Genel Kurul'da MHP ile HDP arasında 'Dersim' tartışması | "Seyit Rıza Kürtlerin dedesidir, ellerinden öpüyoruz, onu minnetle anıyoruz"

Genel Kurul'da MHP ile HDP arasında 'Dersim' tartışması | "Seyit Rıza Kürtlerin dedesidir, ellerinden öpüyoruz, onu minnetle anıyoruz"

T24 Ankara

Tunceli Belediyesi'nin tabelasının 'Dersim Belediyesi' olarak değiştirilmesi kararı sonrasında MHP ile kamuoyunda 'Komünist Başkan' olarak tanınan Tunceli Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu arasındaki 'Dersim tabelası' tartışması, Meclis'te HDP ile sürüyor. Genel Kurul'un bugünkü oturumunda HDP'li vekillerin Dersim konuşmalarına MHP Grup Başkanvekili Levent Bülbül, "Seyit Rıza da feodal bir eşkıyadır, bir teröristtir" ifadesi kullanınca iki gurup arasında sert tartışmalar yaşandı. HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan, "Seyit Rıza'ya da şu olmadı: 'Eşkıya' demek doğru değil" diye müdahale ettiği MHP Grup Başkanvekili'nden, "teröristtir" karşılığı alınca, "Seyit Rıza Kürtlerin dedesidir. Dedemizin ellerinden öpüyoruz, onu minnetle anıyoruz. Dedemizin mezarının nerede olduğunu sormaya devam edeceğiz değerli arkadaşlar" diye konuştu.

Genel Kurul'daki konuşmalar ve tartışmalar şöyle:

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

68 sıra sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 12'nci maddesi üzerine söz almış bulunuyorum.

Değerli arkadaşlar, tabii ki bu kanunla ilgili birçok eleştirimiz, birçok önerimiz mevcut. Bu genel değerlendirmelerden ziyade 12'nci maddede bir yerin ismi değiştiriliyor ama bir yer ismi daha günlerdir hem Türkiye kamuoyunda hem Meclis çatısı altında tartışılan bir meseleydi Dersim ismi ve Dersim tabelasının asılması meselesi. Tabii ki biliyoruz ki Dersim'in nasıl Tunceli olduğu, bu tartışmayı sadece beş dakikayla sınırlı olarak burada tartışmak, doksan yıllık bir tarihi burada çözümlemek, bu sorunu burada çözmenin yeterli olmadığını düşünüyoruz ama belki niye Dersim, niye bu kadar Dersim'de ısrar ediliyor? Dersim'in anlamını kısa da olsa ifade etmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, ne Dersim'deki tabela sadece bir tabelaydı ne Dersim ismi sadece bir isimdi. Doksan yıllık bir tarihin, 1937-1938 yılları arasında yine Dersim Harekâtı olarak adlandırılan ama binlerce insanın öldürüldüğü, binlerce insanın yerinden edildiği, kitaplara konu olan, tarihte hâlâ bir sır perdesi olarak birçok meselinin kaldığı bir durumdur aslında Dersim'in meselesi. Birçok araştırmacıya göre… Dersim Aslında bir araştırmacıya göre 7 t formülüyle formüle edilmiş bir meseledir: Tedip (terbiye etme), tenkil (uzaklaştırma), taktil (parçalama), tehcir (göç ettirme), temsil (asimile etme), temdin (medenileştirme), tasfiye (arıtma). Düşünün ki bu harekâtın bir nedeni de medenileştirmek olarak kabul edilmişti ve güya Dersim medenileştirilecekti. Ama biz biliyoruz ki şu anda uluslararası alanda da kabul edilen standartlara göre Dersim'de bir katliam gerçekleştirilmişti. Hâlâ, dediğim gibi, binlerce insan kendi ailesinden kopmuş bir şekilde hiç tanımadığı, hiç bilmediği yerlerde, tarihinden kopmuş bir şekilde yaşamaya devam ediyor.

