Gezi Parkı iddianamesinde suçlama konusu olan belgesel hiç çekilmemiş

Gezi Parkı iddianamesinde suçlama konusu olan belgesel hiç çekilmemiş

Mayıs 2013’ün sonunda başlayan ve Türkiye geneline yayılan Gezi Parkı eylemlerinden 6 yıl sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede suçlamaların dayanaklarından birisi olarak gösterilen ve sanıklardan Çiğdem Mater tarafından hazırlandığı iddia edilen belgeselin hiç çekilmediği ortaya çıktı.

657 sayfalık iddianamede, hem Türkiye genelindeki Gezi Parkı eylemlerinin finansörü ve düzenleyicisi olarak gösterilen Osman Kavala, hem de Kavala tarafından talimat verildiği iddia edilen Çiğdem Mater’le ilgili suçlamalara yer verilen bölümde Ermenistan’a götürülen bir belgeselden söz ediliyor.

İddianamede, Mater’in Kavala ile birlikte “Video İşgal” isminde 15 dakikalık bir belgesel için Bosnalı bir film yapımcısı ile görüştüğü anlatılıyor. Soros’un Açık Toplum Enstitüsü’nün, Kavala’nın yöneticisi olduğu Açık Toplum Vakfı üzerinden bu tip çalışmaları fonladığının konuşulduğu ifade ediliyor.

İddianamenin birçok yerinde sözü edilen belgeselin Kavala tarafından Ermenistan’a götürülmek için istendiği de kaydediliyor. Belgeselle ilgili başkaca bir bilginin yer almadığı iddianamede, bu faaliyetler suç kapsamında değerlendiriliyor.

Ancak suç sayılan bu belgeselin o dönem konuşulmasına rağmen çekilmediği anlaşıldı. Mater’in gözaltına alındığı dönemde de bu belgeselle ilgili soruları yanıtladığı ve çekilmediğini anlattığı yansımıştı. Mater’in Gezi sırasında çektiği bir röportajla bu belgeselin karıştırıldığı da konuşulmuştu. İddianamede ise buna rağmen belgesel çekilmiş ve Türkiye aleyhinde faaliyetlerde kullanılmış gibi yorumlarda bulunuldu. İddianamenin farklı kısımlarında ise belgesel için çekilen görüntüler olduğu iddia edilen kayıtlardan söz edildi ancak belgeselin çekilmediğinin belirtilmesine gerek görülmedi.

Biber gazı tartışması

İddianamede, biber gazının yasaklanması konusunda yürütülen ve Gezi sürecinden önce başlayıp, sonrasında da devam eden kampanyalar da suça konu eylemler arasında sıralandı. Uluslararası düzeydeki, birçok ülkede devam eden kampanyaların eylemlerin devamı niteliğinde olduğu savunuldu.