T24- Almanya'da gençler arasındaki cinsellikle ilgli yapılan bir araştırma, gerek aileler gerekse medya aracılığıyla gençlerin daha fazla bilinçlendiğini gösteriyor. Ancak göçmen kökenli gençler arasında durum farklı.
Zamane gençleri... Asırlardır yetişkinler yeni nesili anlamadıklarında ya da tasvip etmediklerinde bu söze başvurur. Çoğu yetişkin için 14 ile 17 yaş arasındaki gençler, yani ergenler aklı havada, kontrolsüz ve hatta sorumsuzdur. Özellikle de internet çağında nesiller arasındaki farklılıklar çok daha belirginleşiyor. Sanal alem bir yandan gençlere çok hızlı ve kapsamlı bilgi erişimi imkanı, ancak diğer yandan pornografi gibi tehlikeli içerikler de sunuyor. Sanal alemdeki bu başdöndürücü hız ve sınırsız erişim çoğu ebeveyni korkutuyor. Ancak Federal Almanya Sağlık Aydınlatma Merkezi’nin bir araştırması gençlerin en azından bilinçlenme konusunda çoğu kişinin düşündüğünden çok daha iyi durumda olduğunu ortaya koydu. Özellikle cinsel konularda.
16 yaşındaki Meike, cinsellik ya da korunmayla ilgili konularda konuşmaktan çekinmiyor. Bu konunun ailesi arasında da bir tabu olmadığını belirten Meike, "Bu devirde kim 16 yaşında çocuk sahibi olmak ister ki! Gençler eğitim gibi şeylere çok önem veriyor. Erken yaşta çocuk yapıp herşeyi mahvetmektense... Bizim aile her konuda açık ve sorun çıkmıyor" diyor.
Korunmayan genç sayısında azalmaGençlerin cinsellik ve korunma konusundaki bu açıklığı Federal Almanya Sağlık Aydınlatma Merkezi raportörü Angelika Heßling’i de bir hayli şaşırtıyor. Heßling aynı zamanda, “Gençler Arasında Cinsellik 2010“ adlı çalışmanın da proje müdürü. Çalışma kapsamında 14 ile 17 yaş arasındaki hem göçmen kökenli hem de Alman gençlere, cinsellik ve korunma konularındaki tutumları soruldu.
Heßling, çalışmanın önemli noktalarından birini "Korunma konusundaki bilinçlilik 30 yılı aşkın bir süredir kaydettiğimiz en iyi durumda. Şu anda kız olsun, erkek olsun, gençlerin sadece yüzde 8'e varan bir kesiminin ilk seferinde korunmadığını görüyoruz. Ne yazık ki bu durum göçmen kökenli gençlerde o kadar iyi değil ancak yine de son yıllarda iyileşme kaydedildi. Ve araştırmadan çıkan ikinci önemli sonuç ise şöyle: Gençlerin giderek daha erken yaşlarda cinsel ilişkiye girdiği varsayımı medyada da sık sık duyuluyor. Bizim araştırmamız ise bu eğilimin gerilediğini gösteriyor" sözleriyle açıklıyor.
Bilinçlendirmede ailelerin önemi
1990’lı yılların ortalarından bu yana gençlerin cinselliği konusunda neredeyse hiçbir değişim yaşanmamış. Hatta geriye doğru bir gidiş söz konusu. Angelika Heßling, daha önemli bir başka değişime de dikkat çekiyor: “Son 30 yıl içinde ailelerin gençler için güçlü bir partner konumuna geldiklerini gözlemledik. Bilhassa Alman ebeveynler cinsellik konusunda bilinçlendirme ve korunmayla ilgili danışmanlıkta bir hayli katılımcılar. Gençlere yardımcı oluyor, rehberlik ediyorlar. Ayrıca cinselliğin yaşanması ya da cinsellikle ilgili sorularda gençlerin konuşabilecekleri kişi konumundalar.“
Ancak çalışmada göçmen kökenli gençlere ilişkin bir farklılık göze çarpıyor. Heßling bunu, "Bırakın bilgilendirilmeyi ya da korunma konusunda danışabilmeyi, genç kız ve erkeklerin evde cinsellik konusunda çok az konuşabildiklerini görüyoruz. Çok dindar Müslüman kız çocuklarına ise korunma konusunda hiç bir tavsiyede bulunulmadığını görüyoruz. Çünkü evlilik öncesi cinsel ilişki kesinlikle doğru olarak görülmüyor. Bazen kızların kendileri de bu düşüncede. Yani bu kızların bilgi edinebilmesi için geriye sadece medya, danışma merkezleri ve okullar kalıyor. Okullar gerçekten de göçmen kökenli gençlerin cinsel açıdan aydınlatılabilmesi için son derece önemli bir yer haline geldi" sözleriyle açıklıyor.
Erken yaşta hamilelik azaldıPeki, 17 yaşındaki Raşit, cinsellik ve bilinçlenme konusunda kimlerle konuşuyor? Raşit, "Ailemle değil. Ancak daha ziyade medya aracılığıyla bilinçleniyorum. Derslerde çok iyi bir şekilde aydınlatılmıyorsunuz" diyor.
Aileler, okul ve diğer bilgi kanalları aracılığıyla ulaşılan cinsel aydınlanma, Almanya'nın Avrupa’da erken yaşta hamilelikler konusunda en düşük sayıya sahip ülkeler arasında yer almasına katkı sağlamış. Bu eğilimin gelecekte de korunabilmesi için ailelere bazı tavsiyelerde bulunan Heßling, "Çocukların yaşını, gelişmesini göz önünde bulundurarak onlarla konuşun. En başından itibaren. Onlara eşlik edin. Bunun çok önemli olduğuna inanıyorum. Evde güven ilişkisi ne kadar yüksekse, cinsellik konusunda o kadar erken konuşulur, korunma konusunda danışmanlık edilir ve gençler de o kadar iyi korunur. Çalışmamızda görebildiğimiz sonuçlar bunlar" şeklinde konuşuyor.