T24 - Usta oyuncu Genco Erkal'ın "güleriz ağlanacak halimize" tavrıyla sahneye uyarladığı "Nereye gidiyoruz?" adlı oyunu bir çeşit meddah gösterisi şeklinde seyirci karşısında.
Cumhuriyet gazetesi yazarı Dikmen Gürün'ün "Çağdaş bir meddah gösterisi" başlığıyla yayımlanan (8 Mart 2011) yazısı şöyle:
Çağdaş bir meddah gösterisi
Büyük bir ciddiyetle seyircinin arasından geçerek sahneye çıkan usta oyuncu Genco Erkal, temposu düşmeyen enerjisi ve “güleriz ağlanacak halimize” muzipliğiyle değiniyor memleket hallerine.
Brecht, Nâzım Hikmet, Aziz Nesin… Genco Erkal’ın yıllardır birlikte soluk aldığı yazarlar… Tabii ki aynı çizgide daha pek çok yazarla bir araya geldik Dostlar Tiyatrosu’nda ama, yollarımız yine de en çok onlarla kesişti bir yıldan diğerine. Üçü de, farklı biçimlerde aynı dünya görüşünü paylaşıyorlar. 2010’da, “Kerem Gibi - Nâzım Hikmet’le 35 Yıl”da; 1975’te başlayan Nâzım’la yolculuğunun yıllar boyu sürdüğünü vurguluyordu sanatçı. 35 yıllık beraberliğin; ülkesine sevdalı, ülkesinden kaçmak zorunda bırakılan bir şairin ve onun duygularını, düşüncelerini paylaşan bir oyuncunun etkileyici yolculuğu… 2011’de, yüzünü bir kez daha Aziz Nesin’e dönüyor Genco Erkal. Memleketine sevdalı bir mizah ustasının, yobaz kafalar tarafından yakılarak cezalandırılmak istenen bir düşünce savaşçısının kaleminden soruyor bu kez: “Nereye Gidiyoruz?” Belki de bir adım sonra tekrar Brecht seslenecektir Dostlar Tiyatrosu sahnesinden bizlere: “Olağan demeyin sakın, her gün olup bitene…”
‘Nereye gidiyoruz yurttaşlar?’
Aziz Nesin’in öykü, şiir, oyun, masal ve köşe yazılarından Genco Erkal’ın sahneye uyarladığı “Nereye Gidiyoruz?” çağdaş bir meddah gösterisi. Sanatçı, 1996’da yapmış olduğu “Bir Takım Azizlikler”de ve daha önce “Azizname”de kullandığı metinlerle yeni metinleri harmanlamış. Bütün içinde kendisinin çok kısa ve güncel göndermeleri de dikkat çekiyor. Demokrasi, insan hakları, düşünce özgürlüğü gibi kavramların anlamlarını yitirdiği bir toplumda “Nereye gidiyoruz yurttaşlar” sorusunun cevabı ne olabilir? Yazarla ve de seyirci ile birlikte bu sorunun cevabını arıyor Genco Erkal. Politik bir hiciv “Nereye Gidiyoruz?”. Aziz Nesin, acıtan yanları ağır basan bir gülmece ustası. Genco Erkal’ın oyunculuğu Nesin’in kıvrak, alaycı ama aynı zamanda sevecen kalemiyle bir kez daha örtüşüyor. Nesin’in köşe yazıları ve öykülerinden, masallarından yola çıkarak oluşturulan konu başlıkları ya da sahneler toplumda giderek derinleşen uçurumlar, vurdumduymazlıklar, çelişkiler, korkular, suskunluklar ve şiddet üstüne odaklanıyor.
Büyük bir ciddiyetle seyircinin arasından geçerek sahneye çıkan usta oyuncu Genco Erkal, temposu düşmeyen enerjisi ve “güleriz ağlanacak halimize” muzipliğiyle değiniyor memleket hallerine… Oyunun eklemli yapısında anlatılardan, konuşmalardan Karagöz-Hacivat muhaverelerine, kuklalara, şiirlere uzanan bir biçim zenginliği söz konusudur. Kürsüden yapılan konuşmalarda köşe yazılarındaki söylemlerin ardında gizli esprinin altı çizilir. Karagöz ile Hacivat demokrasi ve cumhuriyet üstüne tartışmalarıyla Türkiye hallerine yönelik absürd bir akış sergilerken, kuklalarla dünün ve de bugünün despot yöneticilerine seslenilir… Darbeler, baskılar, baskıcı eğitim sistemleri, yeterince aydınlatılmayan toplumlar ve genelde cehalet sorgulanır… Bir gülmece ortamında, bir masal dünyasında, bir meddah kıvraklığında gerçekleşir bu sorgulamalar… Sahne tasarımı da sanki toplumdaki iniş-çıkışlara ve de çarpıklıklara göndermeler içerir. Geçişlerde Arif Erkin’in müzikleri öne çıkar… Oyunun bitimindeyse hiciv ve gülmece ile desteklenen eleştirel boyut yerini farklı bir duruşa bırakır. Bu duruş; Aziz Nesin’in Sivas olayını şiiriyle yeniden yaşadığı ve okurlarıyla ve seyirciyle paylaştığı andır. Arif Erkin’in etkileyici müziği ve Ece Güler Göktay’ın semahı çağrıştıran koreografisi eşliğinde seslenir Genco Erkal’ın ağzından Aziz Nesin… “Ey yüreğimin onmaz acıları/Ey beynimin dinmez sancıları/Suç ne bende ne de sende/Suç seni karanlıklara gömenlerde/Ne de olsa yurttaşımsın/Kapalı olsa da bütün vicdan kapıları yüzüme/Bilmelisin bir yerin var can evimde.”