Birkaç gün önce bu Meclis çatısı altında dedelerini hatırlatanlara hatırlatmak isteriz değerli arkadaşlar. Bu mesele, katliamı hatırlatmakla çözülecek bir mesele değildir. Tabii ki tarihte, tabii ki ülkelerde katliamlar, soykırımlar, acılar, ölümler yaşanır ama asıl mesele tarihle yüzleşebilmek, asıl mesele o tarihten ders çıkarıp ülkede gerçekten uzlaşmacı bir iklim yaratabilmek. İşte bugünlerde bir tabelanın altında yatan, yine asimilasyon siyasetidir, yine o tabelanın indirilmesi, yok sayma siyasetidir. O tabelanın indirilmesi, aslında bir taraftan o "7T"ye bir "T" daha ekleyip "Tunceli" ifadesini söylemektir değerli arkadaşlar.

Şimdi, dediğim gibi, bir yerin ismini değiştirebilirsiniz. Gidip bir Dersim'e soralım, Dersim halkına soralım. Yolda gördüğünüz insanların yüzde 90'ından "Tunceli" cevabını alamayacaksınız. Yüzde 90'ı kendini "Dersimli" olarak ifade eder. Çünkü o acılar hâlâ taptazedir, çünkü yaşadıkları; dedelerinin, ninelerinin yaşadıkları hâlâ zihinlerinde taptaze olarak durmaktadır.

İşte değerli arkadaşlar, mesele bir isme takılmaktan ziyade, mesele bir tarihle yüzleşmektir. Bu Meclisin de Türkiye'nin de Türkiye halklarının da ortak bir yaşamı kurabilmek ve barış içerisinde yaşamak için bu tarihle yüzleşmeye ihtiyacı vardır. İsimlerden korkmayın arkadaşlar; gerçeklikten, tarihten korkmayın. Asıl reddetmek, asıl yok saymak bu ülkeyi şu anki mevcut durumuna getirdi. Dersim'in Dersim olduğunu, Dersim'de katliam olduğunu, Dersim'de acıların yaşandığını bütün gruplar daha önceki konuşmalarında ifade etmişlerdi. Bu mesele konjonktürel olarak değişebilecek, tavır alınacak bir mesele değil. O açıdan, bu gerçekliği de görerek bence hakikatlerle yüzleşme zamanı çoktan geldi de geçti. Dersim'e Dersim ismini tekrar iade etmek aslında Dersim halkına bir öz eleştiri, bir özür mahiyetini de taşıyacaktır diyorum.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Sayın Başkan "Türk tarihinde milletimizin yüzleşmesi gereken hadiseler nedir?" diye bugün yapılan propagandalara bakıldığında, Türk milletini, geçmişini katliamlarla, soykırımlarla suçlamak isteyenlerin iftiraları karşımıza çıkmaktadır. Bunu, bu tarz ifadeleri masum kabul etmemiz mümkün değildir. Tunceli'de geçmişte yaşanan hadiseler Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün sıhhati döneminde ve yeni cumhuriyetimizin ayağa kalkmaya çalıştığı, bütün dünyaya karşı millî mücadelesini verip taptaze bir cumhuriyet olarak, devlet olarak var olmaya çalıştığı dönemde bu devleti sıkıntıya sokacak, devleti düzensizleştirecek ve Anadolu'da çok büyük bir ayaklanma noktasında her türlü eylemi, her türlü hukuksuzluğu, katliamı kendisine mubah görecek bir anlayışa karşı devletimizin almış olduğu tedbirdir.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Bu noktada, geçmişten bugüne ifade ettiğimiz gibi, Seyit Rıza da feodal bir eşkıyadır, bir teröristtir. Bu hususta biz devletimizin ortaya koymuş olduğu tavrın o gün itibarıyla da gerekli olduğunu ifade ediyoruz. Bizim tarihten alacağımız dersler elbette olabilir. Tarihte her zaman iyiler, her zaman zaferler olmayabilir; tarihte yenilgiler, sıkıntılar söz konusu da olabilir. Biz bunlardan dersimizi alırız ancak yüzleşmekle bahsedilen şey, geçmişimize küfredecek şekilde, geçmişimize hakaret edecek ve âdeta dedelerimizi bir katliamla suçlayacak şekilde birtakım iftiralarsa, bunu şiddetle reddettiğimizi Meclisimizin huzurunda ifade etmek istiyorum.

