General Mete Sayar ve askerlerin yargılanacağı 'Görümlü katliamı' davası yarın başlıyor

General Mete Sayar ve askerlerin yargılanacağı 'Görümlü katliamı' davası yarın başlıyor

Emekli Tuğgeneral Mete Sayar ve beş eski askeri personelin 1993 yılında Görümlü köyünde altı köylüye işkence yaparak öldürdükleri iddiası üzerine 20 yıl sonra açılan davanın ilk duruşması yarın Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün konuya dair yaptığı açıklamada, “Davanın 1990'lı yıllarda Türkiye'nin Güneydoğusu’nda devlet tarafından gerçekleştirilen öldürme ve kayıplar için adaletin sağlanmasında önemli bir adım olduğu” belirtildi.

Dönemin Şırnak 23'üncü Jandarma Sınır Tugay Komutanı olan Sayar, bu bölgede doğrudan sivillerin öldürülmesini emretmek suçuyla yargılanan en üst rütbeli askeri komutan olma özelliğini taşıyor. Ancak öldürülen köylülerin cesetlerinin askerler tarafından gömüldüğü iddialarına rağmen mezarlar henüz bulunamadı.

“Mete Sayar ve diğerlerinin Görümlü köylülerinin öldürülmesi ve kayıp edilmesi suçuyla yargılanıyor olmasının, öldürülenlerin aileleri için adalet sağlanması yolunda önemli bir adım olduğunu” söyleyen İnsan Hakları İzleme Örgütü Türkiye Araştırmacısı Emma Sinclair-Webb, “Aileler yirmi yıldır bu günü bekliyordu” dedi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, “Görümlü köylülerinin öldürülmesi ve zorla kayıp edilmesinden sorumlu olanların yargı önüne çıkarılmamasının 1990'lı yıllarda ülkenin Güneydoğu’sunda yaşayan Kürt nüfusa karşı yürütülen korkunç insan hakları ihlallerinin cezasız kalması pratiğinin bir parçası olduğunu” kaydetti.

 

İddianamede hem köylülerin, hem askerlerin ifadeleri var

 

Sayar’ın yanı sıra sanık  İbrahim Kıraç, Murat Ali Yılmaz, Hasan Basri Vural, Serdar Tekin ve Tansel Erok adlı eski askerler aleyhindeki iddianame 1993'te yaşanan olayların tanıklarının ifadelerine dayanılarak hazırlandı. Bunlar arasında 14 Haziran 1993 tarihinde kayıp edilen Görümlü köylülerinin ailelerinin, sevdiklerinin akıbetlerini öğrenmek için yaptıkları suç duyuruları ile davaya konu olan altı kişiyle birlikte gözaltına alınarak işkence edildikten sonra serbest bırakılan köylülerin ifadeleri de bulunuyor.

İddianamenin önemli bir özelliği de bu cinayetlerin işlendiği sırada tugayda askerlik hizmetini yapmakta olan askerlerin ifadelerine de yer verilmiş olması. Tanık ifadelerine göre, “Askerler Görümlü köylülerini biraraya toplayıp evlerini ateşe vermişler ve bir grup erkeği alıp götürmüşlerdi. Askerlerin götürdüğü köylülerden Mehmet Salih Demirhan, Hükmet Şimşek, Hamdo Şimşek, Halit Özdemir, İbrahim Akıl ve Şemdin Cülaz'dan bir daha haber alınamadı. Onlarla birlikte götürülen diğer köylüler de kendilerine işkence yapıldıktan bir süre sonra bu altı kişinin alınıp gözden uzağa götürüldüklerini ve ardından silah sesleri duyduklarını anlattılar.”

 

‘Önce bacaklarına ateş ettiler,

sonra arabanın arkasına bağlayıp sürüklediler’

 

O dönem askerlik hizmetini yapmakta olan Yusuf Özdemir, iddianamede yer alan ifadesinde, “Sanıkların altı köylüyü dövdüklerini, sıraya dizdiklerini, dizlerinin altına ateş ettikten sonra dört çeker bir Land Rover'ın arkasına ayaklarından bağladıklarını” anlatıyor. Askerin ifadesine göre, “Sanıklar köylüleri bir müddet arabayla çekerek yerde sürükledikten sonra ateş ederek öldürdüler.”

Türkiye'de benzer davaların soruşturulmaması ve kovuşturulmaması nedeniyle bazı aileler davalarını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıdı. Mahkeme, Türkiye aleyhine verdiği birçok kararda yaşama hakkının ihlal edildiğine hükmetti ve etkin soruşturma yürütmeme şablonunun varlığına dikkat çekti.

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün kısa süre önce yayınladığı bir videoda da görüldüğü üzere yakınları benzer muamelelere ve öldürmelere maruz bırakılan aileler Türkiye mahkemelerinde ilgili kurum ve kişilere dava açılmasını sağlamak için verdikleri mücadeleyi sürdürüyorlar.