Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, dün gerçekleştirilen AKP kongresinde Koronavirüs tedbirlerine uyulmadığına dikkat çekerek, "Sosyal mesafeye uymamak dolayısıyla kesilen bütün cezalar geri ödenmeli" düşüncesini dile getirdi.
Davutoğlu, İl Başkanları toplantısının ardından gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Davutoğlu, "Özellikle son 1 haftada yoğun bir gündemle karşı karşıyayız. Dün AK Parti kongresi vardı malum, kongrenin temel sorunu güvendi çünkü Cumhurbaşkanı da AK Parti yetkilileri de biliyor ki memlekette ciddi bir güvensizlik var ve bunu gidermek için söylemsel bir güven uyandırma çabası içindeler. Piyasalar tedirgin. Toplumun her kesiminde güvensizlik var. Hiçbir istatistik ve gösterge istikrarlı değil. Herkes eskiden haftada bir, ayda bir baktığı döviz-faiz oranlarına şimdi saat başı bakıyorlar." dedi.
Davutoğlu şu ifadeleri kullandı:
"Esnafımız tedirgin, çiftçimiz tedirgin, işçimiz tedirgin. Genel Merkezimizde her gün mağduriyetini anlatmak için gelen vatandaşlarımızla buluşuyoruz.
20 ayda 4 Merkez Başkanı değişmişse dünyada kimse bunlara güven duymaz. Güven iki temel şarta dayanır: Tutarlılık ve şeffaflık.
Sosyal mesafe kurallarının hiçe sayıldığı AK Parti kongresinin ardından Cumhurbaşkanı ve iktidara düşen görev şudur: Madem ki bunlar bir tehlike teşkil etmiyor, milletimize sosyal mesafeye uymamak dolayısıyla kesilen bütün cezalar geri ödenmelidir.
Ceza ödemiş bütün vatandaşlarımıza sesleniyorum, gitsinler ve itiraz dilekçesini AK Parti Kongresi'nin resimleriyle birlikte müracaat etsinler ve bu resimler sosyal mesafe kuralını ihlal etmiyorsa biz de etmiyorduk desinler. İl Başkanlarımdan ricam, esnafımızla, vatandaşlarımızla görüşerek her bir ilde şu ana dek alınan cezaların geri ödenmesi için bir imza kampanyası başlatalım, esnafımızla birlikte harekete geçelim.
Esnaf işini gücünü yapamıyor. Esnaf ceza öderken, bu kadar tantanalı, şaşaalı kongreler yapılıyorsa birinin bunun hesabını vermesi lazım. Tutarlılığın olmadığı yerde güven olmaz. Bugünkü iktidar her şeyde tutarsız.
Cumhurbaşkanı vatandaşlara altın ve dövizlerini sisteme sokma çağrısında bulundu. Eğer güven uyandıracaksa, kendisine çağrıda bulunuyorum bütün iktidar mensuplarının, yakınlarının banka hesaplarını şeffaf bir şekilde açıklasınlar. Herkes bu dönemde siyaseten kimlerin zenginleştiğini çok iyi biliyor. Kimlerin altınının dövizinin olduğunu çok iyi biliyor. Esnafın, vatandaşın artık altını da kalmadı, dövizi de kalmadı. Kamu Özel İşbirliği projelerindeki dolar endeksli hazine garantilerini önce Türk Lirasına çevirin. Önce onlara bir tasarruf getirin. Her gün ödediğimiz ücret bütün bu projelerde vatandaşın cebinden çıkıyor, hep dolar bazında ve sürekli artıyor bu.
Türkiye'de gerçekten dolara, altına sahip olanlar bu imkânları rahatlıkla kullanırken vatandaşın son tasarruflarını da onlardan istemek açık bir tutarsızlıktır. Merkez Bankası Başkanı'nın değiştiği gün yapılan bütün döviz işlemlerini şeffaf bir şekilde açıklasınlar. 450 milyon dolar o gün döviz işlemi yapıldığı söyleniyor. Bir açıklayın bakalım, kimler o gece zengin oldu? Kimler kârlarına kâr, rantlarına rant kattı?