Saygılar sunuyorum.

FATMA KURTULAN (Mersin) - Sayın Başkan, söz istiyorum.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Kurtulan.

FATMA KURTULAN (Mersin) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Daha önce de dün de ifade etmiştik. Daha önce de Cumhurbaşkanı "Bu devlet adına Dersim'den özür dilenmesi gerekirse, ben özür dilerim." dediğinde aslında katliamı kabul etti. Aslında, bu ifadelerimizi, konuşmacımızın konuşmasındaki ifadeleri Türkiye halkına mal etmek, Türkiye halkına bir iftira olarak değerlendirmek konuyu biraz saptırmakla ilgilidir.

Karanlık bir zihniyetin ürünü olarak ortaya çıkan, Demirel'in de PKK hareketini, PKK'yı 29'uncu isyan olarak değerlendirdiği… Aslında açığa çıkarıyor ki Türkiye'de cumhuriyetle yaşıt olan bu meselede, Kürt sorunu meselesinde değişik zamanlarda Kürtler hak talebine gitmiş, buna da devlet yetkilileri "29'uncu defa" diyorlardı. Yani bir isyan yaşanmış. 29 defa eğer bu ülkede, bu ülke tarihinde bir isyan ya da bir başkaldırı yaşanmışsa bunu oturup düşünmek lazım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayalım.

FATMA KURTULAN (Mersin) - "Munzur kızıl aktı." denilir, Dersim'de 70 bine varan insan katliamından söz edilir, "Dersim'in Kayıp Kızları" belgeseli vardır yani Dersim'le ilgili sadece biz değil, dünyanın birçok yerinden söz söyleyen insanlar olmuştur.

O yüzden, bunu, böyle sağa sola çekme yerine kabul etmek, tarihle yüzleşmek, gerekirse bunun hesabını vermek, Türkiye'nin önündeki en önemli sorunlarından biridir. MHP sağa sola çekmeye çalışmasın. Zaten dünkü, daha önceki konuşmacıları "Geçmişi kaşımayın." derken demek ki geçmişte bir şey var ki "Kaşımayın, üstünü örtün, kapatın." demiştir; aslında bunu, bir katliamı savunmuştur. Onun için grup başkan vekili yorulmasın, ikide bir "Dersim katliamı olmadı." demesin. Zaten konuşmalarda itiraf ediliyor, bu kabulleniliyor diyorum ve teşekkür ediyorum.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Sayın Başkan, bu yapılan isyanları, ortaya çıkan isyan girişimlerini, kalkışmaları, hepsini ayrı ayrı değerlendirmek lazım Türkiye'de. Türk tarihinde geçmişten bugüne yaşanan isyanları veyahut da devlete karşı yapılan kalkışmaları sadece bir etnik temele bağlayan bir anlayış hiçbir şekilde tarihî gerçeklikle bağdaşmaz. Bunların hepsinin kendine özel birtakım sebepleri olabilir ama eğer son dönemdekileri kastediyorsak İngiliz altınıyla veya silahıyla, tüfeğiyle kalkıp da Türkiye'nin Musul, Kerkük mücadelesinde zaafa uğratılmasıyla alakalı planlar kapsamında birileri harekete geçirildiyse orada o hainlerin çıkarmış oldukları isyanı bizim memleketimizde, 82 milyon insanın içerisinde olan ve birbirimizle et ile tırnak olmuş olduğumuz Kürt kökenli kardeşlerimizin üzerine atarak bunları tarif etmeye çalışmasınlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Son dönemde de Amerika'nın silahıyla, parasıyla Türkiye'ye karşı efelenmeye çalışanları, kalkıp da Kürt kardeşlerimizin, Kürt kökenli kardeşlerimizin bir tepkisi gibi göstermeye çalışanlar dünden bugüne kimlerin taşeronluklarını, kimlerin maşalığını yaptıklarının muhasebesini iyi yapması gereken insanlardır.

