Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği (ADAM-DER) üyeleri, Gezi Davası tutukluları Çiğdem Mater, Can Atalay ve Tayfun Kahraman’ı cezaevinde ziyaret etti. Atalay, kendisini ziyaret eden avukatlar aracılığı ile Silivri Cezaevi’nden; “Cumhuriyeti savunacağız, onu demokratikleştireceğiz. Yüzüncü yılda, 84 milyonun birbirine armağanı, demokratik bir Cumhuriyet olacak. Bu karanlığı hep birlikte aşacağız” mesajını paylaştı.
Taksim Dayanışması bileşenlerinden biri olan ADAM-DER’in avukat üyeleri, Gezi Davası’nda haklarında hapis cezası verilen ve tutuklanan Çiğdem Mater’i Bakırköy Cezaevi’nde; Can Atalay ve Tayfun Kahraman’ı ise Silivri Cezaevi’nde ziyaret etti.
“ADAM-DER’in her koşulda Gezi’yi savunmaya devam edeceği ve yoldaşça duygularla yanlarında olacağı” mesajını ileten ADAM-DER’in avukat üyelerine Can Atalay da dışarıya iletilmek üzere bir mesaj verdi. Atalay’ın mesajı şöyle:
"Cumhuriyeti savunacağız, onu demokratikleştireceğiz. Yüzüncü yılda 84 milyonun birbirine armağanı, Demokratik bir Cumhuriyet olacak. Bu karanlığı hep birlikte aşacağız."
ADAM-DER üyeleri daha sonra İstanbul Mimarlar Odası’nın önündeki Adalet Nöbeti’ne katıldılar. ADAM-DER Başkanı Ali Nergis, burada şunları söyledi:
"Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği, ADAM-DER, Taksim Dayanışmasının bileşenlerinden biri. Gezi’de omuz omuza hep birlikte alanlardaydık. Gezi’nin aydınlığını, dayanışmasını, özgürlüğünü, onun yaydığı umudu hep birlikte teneffüs ettik. Bunun için her zaman biz de Gezi’deydik, dedik. Bu büyük sevinci içlerine sindiremeyenler, ilk günden başlayarak, onu yalan ve iftiralarla karalamaya, en meşru haklarımızı hayata geçirdiğimiz bu büyük eylemi suçlu ilan etmeye kalktılar.
Buna karşılık, ‘Gezi’den bir suç çıkaramazsınız’ dedik. İçlerinde büyüyen korku, giderek bir intikam duygusuna dönüştü. Mahkemeler kurdular. Ne bir suç ne de suçlu bulabildiler. Ama bir kez karar vermişlerdi ve sonuçta bu ülkenin insanlarına umut olmuş bu eylemi mahkûm etmek üzere istedikleri kararı verecek bir mahkeme kurdular.
Hep birlikte, ‘Geziyi Yargılayamazsınız’ dedik. Her kararı, her eylemi baştan sona açıklıkla, tüm bileşenlerin katılımıyla gerçekleşmiş, her sözü birlikte söylenmiş bu büyük eylemi gerçekleştiren milyonların sevincini bir suç sayıp, bu sözde suçu birkaç kişinin sırtına yüklemek istediler. Buna cevabımız; bu suçu hep birlikte işledik, kendimizi ihbar ediyoruz oldu.
Bugün burada ‘Gezi tutsakları için Adalet’ derken bir kez daha belirtmek istiyoruz; Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri olarak, 12 Mart ve 12 Eylül darbecileri karşısında nasıl boyun eğmediysek, bugünün sivil darbecileri karşısında da boyun eğmeyeceğiz. Bu hukuk tanımayan, insanlarda adalete olan inancı yerle bir eden tek adam diktatörlüğü karşısında, hak, hukuk ve adalet için omuz omuza veren yurttaşlarla birlikte, demokratik bir Türkiye yürüyüşümüzü sürdüreceğiz.
Bu sabah önce Bakırköy Kadın Cezaevinde sevgili Çiğdem Mater'i, ardından Silivri’de sevgili Can Atalay ve Tayfun Kahraman arkadaşlarımızı ziyaret ettik. Avukat arkadaşımız aracılığı ile burada sizlerle paylaştığımız düşünce ve duygularımızı onlara da ilettik. Onların direnç ve kararlılığı bizi hem mutlu ederken, geleceğe olan umudumuzu da güçlendirdi."