tüketimini azaltmak için kendilerine yeni hedefler belirliyor. En son teknolojilerini beyaz eşyada, duvar boyalarında, ısıtıcılarda tasarruf için kullanıyor. Mimarlar bina zarfları denilen çatı ve duvar sistemlerinin yalıtım performanslarını arttırmak, ısıtma maliyetinden yüzde 15’e varan tasarruf yapmak için özel iklim sistemleri kullanılıyor. Örneğin Tyvek Enercor adı verilen nefes alan yalıtım örtüsü, geleneksel yalıtımın soğuk tarafına takılıyor ve böylece ısı alıp vermeyle su, hava gibi dış etkilerden yapı korunuyor. Ayrıca, yalıtım performansını artırmak için yalıtımın sıcak tarafına, bir buhar kontrol katmanı olan DuPont Airguard yerleştiriliyor. Ürün, buhar kontrol katmanının yararlarıyla birleşerek, yazın yayılan ısının yüzde 85’ini dışa, kışınsa ısının yüzde 95’e varan kısmını içe yansıtıyor ve ısı yönetimini düzenleyerek yalıtım performansını arttırıyor. Binanın dış ve iç cephesinde enerji tasarrufu sağlayan mavi renkli özel bir toz boya kullanılıyor. Mimaride, ofis mobilyaları, otomotiv ve ev gereçleri pazarlarında kullanılan bu boya canlı renge sahip. Bununla yapılan kaplamalar, mimarlar için tasarım özgürlüğü yaratırken, cam, plastik ve tahta gibi diğer inşaat malzemelerine de kolaylıkla uyum sağlıyor. Hava koşullarına karşı dayanıklılık, elastikiyet, aşınma direnci gibi fonksiyonel özelliklerinin yanısıra kişisel isteklere de cevap veriyor. Solvent, kurşun ya da daha başka zararlı maddeleri barındırmıyor. 400 Kilo Taşıyan Cam Merdiven Geleceğin evi projesinin planını oluştururken, mimarlar odaları ayrı düşünmek istememiş. Fakat mahremiyeti olmayan bir ev de tercih edilmeyeceği için açık ama birbirine bağlantılı odalar yaratmaya karar vermişler. Odaları bölmek için malzeme olarak cam tercih edilmiş. Yeni "lamine" cam çözümleri, başta sağlamlık olmak üzere dekoratif özellikleriyle öne çıkıyor. Temel özelliği, darbe karşısındaki performansı. Ara tabakaları, darbenin etkisini emerek nüfuz etmesini engelliyor. Aynı kalınlıktaki tek parça cama göre 125 ve 4 bin Hz frekansları arasında yüksek ses indirgeme özelliğine sahip olduğundan, iyi bir ses bariyeri olduğunu kanıtlıyor. Sanki havada yüzer gibi görünen merdivenler için de cam tercih ediliyor. Merdivenlerin, daha büyük binalar yaratma becerisi sağlayan, gözle görünmez ince ara tabakaları var. SentryGlas Plus ismi verilen ara tabakalar, geleneksel laminasyon malzemesinden çok daha güçlü. Öyle ki merdivenler 200 kilo basıncı kaldırabilirken, basamaklar 400 kilo basınca dayanabiliyor. Mutfak Zaha Hadid’ten Projenin dikkat çeken diğer bir bölümü de mutfağı. Zaten günümüzde mutfaklar sadece yemek hazırlamak için kullanılan mekanların dışına çıktı, yaşam alanı haline geldi. Mutfaklarda uzun zaman geçiriliyor, sohbet ediliyor, misafirler ağırlanıyor. Proje için hazırlanan mutfak da bütün bu amaçlara hizmet etmek üzere tasarlanmış. Tasarımcısı, ünlü Mimar Zaha Hadid, adı Z-Adas. Tasarımda ana malzeme olarak "corian" tercih edilmiş. Corian, lekelere karşı dayanıklı, temizlenmesi kolay, sağlam, yenilenebilir, onarılabilir, geri dönüştürülebilir, gözeneksiz bir yüzey malzemesi. 100 renk seçeneği var. Malzemenin içine ışık konduğu takdirde yarı saydam oluyor. Tasarımın ana rengi beyaz. İki tema üzerine kurulmuş: Ateş ve su. İki bağımsız ada ünitesinden biri mutfaktaki ateş, diğeriyse suyla ilgili fonksiyonları şekillendiriyor. Bu iki ergonomik tasarımlı adayı tamamlayan, modüler duvar dolap sistemleri, mutfak aletleri ve diğer malzemeler için saklama alanları sunuyor. Duvar kaplama sistemi, geliştirilmiş ses ve ışık yayılma özelliğine sahip özel ekipmanlar içeriyor. Elektronik cihazlar ve elektrikli ürünlerin kabloları yüzeyin içine saklanıyor. Teknolojik öğeler de eksik kalmamış tabii. Bir düğmeye dokunarak müzik, televizyon ve internete erişim sağlanabiliyor. Yatay bir pişirme ve yeme alanından, kabloları hiçbir şekilde görünmeyen, televizyon ya da bilgisayar kullanımı için bir LCD ekran ve müzik için bir Ipod’un yer aldığı dikey dijital yüzey çıkabiliyor. Ortadaki pişirme alanında yiyeceklerin sıcak kalmasını sağlayacak bir ısıtma tablası var. Ana bölümde de üzerinde yaklaşık 2 bin LED’den oluşan dokunmatik kontrol paneli bulunuyor.