Genel Kurul'da gergin oturum

Genel Kurul'da gergin oturum

T24 - TBMM Genel Kurulu'nda, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokollerle ilgili bilgi verdi. Gergin geçen oturumda Davutoğlu, bu metinlerin tarihe geçeceğini belirtirken, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, "Bunlara milletimizin onay vermesi mümkün müdür ki bunu Meclis'e sunuyorsunuz?" diye sordu. CHP adına konuşan Şükrü Elekdağ, gelinen aşamada iki durumun söz konusu olduğunu belirterek. "Birinci güvensizlik, ikincisi ise, Azerbaycan bayrağına yapılan hakarettir.' diye konuştu. DTP'li Demirtaş da hükümetin şimdiye kadar Ermeni karşıtlığıyla ilgili herhangi bir çaba sarf etmediğine dikkat çekti ve "Bu protokole komuoyunun şüpheyle bakması anlaşılır sayılmalı'  dedi.

Bu statükoyu barışçı yöntemlerle değiştirmek istiyoruz

Dışışleri Bakanı Davutoğlu:Dışişleri Bakanı olarak atandığım günlerde partilere ziyarette bulunup hedeflerimizi anlatmıştım. Değerli görüşler alarak bakanlığımızda değerlenmdirmiştik. Bundan sonra da önemli kararlar öncesinde siyasi partilerimizin görüşlerini alacağım.

Bölgede güvenlik ve barışın sağlanmasını amaçlıyoruz. Kafkasya'daki ülkeler arasında güven ilişkisi yok. Karşılıklı ekonomik bağımlılık olmadan kalıcı barışı sağlamak mümkün değildir.

Bu statükoyu ortadan kaldırmalıyız, bu durum kardeş Azerbaycan'ın lehine mi, değil... Ermenistan'ın lehine mi, başka ülkenin toprağını işgael etmiş gözüküyor ama hergün fakirleşiyor. Nüfusu ülke dışına çıkıyor. Bizim için yararlı mı, değil. Bu statükoyu barışçıl yöntemlerle değiştirelim istiyoruz.

Üç temel hedefi öne çıkardık, Türkiye ve Ermenistan arasında iyi komşuluk ilişkilerinin tesis edilmesi. Suriye ve Irak'la ilgili ilişkilerimiz malum. Yüzyıllar boyu birlikte yaşamış Fransa'da Amerika'da Türk ve Ermeni halkları arasında istismara dayalı ilişkiyi ortadan kaldırmak. Azerbaycan'ın toprak bütünlüğüne sadık kalarak çözümün önünü açamak ve ivme kazandırmak. Bunlar birbirinin destekleyen çözümleri birbirlerinin önünü tıkamaz. Nasıl birbirini desteklediğini de analatacağım.

Bu protokollerin Türkiye ile Ermensitan arasındaki ilişkileri tanzim etmeye yönelik pek çok madde var.  (CHP sırasından ititirazlar yükseldi) Bundan sonra bu metinler tarihi değiştirecek.MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural'ın konuşması:

Sınırların açılacağını nereden duydunuz Sayın Davutoğlu? Başbakan'dan mı? Hayır, TBMM'de konuşma yapan ABD Başkanı'ndan duydunuz. Bu protokolün hangi unsurlarına katkı sağladınız Sayın milletvekilleri milletimizin bu protokolün imzalanmasını istediğinin söyleyebilir misiniz?

Ermenistan Cumhurbaşkanı'nın uçağı Bursa'ya indiğinde ülkesinin armasında Ağrı dağı olan ülke Ermenistan değil midir? Azerbaycan topraklarını işgal eden Türkler midir, Ermeniler mi? Kocalı'da katlimamı yapanlar kimlerdir? Asıl normalleşmesi gerekenler bunlar ve bunları yapanlar değil mi?

Bunlara milletimizin onay vermesi mümkün müdür ki bunu Meclis'e sunuyorsunuz? "Çözümsüzlüğü savunuyorsunuz" diyorlar bize mazlumun yanında olmak ne zamandan beri çözümsüzlük?DTP sözcüsü Selahattin Demirtaş'ın konuşması:

"Ermeni dölü" ve "Ermeni uşağı" bu ülkede küfür olarak kullanılmıştır. Cumhurbaşkanı'nın soyunda Ermeni olduğu iddiası küçültücü bir ifade olarak kullanılmıştır. Ama ne ilginç ki Cumhurbaşkanı Ermeni olmadığını kanıtlama çabası içine girdi.

