Gezi davasında 18 yıl hapis cezası alan ve tutuklanan Tayfun Kahraman, Silivri Cezaevi’nden gönderdiği mektupta, “helalleşme ve kardeşleşme çağrısında bulundu. İktidarın ayrıştırıcı dilini eleştiren Kahraman, “Helalleşerek geçmişteki hataları kabul ederek onarmalı, kardeşleşerek geleceğe dair umudu birlikte örmeliyiz” dedi.
Kahraman, BirGün gazetesinde yer alan mektubunda, iktidara yönelik şu eleştirilerde bulundu:
“Mevcut iktidar ise kendi varlığını korumak için toplumu kimlikleri üzerinden ayrıştırarak, kardeşleri birbirine düşman etmektedir. Memleketimiz iktidar tarafından kutuplaştırılarak taraflar arasında bir çatışma ortamı kurulmakta ve iktidar tüm ümidini bu çatışmaya dayandırmaktadır. Yarattığı bu çatışma ortamında oluşturduğu meşruiyet ile özgürlükleri kısıtlamakta, demokrasiyi kendi tercihlerine indirgemekte ve ekonomik krizle acı çeken ülkede eşitsizlikleri tırmandırmaktadır. Yanı sıra hukuku kendi istikbali için bir araç haline getirerek, gerçek suçluları kollarken bizler gibi bir arada yaşamı, kentini ve demokrasiyi savunan birçok insanı hukuksuz biçimde cezaevlerinde tutmaktadır. Böylece, kimlikler üzerinden kutuplaştırma siyasetini daha da derinleştirmektedir.
İktidarın elinde kullanabileceği başka bir araç kalmamış olması nedeniyle iyice sarıldığı bu dil, toplumsal bir aradalığımızı ise iyice sakatlamaktadır. Bu dili kullanarak hem kendi tabanına düşmanı işaret etmekte, hem de iktidarı teslim almak için yan yana duran muhalefeti kimlikleri üzerinden ayrıştırarak dağıtmak istemektedir. Yaptıklarını meşrulaştırmak içinse taraftarlarını kast ederek, halk böyle istiyor demekte; karşı tarafı tepkiye zorlayarak, hassasiyetlerini test ederek aksi bir hamleye kalkışmalarını beklemektedir.”
“İktidarın istikbal garantisi olarak gördüğü bu kutuplaşmaya karşı, geleceğimiz ve bu çatışmanın sona ermesi için toplumsal bir uzlaşı ortamı yaratılması şart” diyen Kahraman, şöyle dedi:
“2013 yılında yurttaşlar Gezi Parkı’nda aynı sözü söylemiş ve iktidarın o günde kullandığı kutuplaştırıcı nobran diline karşı kardeşleşmeyi talep etmişlerdi. Bugün, kutuplaştırıcı dili ve dayatmaları kullanarak ekonomik sorunları ve krizi unutturmaya, örtbas etmeye çalışan AKP iktidarına karşı yurttaşlar; 2013 yılında demokrasiyi, özgürlük, adalet ve kardeşleşme inatlarını hatırlattılar. İktidarın yine sıkıştığı noktada kullandığı tüm saldırılara ve kutuplaştırmaya karşı, o gün hatırlatılan talepleri yeniden masaya getirme zamanıdır. Meriç Demir Kahraman’ın “Gezi Direnişi ve Kardeşleşme İnadı” başlıklı yazısında dediği gibi “Biz, yani birbirine benzemez milyonlarca insan Gezi’de bu marifeti gösterdik. Biz biriz, eşitiz yan yanayız dedik.” Bugün tam 9 yıl sonra kardeşleşmeyi yükselen bir ses ile yeniden talep etmeli, bir siyasi parti ya da grup ile sınırlandırmadan bu sese güç vermeliyiz.”
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “helalleşme” politikasını destekleyen Kahraman, “Helalleşerek geçmişteki hataları kabul ederek onarmalı, kardeşleşerek geleceğe dair umudu birlikte örmeliyiz” dedi.
Kahraman, “Muhalefet gelecekleri çalınan, ekonomik çıkmaza saplanan ve yeni bir siyaset dili arayan yurttaşlarla umudu yaşatmalı ve onlara bu umuda güvenmelerini sağlayacak ortaklıkların kurulacağı zemini göstermelidir” görüşünü ifade etti.