Gezi davasının ikinci tutuklu sanığı Yiğit Aksakoğlu’nun iddianamedeki suçu “şiddetsizlik”

Gezi davasının ikinci tutuklu sanığı Yiğit Aksakoğlu’nun iddianamedeki suçu “şiddetsizlik”

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU

Gezi Parkı iddianamesinde hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen sanıklardan olan Yiğit Aksakoğlu, Osman Kavala ile birlikte dosyadaki iki tutuklu sanıktan biri.

Üç ayı aşkın süredir tutuklu bulunan Aksakoğlu’na iddianamede hangi suçlamaların yöneltileceği bekleniyordu. Tutukluğa bugüne kadar yaptığı tüm itirazların reddedilmesi ve Kavala ile birlikte iki tutuklu isimden biri olması nedeniyle hakkında kapsamlı bir dosya bulunduğu iddia edilen Aksakoğlu ile ilgili, iddianameden, “bilinmedik” bir bilgi çıkmadı.

Bilgi Üniversitesi’nde STK Eğitim ve Araştırma biriminde çalışan, STK’ların etkinliklerinde sıkça moderatörlük yapan Aksakoğlu’nun faaliyet alanı, şiddetsiz eylem biçimleri, sivil toplum organizasyonları, kolaylaştırıcılık, belge ve bilgi analizi.

İddianamede ise Aksakoğlu için, “Kendilerince kurgulanan ve toplumsal eylem ve kaosa dönüştürülmek istenen olaylar sürecinin başlangıç noktası olarak belirledikleri eylem biçimi olan sivil itaatsizlik üzerine çalışmaları bulunmaktadır. Hanzade Hikmet GERMİYANOĞLU, Helsinki Yurttaşlar derneği, İnanç EKMEKÇİ ile irtibatlıdır” deniliyor. Savcılığa göre Aksakoğlu’nun yaşamını kazandığı işiyle ilgili konu başlıkları bir kaos planının parçası.

Bu konuda delillendirme yapabilmek için savcılık yine telefon kayıtlarına dönmüş. Ancak fazla kanıt bulamadığı ortada. Zira Aksakoğlu hakkındaki dinlemeler, Gezi Parkı eylemlerinin bitiminden sonra başlamış. Gezi eylemleri öncesinde ve Gezi eylemleri sürerken hangi konuşmaları yaptığı bilinmeyen, buna ilişkin hakkında kanıt bulunmayan Aksakoğlu, tabloya rağmen, Gezi Parkı eylemlerini organize etmek, derinleştirmek ve yaygınlaştırmakla suçlanıyor.

Savcılık, bulguya rastlanabileceği düşüncesiyle, dinleme yapılmayan dönemin “izleme” tablosunu çıkartmış. İddianameye göre Aksakoğlu’nun sanıklardan Hanzade Hikmet Germiyanoğlu ile arasında 04 Şubat 2013-30 Haziran 2013 tarihleri arasında 42 görüşme kaydı var. İnanç Ekmekçi ile ilgili görüşme sayısı yeterli bulunmamış olacak ki daha eskiye gidilmiş. Aksakoğlu, Ekmekçi ile 22 Kasım 2012-10 Haziran 2013 arasında 8 kez görüşmüş.

Tek görüşmelik organizasyon

Aksakoğlu’nun kendisi gibi tutuklu bulunan Kavala ile görüşme trafiğinin yoğun olması beklenirken, savcılığın önüne farklı bir tablo çıkmış. 3 Aralık 2012’den Gezi sürecinin sonuna kadar olan dönemde Kavala ile Aksakoğlu sadece bir kez görüşmüş.

Buna karşılık iddianamede, “Bu suretle de şüphelinin izah edildiği üzere Gezi kalkışması başlamadan önce de diğer şüphelilerle irtibat halinde bulunduğu ve faaliyetler yürüttüğü anlaşılmaktadır” deniliyor.

Forum suçu

İddianamede, Aksakoğlu’na yöneltilen en somut suçlama, Kavala’nın talimatıyla Hanzade Hikmet Germiyanoğlu ile birlikte “Gezi kalkışmasının derinleştirilip yaygınlaştırılması için” Garaj İstanbul, Anadolu, Jam, Baraka gibi forumların yapılması, sivil itaatsizlik ve kolaylaştırıcılık eğitimi verilmesi için yurt dışından eğitimci getirilmesi ve bu amaçla toplantılar yapılması. İddianamede, Aksakoğlu’nun kaosa dönüştürülmek istenen olaylar sürecinin başlangıç noktası olarak belirledikleri eylemler için birçok faaliyette görev aldığı belirtiliyor.

“Maroviç’in getirilmesi” neden gizlendi?

İddianamede, Aksakoğlu’nu büyük şüphe altında bırakan bir telefon kaydı birden çok kez yineleniyor. Aksakoğlu, bu kayıtta görüştüğü kişiye, OTPOR’un lideri “Ivan Marovıc”in Türkiye’ye getirilmesinden bahsediyor. İddianamede, bu ifade çok kez yineleniyor ama bunun nedeni belirtilmiyor.

Aksakoğlu ile ilgili soruşturma dosyasından anlaşılıyor ki bu ifade, bir akademisyenin, sivil itaatsizlik, barış, çatışma alanlarındaki dersi için konuk ya da ders verebilecek birisini aradığını söylemesi üzerine Aksakoğlu tarafından kullanılıyor. Aksakoğlu, Maroviç’i sadece bir öneri olarak söylüyor. Zaten bu konuda sonrasında bir gelişme yaşanmıyor.

Para yardımı değil “proje”

Aksakoğlu’nun, yabancılarla temasları da büyük kuşkuyla aktarılmış. İddianamede, “Ayrıca Marc isimli şahısla irtibatlıdır, diğer telefon görüşmelerinde de bu şahıs ile irtibatlandırılan projelerle ilgili para yardımı kaynak konusu geçmektedir” deniliyor. Aksakoğlu tutuklandıktan sonra verilen, Marc adlı kişinin birlikte çalıştıkları projenin sorumlusu olduğu ve fonların bu kişinin onayıyla aktarıldığı yönündeki dilekçeye rağmen, görüşmeler “şüpheli” olarak gösteriliyor.

Soros esprisi bile iddianamede

İddianamede, Aksakoğlu’nun Gezi’den aylar sonra, hakkında çıkan iddialarla ilgili bir arkadaşıyla yaptığı görüşmedeki esprili konuşma da şüpheyle aktarılmış,

Görüşmede, arkadaşı, Aksakoğlu’na, “Şöyle yapacağım KGB CIA ve MOSSAD temsilcileri ve Soros’u çağırıp bir basın toplantısı yapacağım” diyor. Aksakoğlu ise “Şimdi açıklıyorlar bakın ben bunların ajanı mıyım değil miyim” yanıtını veriyor. Arkadaşı da “Hıh lütfen ya beni alın diyeceğim yani biraz para kazanayım” diye espri yapıyor. Aksakoğlu, “Evet ya ya evet yani madem öyle bir de ajan olacaksak bari adam gibi maaş da verin ...” yanıtını verince, arkadaşı, “Evet yani o kadar Soros moros Soros’u da çağıracağım“ diyor.

Aylardır tutuklu bulunan Aksakoğlu hakkında iddianameye yansıyanlar bundan ibaret. İddianameye göre sivil toplum, şiddetsiz eylem, forum vb. faaliyetler suç sayıldığından, Aksakoğlu da yıllardır çalıştığı bu alanların tamamından suçlu kabul ediliyor.