Gençlerimiz gönülsüz!

Gençlerimiz gönülsüz!

Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı tarafından yapılan araştırmada Türkiye kentsel bölgelerinde yaşayan 18-35 yaş arası gençler arasında son bir yıl içerisinde herhangi bir gönüllü faaliyete katılanların oranı sadece yüzde 5 olarak belirlendi. "Bireyin başka bireyler için herhangi bir ücret almadan bilgi, emek, zaman sarf etmesi" olarak tanımlanan gönüllülük son dönemde önem kazanan kavramlardan biri. Gönüllü faaliyetler toplumun var olan eşitsizliklerini giderilmesinde önemli rol oynuyor. Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkelerde toplumsal dayanışmanın önemli bir parçası olarak işlev görüyor. Ayrıca gönüllü faaliyetlere katılımın bireyin kişisel gelişimi üzerindeki etkisi de çok sayıda araştırmayla kanıtlanmış durumda. Yapılan araştırmalara göre gönüllülük faaliyetlerinde bulunan kişiler daha hoşgörülü, demokratik değerlere daha saygılı, daha fazla kendine güvenen ve toplumsal faaliyetlerde daha aktif vatandaşlar oluyor. Gönüllülükte sonuncuyuz Bu açıdan başta Birleşmiş Milletler Kalkınma Örgütü (UNDP) olmak üzere gönüllülüğün yaygınlaştırılması başlı başına bir amaç olarak benimsenmiş durumda. İşte bu nedenle Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı tarafından gönüllülükle ilgili bir kamuoyu araştırması yapıldı. Bu araştırma, gençlerin gönüllü faaliyetlere katılmadıklarını gösterdi. Türkiye kentsel bölgelerinde yaşayan 18-35 yaş arası gençler arasında son bir yıl içerisinde herhangi bir gönüllü faaliyete katılanların oranı sadece yüzde 5 olarak belirlendi. 18-35 yaş dilimindeki kentsel bölgede yaşayan gençlerin oranı ABD’de yüzde 71, Hollanda’da yüzde 49, Hindistan’da yüzde 35 ve Bosna’da yüzde 20. Türkiye bu açıdan 55 ülke arasında sonunculukta yer alıyor. Araştırma sonuçlarına göre 18-35 yaş arası kentsel bölgelerde yaşayan gençler arasında son bir yıl içerisinde herhangi bir gönüllü faaliyete katılanların oranı sadece yüzde 5. Dünya Değerler Araştırması’nın üçüncü aşamasının verileri ülkemizin gönüllü faaliyetlere katılım açısından yüzde 1,5’luk bir oranla 55 ülke arasında sonuncu olduğunu zaten göstermekteydi. Aynı araştırmaya göre kentsel bölgelerde yaşayan Türk gençlerinin de gönüllü faaliyetlere katılımı yüzde 7 oranında. TEGV araştırması da ülkemizin bu konuda ne kadar geride kaldığını bir kez daha göstermiş oluyor. Gerekçe: Para ve zaman yokluğu Türk gençlerinin gönüllülük faaliyetlerine bu kadar düşük oranda katılmalarının önde gelen sebebi olarak algısal engeller öne çıkmakta. Son bir yıl içerisinde herhangi bir gönüllülük faaliyetine katılmadığını söyleyen gençlerin öne sürdükleri en önemli neden maddi olanak ve zaman yokluğu. Düşük eğitimli, düşük gelirli gençler ve ev kadınları daha çok maddi olanak eksikliğini öne sürerken; yüksek eğitimli ve yüksek gelirli gençler ise zaman yokluğu nedeniyle gönüllü faaliyetlere katılmadıklarını söylüyorlar. Öte yandan araştırma sonuçlarına göre gönüllülük faaliyetlerinde bulunan gençlerin büyük çoğunluğu haftada 4 saatten daha az vakit ayırıyorlar. Yine araştırma sonuçları gençlerin sadece yüzde 7’sinin herhangi bir kuruma bağış yaptığını; gönüllülük faaliyetinde bulunan gençlerde bile bu oranın yüzde 30’un üzerine geçmediğini gösteriyor. Üstelik bağışta bulunanların büyük çoğunluğunun yılda bir defa 50 YTL’den daha az bağışta bulunması; gönüllülük faaliyetinin zaman ya da para olarak çok da fazla bir kaynak gerektirmediğinin en önemli kanıtı. Gençler pek bilmiyor Gençlerin gönüllülük faaliyetinde bulunmamalarının başka önemli sebeplerinden biriyse yakınlarında bu tür faaliyet gösteren kurumların varlığından haberdar olmamaları. Bu açıdan yerel yönetimlere, okul