Referandumun sonucunu en yakın tahmin eden Gezici Araştırma'nın sahibi Murat Gezici, Saadet Partisi’nin referandumda önemli rol oynadığını söyledi. Gezici, “Karamollaoğlu, hayır cephesindeki 15 puanlık oyun kalıcı, kalıtsal bir şekilde hayırda kalmasını dinamiklemiştir. Seçimin kazananı kim derseniz, birinci sırasında Temel Karamollaoğlu vardır” dedi. Gezici, "Saadet Partisi’nin desteğini alan taraf cumhurbaşkanını belirleyecektir" görüşünü savundu.
Milli Gazete'den Timuçin Mercanoğlu'na konuşan Gezici, “2018’de Millî Görüş’ün yüzde 10’luk barajı geçme ihtimalini çok yüksek görüyorum. Çünkü AK Parti’den kopan Millî Görüşçülerin eğitim, kültür, gelir seviyesi yüksek. 32 şehirde yoğun bir şekilde yaşıyorlar. Bir şekilde hayatın merkezinde yer alıyorlar. Bu 32 şehir, Türkiye ekonomisinin yüzde 70’lik kısmına sahiptir” şeklinde konuştu.
2019 seçimlerinde Saadet Partisi’nin kilit olacağını ifade eden Gezici, “Yani Saadet Partisi’nin desteğini alan taraf cumhurbaşkanını belirleyecektir. Türkiye’deki Millî Görüşçülerin oranını yüzde 16 olarak ifade edebiliriz. Yaptığımız anketlerde, ‘Erbakan Hoca’nın kurduğu Saadet Partisi’nin barajı geçeceğini bilseniz oy verir misiniz?’ sorusuna toplumun yüzde 16’sı evet diyor. Baraj sorunu olmasa Saadet Partisi’ne oy verecek yüksek bir seçmen kitlesinin olduğu görülüyor” dedi.
Gezici'nin açıklamaları şöyle:
Saadet Partisi’nin duruşu referandum sonuçlarına nasıl bir etki yaptı?
Saadet Partisi’nin referandumda tercihlerini hayır yönünde kullanacaklarını açıklaması sürecin hayırlı olacağına yönelik bir algı oluşturdu. Saadet Partisi, süreç boyunca birleştirici, sağduyulu bir dil kullanmıştır. Saadet Partisi, Türk toplumunun büyük değerler verdiği bir partidir. Hayatında bir kez dahi olsa oy verenlerin oranı yüzde 40 civarındadır. Türkiye’deki seçmenlerin yüzde 40’ı Saadet Partisi’ne yani Millî Görüş’e oy vermiştir. Saadet Partisi’nin sağduyulu, bütünleştirici bir dil kullanarak hayır tercihini anlatması, bunun siyasi bir seçim olmayıp anayasa oylaması olduğunu ifade etmesi, genel olarak seçmeni düşünmeye sevk etmiştir. İlk defa bir seçimde, önyargıyla değil, düşünerek oy verilmesi gerekliliği söylemi öne çıkmıştır. Saadet Partisi, önyargı ile ‘hayır’ dememiştir. Millî Görüş’e yakışan bir davranış biçimiyle, seçmeni düşünmeye itmiştir. Bu söylem etkili bir dile dönüşmüştür. AK Parti içerisindeki eski Saadet Partili seçmenin de kararlı bir şekilde hayır demesinde etkili olmuştur.
Millî Görüş’ün Türk siyasetinde ve toplumdaki gücü nedir?
AK Parti içerisindeki ‘hayır’ diyenlerin yüzde 95’i Millî Görüşçüdür. Saadet Partisi’nin barajı geçemeyeceğini düşünen seçmen AK Parti’ye oy vermektedir. Bu süreçte Saadet Partisi’nin toplum üzerinde ne kadar etkili olduğunu gördük. Saadet Partisi 2019 seçimlerinde kilit olacaktır. Yani Saadet Partisi’nin desteğini alan taraf cumhurbaşkanını belirleyecektir. Türkiye’deki Millî Görüşçülerin oranını yüzde 16 olarak ifade edebiliriz. Yaptığımız anketlerde, ‘Erbakan Hoca’nın kurduğu Saadet Partisi’nin barajı geçeceğini bilseniz oy verir misiniz?’ sorusuna toplumun yüzde 16’sı evet diyor. Baraj sorunu olmasa Saadet Partisi’ne oy verecek yüksek bir seçmen kitlesinin olduğu görülüyor. Bu seçmenin aşağı yukarı dörtte birinin referandumda hayır diyeceği bütün araştırmalarımızda görülüyordu. Yaptığımız 15 ankette her dört Millî Görüşçüden birisinin hayır oyu vereceğini söylüyorduk. Bunlar ülkesiyle ilgili kaygı duyan seçmendi. Sayın Erdoğan’a güveniyorlar ama ülkeyi daha iyi yönetemediğini düşünerek hayır dedikleri görülüyor.
