Habertürk yazarı Murat Bardakçı, Londra'da yapılacak olan İslam Dünyası Sanatı müzayedesinde 'Genç Osman'ın 26 Şubat 1618’de tahta çıkışını gösteren yağlıboya bir tablonun 800 bin lira başlangıç fiyatıyla açık arttırmaya çıkacağını duyurdu. "Tablonun önemi hayalî değil gerçek olması ve cülus, yani tahta çıkış törenini bizzat izlemiş olan Avrupalı bir elçilik ressamının elinden çıkması" ifadeleriyle tablonun değerini anlatan Bardakçı, "Mezata konan cülûs tablosu ile alâkalı en önemli husus: Tarihimiz, özellikle de protokol tarihimiz bakımından büyük önem taşıyan ve dünyada tek olan böyle bir tablonun yeri resmedildiği mekân, yani Topkapı Sarayı’dır. Devlet tarafından satın alınıp yapıldığı yere, Türkiye’ye getirilmesi tarihî bir gerekliliktir; üstelik iki yüz, haydi bilemediniz üç yahut dört yüz bin pound da Türkiye için öyle pek birşey değildir." diye yazdı.
Murat Bardakçı'nın "Bu tablo satın alınmalı, Türkiye’ye getirilip Topkapı’ya konmalıdır!" başlığıyla yayımlanan (8 Nisan 2016) yazısı şöyle:
Londra’nın meşhur mezat şirketi Sotheby’s’in önümüzdeki 20 Nisan’da yapacağı “İslâm Dünyası Sanatı” müzayedesinde bugüne kadar bilinmeyen, tarihimiz için son derece önemli olan ve belge niteliğinde bir tablo satılacak: “Genç Osman” diye bilinen İkinci Osman’ın 26 Şubat 1618’de tahta çıkışını gösteren yağlıboya bir tablo...
200 bin pound yani 800 bin lira başlangıç fiyatı ile arttırmaya çıkacak olan tablonun önemi hayalî değil gerçek olması ve cülus, yani tahta çıkış törenini bizzat izlemiş olan Avrupalı bir elçilik ressamının elinden çıkması...
17. asırdan itibaren İstanbul’u ve İstanbul Sarayı’nı en gerçekçi şekilde gösteren tablolar, Avrupalı elçilik ressamlarının eserleridir. Avrupalı hükümdarların İstanbul’a gönderdikleri büyükelçilerin maiyetlerinde ressamlar da yeralmış, şehri ve şayet izin verildi ise sarayı ve hattâ hükümdarı da resmetmişler, elçiler kendi hükümdarlarına raporları ile beraber bu tabloları da göndermişler, yani resimler o senelerde mevcut olmayan fotoğrafın yerini tutmuştur. Eserleri ile o dönem İstanbul’unu, devlet adamlarını ve bazı önemli olayların ayrıntılarını öğrenmemizi sağlayan Antoine Ignace Melling, Jean-Baptiste van Mour, Eugène Flandin yahut Claes Ralamb gibi ressamlar, Türkiye’ye hep elçilik heyetleri ile gelmişlerdir.
TÖRENE BİZZAT KATILMIŞLAR
Londra’da 20 Nisan’da satışa çıkacak olan tablo da 1618’de Avusturya İmparatorluğu’nun elçisi olarak İstanbul’a gelen Baron Hans Mollard von Reinek’in maiyetinde bulunan ama ismini maalesef bilmediğimiz bir ressam ait. Elçiye o senenin 26 Şubat’ında tahta çıkan İkinci Osman’ın cülus törenini takip etme izni, daha doğrusu ayrıcalığı verilmiş ve törene elçi ile beraber katılan ressam, o sahneyi tablosuna yansıtmış.
127’ye 107,5 santim eb’adındaki yağlıboya tablo, törenin bütün ayrıntılarını veriyor. O sırada 14 yaşında olan genç hükümdar tahtında otururken, hemen karşısındaki başka bir tahtta da başında altın tacı ve etrafında hizmetkârları ile annesi Mahfiruz Sultan görülüyor. Arka plânda Ayasofya Camii ve minarelerdeki müezzinler yeralıyor, tablonun merkezinde Şeyhülislâm Esad Efendi elinde Kur’an ile resmediliyor, Esad Efendi’nin hemen önünde de Mevlevîler sema ediyorlar. Sadrazam Halil Paşa, Kızlarağası Süleyman, silâhdar ağa ve solaklar gibi devletin ve sarayın o dönemdeki diğer önemli görevlileri de tabloda yeralıyorlar...
Resmin tuhafıma giden tarafı, valide sultanların cülus törenlerinde oğulları ile karşılıklı oturdukları ve yüzlerinin de açık olduğu hakkında kaynaklarda herhangi bir kayıt bulunmamasına rağmen, Genç Osman’ın annesi Mahfiruz Kadın’ın Avrupalı kraliçeler gibi başında bir taç ile ve yüzü açık şekilde tahtta otururken gösterilmesi... Ama, tarihçi Hammer’de geçen “Avusturya Elçisi’nin cülus törenini izlemesine izin verildiği” yolundaki kayıttan hareketle tablonun hayalî değil gerçek olduğu gözönüne alındığında, Mahfiruz Sultan’ın bu görüntüsünün de doğru kabul edilmesi gerekiyor...
Bu son derece önemli tablo hakkında bir de küçük hatırlatma: Sotheby’s’in mezat kataloğunda tablo ile ilgili olarak verilen açıklamalarda geçen isimlerin birçoğu yanlıştır! Zamanın sadrazamı ile şeyhülislâmının isimleri bile yanlış yazılmış, bu makamlara daha sonra gelecek olan kişiler o gün görevde imiş gibi gösterilmişlerdir ve dünyanın en önemli müzayede kuruluşlarından biri olduğunu iddia eden Sotheby’s’in böyle hatâlar yapmaması gerekir!
Ve, mezata konan cülûs tablosu ile alâkalı en önemli husus: Tarihimiz, özellikle de protokol tarihimiz bakımından büyük önem taşıyan ve dünyada tek olan böyle bir tablonun yeri resmedildiği mekân, yani Topkapı Sarayı’dır. Devlet tarafından satın alınıp yapıldığı yere, Türkiye’ye getirilmesi tarihî bir gerekliliktir; üstelik iki yüz, haydi bilemediniz üç yahut dört yüz bin pound da Türkiye için öyle pek birşey değildir.