T24 Ankara
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Edip Şahiner, tüm sanıkların beraat ettiği Gezi davasına ilişkin olarak istinaf mahkemesine başvurdu. Şahiner, sanıkların tamamının cezalandırılmasını, beraatle birlikte tahliyesine hükmedilen ancak başka tutuklama kararı nedeniyle halen cezaevinde bulunan iş insanı Osman Kavala için de bu davadan yeniden tutuklama kararı verilmesini talep etti. Davanın beraatle sonuçlandığı gün istinaf mahkemesine başvuracağını gösteren süre tutum dilekçesini veren Şahiner, başvurusunda, Kavala’nın kaçma şüphesi olduğunu savundu. Şahiner, Kavala’nın faaliyetlerinde Kürt ve Ermeni vatandaşlara ağırlık vermesini de şüphe unsuru olarak saydı.
İstanbul Başsavcılığı, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Gezi davasında 9 sanık için beraat kararı verdiği gün, itiraz hakkını kullanacağını gösteren süre tutum dilekçesini mahkemeye sunmuştu. Savcı Şahiner, söz konusu istinaf başvurusunu yaptı. Başvuruda, Gezi davası sanıkları Osman Kavala, Yiğit Aksakoğlu, Tayfun Kahraman, Can Atalay, Mücella Yapıcı, Mine Özerden, Çiğdem Mater, Hakan Altınay ve Yiğit Ali Ekmekçi hakkında verilen beraat kararlarınının yerinde olmadığı savunuldu.
Kavala için Gezi davasında beraatle birlikte tahliye kararı da verilmişti. Kavala, buna rağmen üç yıldır açık tutulan ve daha önce tahliyesine karar verilen 15 Temmuz soruşturması gerekçesiyle serbest bırakılmamış, hakkında yeni tutuklama kararı verilmişti. Daha sonra bu suçtan tahliyesine karar verilmiş ancak aynı dosya üzerinden bu kez casusluk suçundan tutuklanmasına hükmedilmişti.
İstinaf başvurusunda, Kavala’nın kaçma şüphesi nedeniyle Gezi davasından da yeniden tutuklanması talep edilerek, “Suçların vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, sanığın müsnet suçu işlediğinin kabulü halinde yasada öngörülen alması muhtemel ceza miktarı dikkate alındığında tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu, sanığın suçun sübutu halinde alması muhtemel ceza miktarının kaçma şüphesine sebebiyet vereceği, müsnet suçun Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesinde sayılan katalog suçlarda yer aldığı da anlaşıldığından sanığın tutuklanmasına karar verilmesi istinafen talep olunur” denildi.
Başvuruda, Kavala için şu suçlamalar yöneltildi:
“George Soros’un Türkiye’deki en önemli uzantısı Açık Toplum Vakfı ve sanık Osman Kavala’nın kadın hakları, çocuk istismarı, kadına şiddet, azınlıkların asimilasyonu, ifade özgürlüğü, çevre duyarlılığı gibi son derece masumane konularda toplumun çeşitli kesimlerinde direnç noktaları oluşturarak, bu projeler için bir araya gelecek insanlara ortam hazırladıkları, istedikleri zaman da herkesin derdinin aynı olduğu, özgürlüklerin önündeki engelin mevcut iktidar olduğu ve iktidarın değiştirilmesi gerektiği savıyla birbirinden bağımsız bu toplulukları istedikleri her yönetime karşı kışkırtabildikleri ve böylelikle amaçlarına engel gördükleri tüm yönetimleri kitlesel kalkışmalarla saf dışı bırakmayı denedikleri anlaşılmıştır.
Nitekim Mehmet Osman Kavala’nın faaliyetlerinde Kürt kökenli ve Ermeni kökenli vatandaşlarımıza ağırlık verdiği bilinmektedir.”
Başvuruda, Soros’un Türkiye’deki temsilcisi konumundaki sanık Mehmet Osman Kavala’nın, bir plan ve senaryo dahilinde yürütülen Gezi Kalkışması’nın planlanmasında, uygulanmasında ve tüm ülke sathına yayılarak derinleştirilmesinde etkin rol oynadığı belirtildi. Başvuruda, Kavala’nın şiddet olaylarının tırmanmasına zemin hazırlayan Taksim Platformu’nu sanık Mine Özerden aracılığıyla, Taksim Dayanışması’nı ise sanıklar Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Ayşe Mücella Yapıcı aracılığıyla perde arkasından kontrol ettiği, kalkışmaya desteği artırmak ve eylemlerin ülke geneline yayılmasını sağlamak amacıyla yürütülen Forum Koordinasyon faaliyetlerini sanık Hanzade Hikmet Germiyanoğulları aracılığıyla yürüttüğü öne sürüldü. Başvuruda, “Gezi Kalkışması’nın ve kalkışma sonraki süreçte yaşanması muhtemel olayların yayınlanması ve gündem oluşturulması amacıyla bir televizyon kanalı ve internet yayıncılığı kurulması faaliyetlerini ise sanık Can Dündar ile birlikte yürüttüğü, sanığın, kalkışmayla ilgili tüm uluslararası girişimleri bizzat kendisinin yönettiği ve eylemcilerin birçok ihtiyaçlarının da sanık tarafından karşılandığı tespit edilmiştir” denildi.
Başvuruda, davanın diğer sanıklarının da Kavala ile birlikte hareket ettikleri iddia edildi. Otpor ve Canvas gibi örgütler aracılığıyla Gezi’nin organize edildiği iddiasını yineleyen savcılık, Mi Minör adlı tiyatro oyunu aracılığıyla provokasyonların gerçekleştirildiği savını da tekrarladı.
Savcılık, sanıklar hakkındaki beraat kararının bozularak, cezalandırılmalarını talep etti.