Türkiye tarihinin en geniş katılımlı protestosu olan Gezi Parkı eylemlerinin üzerinden 5 yıl geçti. İnsan Hakları Derneği (İHD) verilerine göre, eylemler boyunca 8 bin kişi yaralandı, 11 kişi hayatını kaybetti. Ancak eylemlere müdahale eden ve bütün bu ağır bilançonun ortaya çıkmasında sorumluluk taşıyan devlet görevlileri hakkında neredeyse yargılama bile yapılmadı.
Mezopotamya Ajansı'nda yer alan habere göre, Ankara Güven Park’ta Ethem Sarısülük’ü vurduğu anlar kameralar tarafından kaydedilen Ahmet Şahbaz'a 1 yıl 4 ay hapis cezası verildi; ceza da para cezasına çevrildi. O sırada yaralanan veya bir uzvunu kaybeden pek çok kişinin faili hakkında ise yargılama yapılmadı. Yaralandığı günden beri sorumluların cezalandırılması için mücadele veren ve ayağındaki yara hala iyileşmeyen Aydın Aydoğan, 5 yıldır sorumluların nasıl yargıdan kaçırıldığını söyledi. İktidarın sürekli kendilerine engel çıkardığın ifade eden Aydoğan, kendilerini yaralayan polislerin ve sorumluların cezalandırılması için açılan dosyada şimdiye kadar en az 6 savcının değiştirildiğini, Mehmet Selim Kiraz’ın dosyada ilerleme kaydedecekken öldürüldüğünü ve İstanbul Valiliği'nin bir buçuk yıl boyunca Kiraz’ı oyaladığını söyledi.
Kendi dosyalarına atanan son savcının da hiçbir şey yapmadığını, kendilerini oyaladığını ve en son dosyanın kapatılmasını istemesi üzerine İdare Mahkemesi'ne başvurduklarını ve mahkemenin, “soruşturmanın sürdürülmesi” yönünde karar verdiğini hatırlatan Aydoğan, “Bunun üzerine dosyaya bakan yeni savcı adli yıl tatiline iki gün kala, dosyayı faili meçhul suçlar bürosuna attı. Bunun üzerine geçen gün savcıya gittim. Savcı, 'Daimi arama kararı verdik’ dedi. Bu şu demek, 5-6 ay geçecek bulamadık diyecekler. Yani aslında İdare Mahkemesi'nin kararını boşa çıkarmaya yönelik bir girişim” diye konuştu.
Aydoğan, dosyanın neden “failli meçhul bürosuna” gönderildiğine dair sorduğu ısrarlı sorulara savcının cevap vermediğinin altını çizerek, “Çok ısrar edince de beni polisler eşliğinde odadan çıkardılar” dedi. Aydoğan şöyle konuştu: “Devlet ve siyasi irade bizim dosyalarımıza müdahil olmuştur. 5 yıl geçti, dosya hala oradan oraya atılıyor. Dosyanın kapatılmasına karar verseler AYM ve AİHM’e gideceğiz. Dosyayı uzatıyorlar, zamana oynuyor. Polis görev listelerini istedik 'imha ettik' dediler. Hastane raporları yok, görüntüler verilmedi, imha edildiğini söylediler. Biz bugünleri kayıt altına almak istiyoruz, bugünler geçecek ama sıkıntılı geçiyor. Adalet mekanizması baskı altında.” diye konuştu.
Aydoğan, “Ülkenin bir tarafı yanarken, katliamlar yaşanırken bizim yaşadıklarımızın elbette bir önemi yok. Ama biz yine de bunları tarihe karşı kayıt altına almak istiyoruz” diye konuştu. Bir "gezi gazisi" olarak sınır ötesi operasyona da tepki gösteren Aydoğan, “Bu operasyon ile yaptıkları vahşeti gizlemek istiyorlar. Sürekli göçmen alarak ülkenin demografik yapısını değiştirmeye çalışıyorlar” dedi.
Gezi Parkı eylemlerinden bu yana geçen 5 yılda tedavisi süren Aydoğan, bir de olaylardan sonra işsiz kaldı. 4 çocuk babası Aydoğan, 8 ay önce lösemi hastası bir çocuğunu kaybetti.
Aydoğan olaydan sonra çalıştığı seyahat şirketindeki işinden de çıkarıldı. Aydoğan’ın aktarımına göre şirket “Seni işten çıkarmak zorundayız; ama aslında senin iyi biri olduğunu biliyoruz. İstersen resmi olarak bizimle çalışmıyor gibi görün; ama işine devam et" teklifinde bulundu ancak Aydoğan bu teklifi kabul etmedi. Hakkında çeşitli davalar açılan Aydoğan, gözaltına alındı, otobüsten indirildi. Aydoğan bu durumunu, “Bizi canlı canlı mezara gömmek istiyorlar” diye özetliyor.