Gezi aileleri: Hırsızları aklayanlar katilleri de affeder

Gezi aileleri: Hırsızları aklayanlar katilleri de affeder

Gezi Parkı protestolarında 2 Haziran 2013’te Antakya’da polis memuru Ahmet Kuş tarafından gaz bombası kapsülüyle vurulan Abdullah Cömert’in ağabeyi Zafer Cömert, bu hafta TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecek iç güvenlik paketiyle ilgili olarak, “Hırsız bakanları koruyan hükümet katil polislerini korumayacak mı? Nasıl Meclis’te kendi oylarıyla hırsızlığı meşrulaştırdılarsa şimdi de yaptıkları ve yapacakları katliamları meşrulaştıracaklar. Yeni katliamların önünü açacaklar” dedi.

Abdullah Cömert’in öldürülmesiyle ilgili davanın seyrine de değinen Zafer Cömert, “Kardeşimle ilgili davanın 3. duruşması yapacak. Abdullah’ı vuran polis belirlendi ama 20 aydır serbest. Ali İsmail ve Ethem Sarısülük davalarında verilen cezalar ortada. Ceza değil ödül veriyorlar. Biz mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Katiller ve emri verenler cezalandırılıncaya kadar mücadele edeceğiz” diye konuştu.

Paket mevcut haliyle yasalaşırsa Gezi Parkı protestolarında polis tarafından öldürülen Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz, Abdullah Cömert, Cizre’de 12 yaşındaki Nihat Kazanhan’ın öldürülmesi gibi birçok davada polislerin ceza almamaları gündeme gelecek. Polis şiddetiyle evlatlarını kaybeden aileler ise bu duruma isyan etti.

 

 ‘Hırsızları koruyan katilleri korumaz mı?’

 

Gezi Parkı protestolarında 2 Haziran 2013’te Antakya’da polis memuru Ahmet Kuş tarafından gaz bombası kapsülüyle vurulan Abdullah Cömert’in ağabeyi Zafer Cömert, “Hırsız bakanları koruyan hükümet katil polislerini korumayacak mı? Nasıl Meclis’te kendi oylarıyla hırsızlığı meşrulaştırdılarsa şimdi de yaptıkları ve yapacakları katliamları meşrulaştıracaklar. Yeni katliamların önünü açacaklar. Kardeşimle ilgili davanın 3. duruşması yapacak. Abdullah’ı vuran polis belirlendi ama 20 aydır serbest. Ali İsmail ve Ethem Sarısülük davalarında verilen cezalar ortada. Ceza değil ödül veriyorlar. Biz mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Katiller ve emri verenler cezalandırılıncaya kadar mücadele edeceğiz” diye konuştu.

 

 ‘Üzülerek izliyoruz’

 

Eskişehir’de 2 Haziran 2013’te polislerin de aralarında bulunduğu kişilerce dövülen ve geçirdiği beyin kanaması sonucu yaşamını yitiren 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ın ağabeyi avukat Gürkan Korkmaz da “Bu Gezi sürecinden önce olsaydı oradaki bütün ölümleri meşru kabul edeceklerdi demek ki. Bu yasa tasarısı onaylanırsa yeni ölümlerin önü açılır. Ali İsmail davası için meşru müdafaa ve tahrikten söz edilemez. Yasa değişti diye bu kapsama sokamazlar. Ben böyle düşünüyorum ama maalesef burası Türkiye. Bu paket hem yasalara hem anayasaya aykırı. Başvurulardan sonra Anayasa Mahkemesi’nden döneceğine inanıyoruz. Yaşananları üzülerek izliyoruz. Adalet Bakanı geçen günlerde yaptığı açıklamada, tepkilerin dava sürecini bilmeyen kişiler tarafından medyanın yanlış yönlendirmesiyle yapıldığını belirterek kararı savundu. Sokaktaki insanlar hukuku bilmiyor da karara itiraz eden, ‘kasten adam öldürmekten’ ceza isteyen savcı da mı bilmiyor? Adalet Bakanı’nın bile adaletten nasibini almadığı bir ülkede bunlar yaşanıyor maalesef” dedi.

 

‘Artık bütün çocukları mı katledecekler?’

 

Cizre’de 14 Ocak’ta polis tarafından “tanımlanamayan” plastik bir mühimmat ile başından vurularak öldürülen 12 yaşındaki Nihat Kazanhan’ın babası Mehmet Emin Kazanhan ise “Daha yasa çıkmadan zaten bu arada çocukları vurdular. Benim çocuğumu devletin polisi herkesin gözü önünde vurdu, bunu inkâr ettiler, ‘polisimiz gaz kullanmadı, silah kullanmadı’ dediler ama görüntüler çıkınca her şeyi itiraf ettiler. Çocuğum hastaneye kaldırılırken bile arkasından gaz atmışlar, ateş etmişler, bütün bunlar görüntülerde var. Bunu hangi vicdan kabul eder? Bu yasa çıkarsa ne yapacaklar, artık bütün çocukları mı katledecekler? Ben kamyon şoförüyüm, o çocuğu yetiştirmek için, okutmak için yıllardır bir gece evimde uyumadım, hep yollardaydım. Bir çocuğu herkesin gözü önünde çekip katletmek bu kadar kolay mı? IŞİD bile bu barbarlığı yapmaz. Polis silah kullanıyor, vuruyor, ceza bile vermiyorlar zaten” dedi.

 

Genel Kurul’dan geçerse AYM’ye taşınacak

 

Komisyon süreçlerinde yasaya karşı itirazını seslendiren CHP, yasaya karşı alarma geçti. Ana muhalefet, Genel Kurul’dan geçmesi durumunda yasayı Anayasa Mahkemesi’ne taşımaya hazırlanıyor.

 “Söz konusu paket, Türkiye’nin AKP döneminde karşı karşıya kaldığı faşizan uygulamaların yasal kılıfı niteliğinde olduğu gibi 12 Eylül ruhunun yeniden diriltilmesi girişimidir” diyen CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Polisin kendilerine verilen silah kullanma yetkisini nasıl orantısız kullandığını biliyoruz. Sadece Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı döneminde 500’e yakın bu şekilde işlenmiş cinayet var. İç güvenlik paketi aynı zamanda bütün bu cinayetlere meşruluk zemini sağlayacak” dedi. AKP iktidarının yeni bir “darbeye hazırlandığını” söyleyen Tanrıkulu, “Cezaevlerinin dolup taştığı AKP döneminde bu düzenlemeyle tüm Türkiye bir cezaevine çevrilmek istenmektedir. Yurttaşlara deli gömleği giydirmeye çalışan, Türkiye’yi tartışmasız bir darbe rejimine sürükleyen AKP hükümetini uyarıyorum ve bu düzenlemeyi derhal geri çekmesi çağrısında bulunuyorum” diye konuştu.

 

Roboski anımsatması

 

CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk de, düzenlemeyi “Bu somut olarak faşist devlet uygulamalarıdır” sözleriyle eleştirdi. Mevcut düzenlemelere göre, polisin kendisine yönelik tehlikeyi bertaraf edememesi halinde zaten silah kullanma yetkisi olduğunu dile getiren Öztürk, “İç Güvenlik Paketi’nin savunulacak hiçbir yanı yok. Cezalandırma yetkisini yargıdan alıp polise veriyorsunuz” diye konuştu. Roboski’de 34 kişinin terörist sanılarak öldürüldüğünü ifade eden Öztürk, “Her önünüze geleni terörist sanıp vurur musunuz? Terörist olsa bile yakalar, cezasını verirsin. Bu yasal düzenlemeyle o tip eylemler kurallı hale geliyor” dedi.