Saygılar sunuyorum. (MHP, AK PARTİ ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Kurtulan, buyurun.

FATMA KUTULAN (Mersin) - Sayın Başkan, bu ülkede bir Kürt sorunu olduğu açık. Her zaman söylenen bu et ile tırnak… İşte, Kürtler tırnak olarak görülür, kesip kesip atarsınız. (MHP sıralarından "Terör sorunu" sesleri)

METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) - Terör sorunu, terör sorunu!

FATMA KURTULAN (Mersin) - Konuşmayın yerinizden!

Bu kadar "vatan, millet, Sakarya" diyorsanız, Türkiye'yi bu kadar düşünüyorsanız… (HDP ve MHP sıralarından karşılıklı laf atmalar, gürültüler)

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Ne biçim davranıyorsun ya? Haddini bil!

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri… Sayın Bülbül…

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Grup başkan vekilimiz konuşuyor, onu dinle. Terbiyesizlik yapma!

OLCAY KILAVUZ (Mersin) - İndir elini be!

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Terbiyesizlik yapma! (HDP ve MHP sıralarından gürültüler)

OLCAY KILAVUZ (Mersin) - Terbiyesiz sensin!

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Grup başkan vekilimiz konuşuyor, siz bize buradan saldırıyorsunuz.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Bakın, siz oradan her türlü lafı atıyorsunuz…

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri… Sayın grup başkan vekilleri…

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Önce onları uyarın Sayın Başkan.

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, hatibi dinleyelim.

Buyurun.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Burada kimse bize had bildiremez.

OLCAY KILAVUZ (Mersin) - Parmağını indir! İndir elini!

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Sen indir elini, sen indir!

OLCAY KILAVUZ (Mersin) - Terbiyeli ol! (HDP ve MHP sıralarından gürültüler)

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Sen terbiyeli ol! Terbiyesiz!

FATMA KURTULAN (Mersin) - Meral Hanım… Meral Hanım, bir dakika… Meral Hanım, tamam.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Hayır, oradan el hareketi yapıyorlar ya!

FATMA KURTULAN (Mersin) - Tamam.

BAŞKAN - Sayın Grup Başkan Vekili, buyurun efendim.

FATMA KURTULAN (Mersin) - MHP Grubuna şunu söyleyeyim: Burası sizin grup toplantı salonunuz değil. Elinizi sallayıp HDP'yi tehdit edemezsiniz. Bu Meclis salonunda MHP sıralarından HDP'ye sürekli tehdit yağıyor, burayı yöneten her Meclis başkanı da bunu izliyor, tüm gruplar da bunu izliyor. HDP sizin tehditlerinize boyun eğecek bir parti değil, bunu bir kere bilin. Seçim geliyor, seçime atfettiğiniz rol, burası daha ılıman, burası daha milliyetçi oylara oynayan, hedef olarak…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) - Devletin karşısında olan herkesin karşısındayız.

BAŞKAN - Toparlayın Sayın Başkan.

FATMA KURTULAN (Mersin) - …HDP'yi hedef tahtasına koyan bir yaklaşımı istediğiniz kadar uygulayın, HDP buna boyun eğmeyecektir.

