BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreya Önder, Gezi eylemlerindeki tavrından dolayı CHP'nin İstanbul'da yerel seçimlerde hayatının en ağır yenilgisini alacağını iddia etti. Önder, "Benim hayalimden geçen Gezi'de bir gözünü kaybeden bir arkadaşı belediye başkanı yapmaktır ki bu kente gözü gibi baksın" dedi.
BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreya Önder, partisinin internette Youtube üzerindeki canlı yayın programında gazetecilerin ve vatandaşların sorularını yanıtladı. BDP'li Önder, Hükümet ve hükümete yakın çevrelerin Gezi meselesi ile ilgili konuştukları zaman başlangıcının masum olduğunu söylediklerini ifade etti.
Ferit Aslan'ın Doğan Haber Ajansı'nda yer alan haberde Önder, Hükümetten değil ama çok sayıda AKP'li milletvekillinin bu mesele ile ilgili üzüntülerini kendilerine ilettiklerini de belirterek, "Ak Partili bir çok vekilin çocukları oradaydı. O kadar kriminalize ettiler ki isim vermek hem şık bir davranış olmaz hem de o insanların başına gelecekleri tahmin etmek mümkün. Orada hayat vardı, hükümetin de en çok korktuğu buydu. Gezi'deki insanların isyanından, itirazından korkmadılar, neşeden korktular ben böyle düşünüyorum. O neşe bu topraklara hiç alışık olmadığı bir duygu getirdi. O duygunun adı umuttu. İnsanlar yeniden birbirlerini sevmeyi keşfettiler. Sistemin buna çok öfkelenmesini anlıyorum, çünkü bunların kurdukları şebek dili berhava eden bir şeydi. Geziden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak diyorduk evet hiçbir şey eskisi gibi olmuyor" diye konuştu.
Gezi direnişinden sonra kendisinin önce İmralı'ya giden BDP heyetinden çıkarıldığını, sonra televizyon programlarına çıkarmaktan bazı kesimlerin korktuğunu belirten BDP'li Önder, "Süratle hakkımda haberler üretilmeye başlandı. Bugüne kadar üzerime konulmadık ne kadar etiket varsa üzerime yapıştırılmayı başlandı. Gezi nedeniyle beni itibarsızlaştırmaya çalıştılar. Özel hayatım izlenmeye başlandı. Güncel olarak Meltem Cumbul ile ben cafe de başka bir arkadaşım ile buluşmaya giderken bir selam verdim, medya neredeyse bizi evlendirecekti, zor kurtulduk. Önemli olan sokaktaki durumunuz. Açıkça söylemek gerekir ki; BDP'den vekil olana kadar toplumda seveni sevmeyenlerden fazla olan insanlardan birisiydim. BDP ile birlikte bu oran bir hayli terse döndü. İnsanlara tamda bunu anlatmak için BDP'den vekillik yapıyorum. Fakat, Gezi'den sonra sağcı, solcu ve vicdanı ve ölçüyü bırakmayan insanlar boynuma sarılıyorlar, tabiri caiz ise sokağa çıkamaz durumdayım" dedi.
BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreya Önder, yerel seçimlerle ilgili bir soru üzerine, etkili bir kent muhalefeti yaratmanın kent iktidarını ele geçirmekten daha yararlı ve geliştirici olduğunu düşündüğünü ifade ederek şöyle devam etti:
"İktidar kirletiyor, dar bir aralığa hapsediyor. Ben, belediyeye ele geçirilecek bir yer gözüyle bakmadım, bakamadım, iktidara da öyle. İstanbul Belediye Başkanlığını şu an istatistikler yayınlanıyor. CHP ile AK Parti arasında bölüştürüyorlar bunu. Ben bu belediyeyi alabileceğimizi biliyorum. Bu ham bir halay değil. Kim bu oyları kendi tapulu malı sayabilir ki? Biz bu Belediyeyi alabiliriz, hayal değil. Popüler imajlardan yola çıkmayı da bir işportacı mantığı olarak görüyorum. Benim hayalimden geçen Gezi'de bir gözünü kaybeden bir arkadaşı Belediye başkanı yapmaktır ki bu kente gözü gibi baksın."
CHP'nin Belediye Başkan adayları ile ilgili de konuşan Önder, konuşmasını şöyle sürdürdü: "CHP'deki tartışmaya bakın, 40 katır mı 40 satır mı? Ortaya sürdükleri iki aday, karar veremedikleri ve kamuoyunu bence saygısızca meşgul ettikleri iki adaydan her hangi birisi İstanbul Belediye Başkan adayı olsaydı bu Gezi direnişinin muhatabı olur. Anlayış olarak birbirlerinden fark yok. Sarıgül, Gezi direnişine niye katılmadığı sorusuna, Belediyecilik yaptıklarını söylemişti. Şişli, Kadıköy, Beşiktaş , Bakırköy Belediyeleri CHP'nin elinde değil mi? Senin 4 tane Belediye başkanın var. O Gezi'deki hoyratlığın ortaya çıktığı ilk gün senin 4 Belediye başkanından biri gelip 'Siz bu kent yasalarını ihlal ediyorsunuz' deseydi, diyebilseydi bugün İstanbul'un kimin alacağı hiç konuşulmazdı. 'Tabiat Varlıkları koruma kurulundan iznin var mı, burada Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulundan iki uzman var mı' gibi basit bir soruyu sorsaydı bir Belediye başkanı belki iş bu noktaya varmazdı. Peki niye sormuyorlar. Çünkü bu 4 Belediyede bu yasalar aynı şekilde ihlal ediliyor da ondan. Onun için CHP bu seçimde hayatının en ağır yenilgisini alacaktır. Halka da aday belirlemeyi bu mekanizmalarla yukardan aşağı yaparak saygısızlık ediyorlar." Demokratikleşme Pakete ile ilgili de konuşan BDP'li İstanbul Milletvekili Sırrı Süreya Önder, "İki Vali ve bir hükümet sözcüsü paketi ayaklarının altına alıp paramparça ettiler. Paket ile vaad ettikleri ne varsa bu iki Vali ve bu siyasetçi param parça ettiler. Sayın Başbakana önerim paketi itibarsızlaştırıyorlar diye demokrasi güçlerine yöneleceğine bu iki Vali ve sayın Hüseyin Çelik'e yönelsin" dedi.
Çözüm süreci ile ilgili sorularıda yanıtlayan Önder, barışı savunmayı en karamsar dönemlerde bile elden bırakmamak gerektiğini, dolayısı ile kendisinin savaş lafını ağzıma bile almak istemediğini söyledi. Önder, "Demokratik gösteriler başlarsa devlet olarak, hükümet olarak bunu ne kadar tahammül edebilirsiniz. Yarın evlatların kaderini kendisi eline almak isterse, bütün okulları boşaltırsa siz buna ne kadar tahammül edebilirsiniz? Hanginiz buna savaş diyebilirsiniz. Onun için seçim hesapları ile bu süreci heba etmemek lazımdır" diye konuştu.