idarelerine ve hem yerel hem de ulusal basın kuruluşlarına büyük rol düştüğü açık olarak görülüyor. Öte yandan, gönüllülük faaliyetine katılan gençlerin gönüllülükle ilgili algıları da diğer gençlerden daha farklı. Gönüllülük faaliyetine katılmayan bir genç bu tür faaliyetlerin yaşadığı çevrenin sorunlarına katkıda bulunma ya da herhangi bir kuruma yardım etmenin verdiği tatmin gibi getirileri olduğu kanısında. Buna karşılık, gönüllülük yapmış gençler yeni insanlarla tanışma ya da kendisine ihtiyaç duyulduğunu görmek gibi bireysel getirilerinin de önemli olduğunu düşünüyorlar. İnsanların acil ihtiyaç duydukları bir konuda faaliyet gösterme bütün gençler için gönüllülük yapacağı kurumu seçerken göz önünde tuttukları bir faktör. Gönüllülük faaliyetinin zaman gerektirdiği konusunda da görüş ayrılığı yok. Bununla birlikte son bir yıl içerisinde gönüllülük faaliyetlerinde bulunmamış gençler çalışacakları kurumun kendilerine yakın olmasına, tanınmasına ve bu kurumda çalışmanın prestij getirmesine önem verirken; gönüllülük deneyime sahip olan gençlerin bu konuları daha az önemsedikleri ortaya çıkıyor. Görüşülen gençlerin gözünde gönüllü faaliyetlere katılabilmek için gereken önemli kaynak zaman. Öte yandan maddiyatın gönüllülük yapmış gençler gözünden sahip olunması gereken en önemli kaynak olmadığı da araştırma sonuçlarıın arasında. Maddi kaynakların önemli olduğunu düşünenlerin oranı gönüllülük yapmış gençler arasında sadece yüzde 80 iken; gönüllülük yapmamışlar arasında bu oran yüzde 93. Kendilerini daha iyi hissediyorlar Gençlerin tamamı ülkemizde gönüllü faaliyetlerin yapılmasına ihtiyaç duyulduğu kanısında ve yeterince gönüllünün olmadığı konusunda da bir görüş birliği söz konusu. Ancak hangi konularda daha fazla ihtiyaç bulunduğu konusunda farklılıklar gözleniyor. Eğitim, çevre ve gençlik konularının önemi konusunda hemen herkes aynı fikri taşırken; gönüllü faaliyette bulunmuş gençler diğerlerine kıyasla kadın, çevre ve kültür-sanat konularının da diğer konulara yakın oranlarda gönüllülüğe ihtiyaç duyduğuna daha fazla inanıyorlar. Araştırma gönüllülük faaliyetinin bireyler üzerindeki etkileri konusunda da ilginç sonuçlar sunuyor. Gönüllülük yapmış gençler diğerlerine kıyasla kendilerini daha olumlu cümlelerle değerlendiriyorlar. TEGV Gönüllüleri arasında yapılan araştırma da gönüllülerin kendileri hakkında daha olumlu yargılara sahip olduklarını gösteriyor. Gönüllülük faaliyetinin bireylerin tanımadıkları kimselere de güvenebilmeleri anlamına gelen "genelleştirilmiş güvene" de olumlu bir katkısı olduğu görülüyor. Türkiye’de yaşayanların sadece yüzde 7’si insanların genel olarak güvenilebilir olduğuna inanırken, geri kalan büyük çoğunluk insanlarla ilişkilerde dikkatli olması gerektiği kanısında. Dünya Değerler Araştırması’nın verileri, Türkiye’nin genellleştirilmiş güven konusunda sondan ikinci olduğunu gösteriyor. TEGV araştırmasına göre gençler arasında genelleştirilmiş güven duygusuna sahip olanların oranı yüzde 6’yken, son bir yılda gönüllülük yapmış olanlarda bu oran yüzde 12. TEGV Gönüllülerinde ise insanları genel olarak güvenilir bulanların oranı yüzde 20 ve benzer sosyoekonomik durumdaki bireyler arasındaki oranın 2 katı. Zaman ve para eksikliği gönüllü olmamanın en önemli nedeni Düzenli bir zaman ayırabileceğim şekilde yaşamıyorum, yüzde 70,1 Zamanım yok, yüzde 66.4 Maddi olanaklara sahip değilim, yüzde 65.8 Doğru kurum bilmiyorum, yüzde 47.7 Kurumlara güvenmiyorum, yüzde 39.4 Bu tür faaliyetlerin anlamlı bir sonuç sağladığına inanmıyorum, yüzde 34 Gönüllü faaliyetlerde bulunacak yeteneklere sahip değilim, yüzde 29.9 Daha önce gönüllü faaliyetler konusunda kötü bir deneyimim oldu, yüzde 12.8