Gezi Davası nedeniyle yargılandığı davada 18 yıl hapis cezasına çarptırılan Avukat Can Atalay, Silivri Cezaevi'nden kaleme aldığı yazısında, "Niyetinizi ve korkularınızı biliyor, bu beyhude çabalarınızı reddediyoruz! Çünkü Gezi’yi yaşadık, biliyoruz! Gezi direnişi; bu ülke tarihinin en demokratik, yaratıcı, eşitlikçi ve en kapsayıcı barışçıl kitlesel hareketi" dedi.
Atalay'ın BirGün gazetesine yazdığı, "Geziciler: Biz de halimizce Bedreddin’iz!" başlıklı yazısının bir bölümü şöyle:
"Ülkemiz, istibdat rejimlerini sürdürmek için bilerek isteyerek parça parça edildi, kutuplaştırıldı. Ülkemizi demokratik bir çoğulculuk fikriyle yeniden kurmamız gerekiyor. Yüzyıllar önce Bedreddînilerin yaptığı gibi 'Rum gemiciyi ve Yahudi esnafı kendimize kardeş edip' demokratik cumhuriyet hedefiyle yürüyebiliriz. Gezi davasında Mücella Yapıcı ve Tayfun Kahraman ile, 'Müşterek Sözümüz'de aynen bunu söyledik:
'Niyetinizi ve korkularınızı biliyor, bu beyhude çabalarınızı reddediyoruz! Çünkü Gezi’yi yaşadık, biliyoruz! Gezi direnişi; bu ülke tarihinin en demokratik, yaratıcı, eşitlikçi ve en kapsayıcı barışçıl kitlesel hareketi. Hep birlikte konuşup karar vermenin, fikri ve hayatı paylaşmanın, yaşama her boyutu ile sahip çıkmanın duvar yazısı olmuş hali.'
15. yüzyıldan başlayarak Anadolu’da ve Balkanlar’da doğruluk, dürüstlük, erdemli ve adil olmayı anlatmak için, 'Ben de halimce Bedreddinem' sözü kullanılmaya başlıyor. Yüzyıllar sonra da milyonlarca insan, 'Biz de halimizce Bedreddiniz' diyerek geleceğe yürüyor, farkında olsun ya da olmasın köklü bir geleneği selamlıyor."