Saadet Partisi yükselen bir trend yakaladı diyebilir miyiz?
Önümüzdeki süreçte Millî Görüşçüler, çok önemli kritik pozisyona gelebilir. 2018’de Millî Görüş’ün yüzde 10’luk barajı geçme ihtimalini çok yüksek görüyorum. Çünkü AK Parti’den kopan Millî Görüşçülerin eğitim, kültür, gelir seviyesi yüksek. 32 şehirde yoğun bir şekilde yaşıyorlar. Bir şekilde hayatın merkezinde yer alıyorlar. Bu 32 şehir, Türkiye ekonomisinin yüzde 70’lik kısmına sahiptir. İstanbul’da, Ankara’da ‘hayır’ın öne geçmesi, Kocaeli, Konya gibi şehirlerde hayır oylarının yoğun hissedilmesi Millî Görüşçülerin birçok konuda hassasiyet gösterdiğini ortaya koyuyor. Söz konusu bu kitle STK’larda görev alan eğitim, kültür, gelir seviyesi yüksek ve toplumun sinerjisinin yüzde 12’sine etki etmektedir. AK Parti’nin içinden çıkan yüzde 4,5’luk ‘hayır’ın yüzde 95’i Millî Görüş geleneğindendir. Bu kitlenin toplum içerisindeki etkileşimi yüzde 12’yi bulabiliyor. Önümüzdeki süreçte Millî Görüşçüler bir zincir halkasına dönüşebilir.
Sizce referandumun kazananı kim?
Karamollaoğlu, hayır cephesindeki 15 puanlık oyun kalıcı, kalıtsal bir şekilde hayırda kalmasını dinamiklemiştir. CHP’nin 25 puanlık bir oy oranı var. MHP’den yaklaşık yüzde 7’lik bir oy potansiyeli kalmıştır. HDP’den de yüzde 8,5’lik bir oy kalmıştır. Diğer partilerden gelen oylarla birlikte merkez sağdaki oylar yaklaşık yüzde 15’tir. Bunu mobilize eden aslında Temel Bey’dir. Marjinal olarak ifade edilen hayırcıların aslında marjinal olmadığının, toplumun bir değeri olduğunun, Türkiye mozaiği olduğunun topluma anlatılmasında önemli bir isim ve değer olmuştur. Seçimin kazananı kim derseniz, birinci sırasında Temel Karamollaoğlu vardır.
Karamollaoğlu’nun açıklamaları ikna edici miydi?
Sayın Karamollaoğlu’nun dili muhafazakâr ve milli bir dildir. Türkiye’deki seçmenin yüzde 70’i muhafazakâr ve millidir. Siyasi liderlere baktığımızda en çoğul dile Sayın Temel Karamollaoğlu’nun hâkim olduğunu görüyoruz. Gerek merkezdeki parti seçmenini gerek muhafazakâr seçmeni kutuplaştırmadan, bütünleştirici bir dille onlara çağrıda bulunmuştur. Saadet Partisi’ne karşı son 10 yıldır kamuoyundan gizleme, sindirme politikası izleniyor. Saadet Partisi, referandum sürecinde kamuoyunda çok yer aldı ve bununla birlikte güven tazeledi. Saadet Partisi bu sürecin en kazananıdır. Sayın Karamollaoğlu kamuoyunda ne kadar fazla görülürse o kadar çok sinerji yakalanır. AK Parti’den kopan oy da bunun bir göstergesiydi.
Gezici, “MHP’nin yüzde 80’lik kitlesinin Saadet Partisi’ne olumlu baktığını görüyoruz. MHP’li seçmene ‘Saadet Partisi’ne oy verebilir misiniz?’ sorusuna, "Evetlerin oldukça yüksek olduğu görülüyor” yanıtını verdi.
Karamollaoğlu’nun ‘hayır’ demesi ‘düşünün’ demesi MHP’li seçmeni de etkilemiştir. Onların hayır söylemini etkili bir şekilde hayırda kararlı kılmıştır. Eğer Saadet Partisi de evet deseydi MHP’de de ciddi bir kayma olabilirdi. MHP’nin yüzde 80’lik kitlesinin Saadet Partisi’ne olumlu baktığını görüyoruz. MHP’li seçmene “Saadet Partisi’ne oy verebilir misiniz?” dediğimizde, evetlerin oldukça yüksek olduğu görülüyor.