Geçen hafta Fransa Alplerine çakılarak 150 kişiye mezar olan Germanwings uçağıyla ilgili soru işaretleri sürüyor. Soruşturmada eldeki veriler, yardımcı pilotun uçağı kasten kayalara çarptırdığını ortaya koyuyor. Marsilya Savcılığı teknik arıza ihtimalinin de tamamen göz ardı edilmediğini açıkladı. Ancak bu konuda detaylı bilgiye ancak uçağın teknik verilerinin kaydedildiği kara kutunun bulunmasının ardından ulaşılabilecek. Almanya’da ise uçağı kasten düşürdüğü sanılan 27 yaşındaki yardımcı pilot Andreas L. mercek altında.
Marsilya Savcılığı geçen hafta kokpit ses kayıtlarından yola çıkarak, kaptanın kokpitte bulunmadığı bir sırada yardımcı pilotun uçağı kasten düşürdüğünün anlaşıldığı açıklaması yapmıştı. Andreas L.’nin kaptan pilotu tüm çabalarına rağmen kokpite sokmadığı da ses kayıtlarından anlaşılıyor.
Alman medyasında çıkan, yardımcı pilotun ağır depresyon hastası olduğuna dair haberler, gözleri pilot eğitimi ve seçimi ile ilgili ayrıntılara çevirdi. Uçuş eğitmeni Bernd Hamacher, Andreas L.‘nin dünyanın en zorlu sınavlarından birini vererek pilot olduğuna dikkat çekiyor: “Gerçekten de psikolojik olarak iliklerine kadar kontrolden geçiriliyorlar. Testleri başaramazlarsa eğitime bile alınmıyorlar. Bu, diğer mesleklerde olmayan istisnai bir şey. Havacılıkta, özellikle de Almanya’da son derece ciddiye alınıyor.“
Uçuşa uygunluk testleri uzmanı Michael Müller de Lufthansa’nın uyguladığı DLR testinin dünyanın en tanınmış ve en iyi testlerinden biri olduğunu belirtiyor. Her havayolları şirketinin pilotlarını kendi tercih ettiği yöntemle seçtiğini belirten Müller, ancak dünya çapında standartların birbirine benzediğini kaydediyor. Pilotları uçuşa uygunluk testlerine hazırlayan ATTC firmasının yöneticisi olan Müller, kapsamlı tıbbi testlerin yanı sıra kişi ve ailesinin geçmişinin de ayrıntılı bir şekilde tarandığını belirtiyor.
Psikolog Reiner Kemmler de Lufthansa’nın, pilot adaylarını biyografilerindeki boşluklara, travmatik deneyimlerine, ayrıca siyasi ya da dini açıdan ne derece faal olup olmadıklarına kadar incelediğine dikkat çekiyor. Kemmler, “Ancak bu sadece başvuru aşamasında oluyor“ diyor ve ekliyor: “Ama sonrasında düzenli psikolojik bilirkişi raporları tutulmuyor. Buna gerek var mı, tartışılabilir. Şimdi böyle bir talep gelirse pilotlar ayağa kalkacaktır. Ancak ben bunun en az tıbbi kontrol kadar gerekli olduğuna inanıyorum.“
Düsseldorf Savcılığı cuma günü bir açıklama yaparak, Andreas L.’nin evinde olay gününü de kapsayan, yırtılmış hasta raporları bulunduğunu bildirdi. Ancak raporların ne tür bir hastalığa işaret ettiği açıklanmadı.
Andreas L.’nin hastalığını işverenden gizlediği de belli oluyor. Alman medyasında yer alan, yardımcı pilotun ağır psikolojik sorunları ve görme bozukluğu bulunduğuna dair haberler henüz doğrulanmadı. Lufthansa’dan yapılan açıklamada hasta raporundan haberdar olunmadığı, her pilot gibi Andreas L.'nin de yıllık göz muayenesinden geçtiği bildirildi.
Lufthansa şirketi pilotların, meslektaşlarında bir gariplik fark etmeleri durumunda bunu bildirmekle yükümlü olduklarını, ayrıca sorunları bulunan çalışanların her zaman psikolojik yardım alabileceklerini belirtiyor. Ancak Psikolog Reiner Kemmler’e göre bu bir pilot için kariyerini riske atmak anlamına geliyor. Kemmler, “Pilotlar, depresyonun meslekten ihraç kriteri olduğunu biliyor. Dolayısıyla bu kategoriye girmemeye çalışacaklardır“ diyor.