Cumhurbaşkanı diyor ki 30 yaşına kadar gençlerimiz evlenmiyor. Sayın Cumhurbaşkanı, işi olmayan nasıl evlenmeye cesaret etsin? Halktan bu kadar kopuklar ki genç işsizliğinin yüzde 40'lara vardığını bilmiyorlar. Bu şartlarda hangi genç evlenebilir?
Bir eli yağda, bir eli balda olan bir türemiş zenginler güruhunun çocukları için bu problem olmayabilir ama fakir esnafın, çiftçinin çocukları bugün akşam eve ekmek bulma korkusuyla gidiyor.
Sayın Cumhurbaşkanı rakamları manipüle ederek bir başarı hikayesi yazmaya çalışıyor ama halk nasıl fakirleştiğini görüyor. 11 bin dolardan 8 bin dolara indi kişi başına milli gelir, hangi satın alma gücünden bahsediliyor?
Bu Merkez Bankası Başkanı da çok dayanmaz. Artçı şoklar daha gelmedi. Halen Para Politikası Kurulu'nun toplantısı ertelendiği için, "Bakalım ne yapacaklar" diye beklenti var. Memlekete yazık ediyorlar.
Hakikati söyleyenler hep saldırıya uğramışlardır. Biz hakikati söylememek için kaçanlardan değil, hakikati "Kral çıplak" diye söyleyenlerdeniz.
Eğer siyasi ahlaktan sapılırsa bu sapmayı yaşayan topluluklar iflah olmaz. Gelecek Partisi olarak bizler kaybedilen her siyasi ahlak değerini ayağa kaldırmaya kararlıyız. Rant, faiz, imar yolsuzluklarının sonunu getirip Hazine'yi göz bebeğimiz gibi koruyacağız.
Bu yolu takip ederlerse iki ay içinde tüketici enflasyonu yüzde 20'yi geçecek, üretici enflasyonu zaten yüzde 27. Biz iktidarı bıraktığımızda üretici enflasyonu yılda 3.2, tüketici enflasyonu yüzde 5.5 idi. Bunun sebebi cehaletiniz, kendi çıkarınızı düşünmenizdir.
Bir şarkıcının kredi borçlarını yapılandırmakta, müteahhitlere milyarlarca dolar aktarmakta, 14-15 uçağı envanterde tutmakta çok cömertsiniz ancak borcunu ödeyebilecek bir üniversiteyi kapatıp öğrencilerin geleceğini heba etmekte cimrinin cimrisisiniz. Çin Dışişleri Bakanı'nı ağırlıyorlar bugün. Ağırlasınlar. Ama Çin'in baskılarıyla Türkiye'deki Uygur kardeşlerimizi teslim ederek Çin'den 3-5 kuruş gelecek diye düşünüyorlarsa yeri göğü inletiriz, bir tek Uygur kardeşimizin iadesine razı olmayız.
Çin ile ilişkileriniz iyi olsun, dünyada hiçbir ülke ile kötü olmasın. Ama zulme, baskıya, milli kültürümüzün en temel değerlerinin yok edilmesine sessiz kalmayın.
Her yere, sık sık bize de kükreyen Sayın Bahçeli nerede? Hani milliyetçiliğiniz, hani Türkçe aşkınız? Uygur bölgesi Türklerin İslamlaşmasının başladığı yerdir. Medeniyetimizin doğu şehridir. Türkçe'nin doğduğu, lügatının, devlet kültürünün yazıldığı yerdir.
Ankara'da vaka artışlarının hızlandığı ve Ankara'nın da kızardığı ama AK Parti ve MHP kongreleri dolayısıyla bunun ertelendiği bilgisi var. Gelecek hafta Ankara da kırmızıya dönerse bunların riyakarlıkları, fırsatçılığı, yalanları bir kez daha ortaya çıkacak."