Bağımsız tarihçilerden oluşan bir komisyon kurulmalı. Her şeyden önce tarih kitaplarındaki ayrımcı tavırdan vazgeçmek lazım. Farkında olmayabilirsiniz doğaldır, bunu sadece ayrımcılığa uğrayanlar fark edebilir. Barış dili böyle oluşturulabilir.

Türkiye'de körüklenen Ermeni karşıtlığıyla ilgili herhangi bir şey yapmayan hükümetin bu protokolüne kamuoyunun şüpheyle bakması anlaşılır sayılmalı.

CHP İstanbul milletvekili Şükrü Elekdağ'ın konuşması:

Yapılan açıklamalar, Azerbaycanla derin bir ayrılığa girdiğimiz gerçeğini değiştirmemektedir. Gelinen aşamada iki durum söz konusudur. Birinci güvensizlik, ikincisi ise, Azerbaycan bayrağına yapılan hakarettir.

Türkiye Azerbaycan’a Ermenistan sınırı ve Karabağ sorunlarının birbirine bağlı olduğu garantisini verdi. Ancak 29 Nisan gece yarısı yapılan ‘Türkiye ve Ermenistan’ın, her iki tarafı sa memnun edecek kapsamlı bir yol haritasında mutabık oldukları’ açıklaması, Azerbaycan’da derin bir hayal kırıklığı yarattı.O zaman Azerbaycan hükümeti, aldatıldığını hissetti.

Sayın Başbakan’ın Azeri Meclis’inde yaptığı taahhüt, bu güvensizliği bir nebze azalttıysa da, imsalanan protokol bu güvensizliği tazeledi. Bu protokolün Meclis’e, Karabağ sorunu çözüldükten sonra gönderileceği söznün de tutulmadığını da görüyoruz. Limanları Rumlara açma 2004

Azerbaycan Bayraklarının Bursa’daki maça alınmaması da derin hayal kırıklığı yarattı. Sayın Gül Erivan’a gittiklerinde, tribünlerde Yukarı Karabağ bayrakları vardı. Ama Azeri bayrağını stada almadınız. Azeri kardeşlerimizi bu kadar inciterek kime yaranmak istiyorsunuz?

Azeri kardeşlerimize hatırlatırım: Bursa’da yapılan ne kadar yanlışsa, Bakü’deki bayrakların kaldırılmas da o kadar yanlıştır. Bir millet-iki devlet ideolojisi yara almıştır. Hükümetin izlediği bu politika, kaş yaparken göz çıkarmaktır.

Sorun Azerbaycan’ın stratejik değerinin nalaşılamamasından kaynaklanıyor. Ermenistan’la imzalanan protokolde de ulusal çıkarlarımız açısından büyük sıkıntılar vardır.

Ermenistan Kars anlaşmasını halen tanımamakta, Türk toprakları üzerindeki emelleri halen anayasalarında varlığını sürdürmektedir. Ağrı dağının Ermenistan’ın bayrağında resmi amblem olması da Ermenistan’ın bu konudaki emellerini açıklıyor. Ermenistan anayasasındaki bu maddeleri değiştirerek Türkiye’den toprak talebinden vazgeçecek mi? Hayır. Buna niyeti yok.

Moskova anlaşması, Nahçıvan’da Türkiye’ye kader belirleme hakkı vermektedir. Kars Anlaşmasının bu protokolde yer almaması, Türkiye’nin bu hakkından feragat ettiği gibi bir sonuç doğurur. Ermenistan, Nahçıvan’a 1992’de saldırdığında, Türk sınırına 10 kilometre kalana kadar saldırdılar. Aliyev’in yardım isteğiyle Türkiye sürece dahil oldu.

Bu protokollerdeki hassas nokta tarih kuruludur. Eğer iki taraf acılı tarihlerine bakamazsa, bu kan davası sürüp gidecektir. Fakat bu protokolle, kurulacak olan tarih komisyonunun görev tanını muğlak bırakılmıştır. Burada amacın 1915 olaylarını aydınlatmak olduğu belirtilmemiştir. Ve Ermenistan daha şimdiden bu durumdan faydalanmaya başlamışlardır.