Şunu söyleyeyim MHP'ye: Madem askerleri, Türkiye'yi bu kadar seviyorsanız, PKK'nin elinde dört yıldır 13 asker esir olmuş, onların ailelerine randevu verip bir çay bile ısmarlamıyorsunuz. Bu mudur vatanseverlik?

OLCAY KILAVUZ (Mersin) - Allah belasını versin PKK'nın!

FATMA KURTULAN (Mersin) - Aileler kapınıza geldi, reddediyorsunuz. Niye o askerleri kurtarmak için bir şey yapmıyorsunuz? O askerler dört yıldır orada sürünüyorsa, aileler burada inim inim inliyorsa niye buna çare bulmuyorsunuz?

OLCAY KILAVUZ (Mersin) - Türk askeri sürünmez.

FATMA KURTULAN (Mersin) - AKP'nin saçından tutmuşsunuz, paçalarından tutmuşsunuz AKP'nin… (HDP ve MHP sıralarından gürültüler)

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Yeter be, yeter! Şunlara bir şey söyleyecek misiniz Başkan artık?

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Ne tehdit ediyorsunuz ya! Tehdit ediliyoruz ya!

BAŞKAN - Bir dakika… Bir dakika…

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Başkan, burada bize tehdit var.

FATMA KURTULAN (Mersin) - Asıl askerliği kullanan sizsiniz, ben onu demek istiyorum. Az önce yine taziye dilediniz, yine taziye dilediniz. Defalarca söyledik, Meclis taziye yeri değil. Gelin, çözüm bulalım arkadaşlar, çözüm bulalım.

METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) - Bulacağız, ona da bulacağız.

FATMA KURTULAN (Mersin) - Olmuyor, "29'uncu isyan" deniliyor, "51 insanın ölümü" deniliyor, "kırk yıl" süre deniliyor.

ÜMİT YILMAZ (Düzce) - Hakurk'ta çözüm arıyor bizim çocuklar.

FATMA KURTULAN (Mersin) - Gelin, bunu çözelim. Kürt sorununun demokratik çözümü bu Meclisin görevi olarak önünde durmalıdır diyorum, teşekkür ediyorum.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Sayın Başkan…

BAŞKAN - Buyurun Sayın Bülbül.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Sayın Başkan, bizim…

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Senin itirazın yok mu Aydemir?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bizim var, biz yapıyoruz.

BAŞKAN - Bir dakika beyler… Laf atmayın arkadaşlar.

Biz burada gayet güzel bir şekilde, uyumlu bir şekilde Meclisi yönetiyoruz.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Biz de birileri konuşurken laf atalım mı?

BAŞKAN - Bir dakika…

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Siz de taraflı yönetiyorsunuz.

BAŞKAN - Herkes için söylüyorum.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Arkadan tehdit ediliyoruz Başkan.

OLCAY KILAVUZ (Mersin) - Kim tehdit ediyor sizi?

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Sen, sen ediyorsun!

OLCAY KILAVUZ (Mersin) - Parmağına bak, parmağına!

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Sen böyle, sürekli el şöyle!

OLCAY KILAVUZ (Mersin) - Aynı bu hareketleri siz yapıyorsunuz! Terbiyeli olun!

OLCAY KILAVUZ (Mersin) - Ayıp size ya! Ayıp be! (HDP ve MHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)

FATMA KURTULAN (Mersin) - Biz şunu söylüyoruz: HDP olarak tam da Türkiye'nin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini, geleceğini düşünen, bu konuda ağır bedeller ödeyen bir parti olarak buradayız, bunu söylemeye devam edeceğiz. Seyit Rıza'ya da şu olmadı: "Eşkıya" demek doğru değil.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Teröristtir.

FATMA KURTULAN (Mersin) - Seyit Rıza Kürtlerin dedesidir. Dedemizin ellerinden öpüyoruz, onu minnetle anıyoruz. Dedemizin mezarının nerede olduğunu sormaya devam edeceğiz değerli arkadaşlar.