Gezi davasında 9 sanık için sürpriz biçimde beraat kararı vererek, tutuklu tek sanık olan Osman Kavala’nın da tahliyesine hükmeden İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, gerekçeli kararını tamamladı. Gerekçeli kararda halen 15 Temmuz soruşturmasından tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala'nın, MASAK raporları da incelendiğinde Gezi olaylarının finansörü olduğuna yönelik bir delil bulunamadığı belirtildi.
Gerekçeli kararda, "Yargıtay içtihatları ve "zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir" ilkesi de göz önüne alındığında iddianameye konu tapelerin yasak delil mahiyetinde bulundukları kabul edilmiştir." ifadeleri dikkat çekti.
Kararda, Osman Kavala'nın Gezi olaylarına katılanları finanse ettiği yönündeki iddialara konu olan tape kayıtlarının hukuka aykırı delil olarak kabul edildiği belirtilerek, Osman Kavala'nın Gezi eylemlerini finanse ettiğine yönelik bilgi ve belge bulunmadığının anlaşıldığı ifade edildi.
Mahkeme, 318 sayfalık gerekçeli kararında da sürprizlere imza attı. Kararda, Kavala'nın 840 gün tutuklu kalmasına gerekçe gösterilen, firari cemaat savcılarının talebiyle 2013’te alınan dinleme kararları için “yasadışı delil” tespiti yapıldı. Tapelerin bu nedenle hükme esas alınamayacağı belirtildi. Kavala’nın tutuklanmasına gerekçe gösterilen tanık Murat Pabuç’un, iddianame hazırlanmadan sadece 3 gün önce savcılığa ihbarda bulunduğunun anlatıldığı kararda, ifadelerinin delil değerinin olmadığı da vurgulandı.
Kararda, Kavala’nın Gezi eylemlerini finanse ettiğine yönelik bir kanıt sunulamadığı da belirtildi. Buna karşılık, Gezi eylemlerini “vandallık” olarak niteleyen mahkeme, kararda, eylemlerin hükümeti zor durumda bırakmak, istifaya zorlamak amacını taşıdığını vurguladı. Aralarında Memet Ali Alabora’nın da bulunduğu firari 6 sanığın eylemlerin altyapısını hazırladığı, Otpor/Canvas bağlantıları ile ilgili ilgili iddiaların ciddi olduğunu belirten mahkeme, bu nedenle dosyalarının ayrıldığını da karar altına aldı. Mahkeme, gerekçeli kararında, beraatine karar verdiği, aralarında Kavala’nın da bulunduğu sanıkların, yargılandıkları suçtan beraat etmelerine rağmen Gezi eylemlerinin sürmesine, polise direnilmesine yönelik eylemlerde bulunduklarını belirtti. İddianamede yazılı olmayan bu suçlar yönünden savcılığa beraat eden isimler hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu vurguladı.
Gerekçeli kararda, "Yargıtay içtihatları ve "zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir" ilkesi de göz önüne alındığında iddianameye konu tapelerin yasak delil mahiyetinde bulundukları kabul edilmiştir." ifadeleri dikkat çekti.