İstanbul’daki Gezi Parkı protestolarında polisin attığı gaz fişeğiyle gözünü kaybeden Erdal Sarıkaya’nın yaralanmasına ilişkin görüntüleri inceleyen bilirkişiler, olay yerinde biber gazı silahı (ZET) kullanmış iki polisin, savcılığa gönderilen şüpheliler listede yer almadığını ortaya çıkardı. Raporda ayrıca "listelerde raporlu olarak görülen bir ZET memurunun aslında İnönü Caddesi'nde Alman Konsolosluğu ana kapısı önünde ZET operasyonunda görüldüğü dikkat çekmiştir" denildi.
Erdal Sarıkaya’nın yaralandığı 11-12 Haziran gecesine ilişkin kamera görüntülerini inceleyen Ulusal Kriminal Büro, ZET silahı kullanan A-027 ve A-131-1 kask numaralı iki polisin olay yerinde olduklarını fakat İstanbul Emniyeti tarafından savcılığa bildirilen listede yer almadıklarını saptadı. Olaydan bilgisi olan kişinin, “görüntülerde resmi sıfatıyla resmi görülen tek yıldızlı emniyet müdürünün olduğunun düşünüldüğü” vurgulandı. T-176 kask numaralı polis E.T.’nin, görüntülerde, bu müdürün refakat polisi gibi görüldüğü ve bu nedenle “olaydan sorumlu olan ZET’çileri mutlaka tanıdığı” ifade edildi. Olayın, B-12-063 kask numaralı ‘Robokop’çu M.K.’nin de içinde bulunduğu beş kişilik ZET timi tarafından gerçekleştirilmiş olabileceği vurgulanarak, “Olay yerindeki 4-5 ZET’çinin, kendi ekibinde olması nedeniyle tüm ZET’çileri en iyi ve en yakın bilmesi gereken polisin M.K. olduğu” anlatıldı. Raporda, o gece Taksim’de yüzlerce Çevik Kuvvet Şubesi personeli ve buna bağlı onlarca ZET’çinin görev yaptığı ve o günün her saatinde muhtelif yerlerde görüldükleri kaydedildi. Sarıkaya’nın 11 Haziran 2013’ü 12 Haziran’a bağlayan gece yarısının tam ortasında yaralandığı belirtildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Emniyet’e gönderdiği yazıda, Sarıkaya’nın yaralandığı 11 Haziran 2013’te, Taksim Gezi Parkı ’nda biber gazı kapsülü ile gaz ve boyalı top atmakta kullanılan ‘Zet’ ve ‘FN’ silahını taşıyanların isim listelerini istemişti. Emniyet, FN’ci personelin “görev yoğunluğundan dolayı listelerde belirtilmediği ve zimmet belgelerinin yönetmelik hükümlerince silahların iadesinden sonra imha edildiği” için bilinemediğini kaydetmişti. Ancak Sarıkaya’nın yaralandığı olaydan önce bölgeye yakın mevkide görev alan polislerin listesini iletmişti.
Savcılık ayrıca, aynı gün Taksim Metro Durağı çevresinde bu silahı kullananların listesini istemişti. Bu kez de “Gaz kullanan personelin kimler olduğuna dair 11 Haziran 2013 tarihinin günlük görev listesine görev yoğunluğundan dolayı not düşülmemiştir” denilmişti. Buna karşılık metro durağı çevresinde bulunup silahı kullanma kursu almış personelin listeleri gönderilmişti. Bu listede isimleri bulunan 12 polisin Çevik Kuvvet Şubesi’nden ilişiklerinin kesildiği ifade edilmişti.
Savcılık ayrıca, Taksim’deki MOBESE kameralarını istemişti. Fakat kameralar tahrip edildiğinden görüntülerin bulunmadığı ileri sürülmüştü. Bölgedeki otellerin kameralarının da kısa süreli kayıt yaptığı için o güne ait görüntülerin olmadığı ifade edilmişti. Bunun üzerine savcılık, TOMA’ların görüntü kaydını talep etmişti. Emniyet’ten verilen yanıtta, o gün Taksim’de yedi TOMA’nın bulunduğu, birinin hard diski arızalı olduğu için kayıt yapmadığı, beşinde ise o saate ilişkin görüntülerin bulunmadığı kaydedilmişti. Yedinci ve son TOMA’da 25 Ocak 2014’ten öncesine ait görüntü olmadığı vurgulanmıştı.