Akciğer, meme ve prostat kanseri olgularına karşı deneysel gen tedavi yaklaşımları geliştiren Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Gen Tedavi Ünitesi, klinik denemeleri güvenle yürütebileceği bir akademik yapılanma sağlayabilirse tedavi yöntemlerini Türk insanının hizmetine sunacak. Kanser başta olmak üzere birçok hastalığa karşı deneysel gen tedavi metotları geliştiren AÜ Tıp Fakültesi Gen Tedavi Ünitesi, bunların insanlarda denenmesi için gerekli alt yapısını tamamladı. AÜ'de 2003 yılında açılan ünitede akciğer, meme ve prostat kanseri olgularına karşı deneysel gen tedavi yaklaşımları geliştirilirken, diyabet gibi metabolik, iltihabi eklem hastalığı romatoid, artrit gibi otoimmün hastalıklar için de tedavi seçenekleri oluşturuldu. Avrupa Birliği, DPT ve TÜBİTAK tarafından desteklenen araştırmaların sonuçları da, Human Gene Therapy, Gene Therapy, Cancer Gene Therapy, Current Gene Therapy, Gene Therapy and Molecular Biology gibi uluslararası saygınlığı olan gen tedavi dergilerinde yayınlandı. Gen tedavisinin önemi AÜ Tıp Fakültesi Gen Tedavi Ünitesi Direktörü Prof. Dr. Salih Şanlıoğlu, gen tedavisinin, genlerin küçük DNA ve RNA moleküllerinin insan hücrelerine, organ ve dokularına transfer edilmesiyle yapıldığını söyledi. Faz denemeleri olarak isimlendirilen klinik gen tedavi çalışmalarının bugün için güncel yöntemlerle tedavi olmamış on binlerce hastada (çoğunlukla kanserli hastalarda) yürütüldüğünü dile getiren Şanlıoğlu, bunun yanı sıra Akdeniz anemisi, SCID (ağır kombine ümmin yetmezlik), hemofili, kas distrofisi ve kistik fibroz gibi kalıtsal geçiş gösteren hastalıklarda da gen tedavi denemelerinin başarıyla sürdüğünü vurguladı. Şanlıoğlu, genetik hastalıkların rutin olarak tedavisi olmasa da, gen tedavisi konusunda yapılan klinik faz çalışmalarının kısa bir süre sonra klinik rutin kullanıma girmesinin an meselesi olduğunu kaydetti. ‘Türk hastaların hizmetine hazır’ Türkiye'de gen tedavisi alanında akademik bir yapılanma oluşturulamadığına dikkati çeken Şanlıoğlu, bunun en temel sebebinin gen tedavisi alanında yeteri kadar eğitim almış ve deneyim kazanmış uzman bulunmamasına bağlı olduğunu dile getirdi. Şanlıoğlu, “2003 yılında kurulan Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Gen Tedavi Ünitesi, gerek alt yapısıyla ve gerekse bilimsel çalışmalarıyla, destek verildiği takdirde öngörülen akademik yapılanmayı oluşturabilecek bir konuma gelmiştir” dedi. Bir merkezde gen tedavi faz denemelerinin yapılabilmesi için, araştırma alt yapısının oluşturulması ve 5-10 yıllık araştırma deneyiminin esas alındığını vurgulayan Şanlıoğlu, şöyle devam etti: “AÜ Tıp Fakültesi Gen Tedavi Ünitesi gerekli alt yapısını tamamlamış, bilim doktorlarıyla ve klinisyenleriyle ortak olarak yapılan çalışmaları, uluslararası saygınlığı olan tıbbi genetik alanındaki dergilerde yayınlanmıştır. Hatta üzerinde çalışılan gen tedavi metotlarından biri Amerika'da prostat kanserli hastalarda Faz 1 denemesi olarak yeni tamamlanmış ve bu çalışmadan iyi sonuçlar alınmıştır. Bu bağlamda eğer AÜ Tıp Fakültesi Gen Tedavi Ünitesi klinik denemeleri güvenle yürütebileceği bir akademik yapılanma sağlayabilirse, Türkiye'de yine bir ilk olacak olan gen tedavisinde klinik Faz II denemelerinin başlatılması gündeme gelebilecektir. Böylelikle kendi geliştirdiğimiz tedavi metotlarımız, Türk hastalarının hizmetine sunulabilir.”