İstanbul'da ıspanağa karışan yabancı otlardan kaynaklı zehirlenme olayını değerlendiren Gıda Mühendisi Yrd. Doç. Dr. Bülent Şık, toptancı hallerinde gıda ürünlerinin kontrollerinin yapıldığı bir sistemin kurulması gerektiğini ifade etti. Ancak gıda güvenliği için tek başına bu önlemin de yeterli olmayacağını söyleyen Şık, "Asıl mevzu üreticilerin güçlendirilmesi, tarımsal pratiklerin doğru bir şekilde yapılmasını sağlamak" dedi.
İstanbul’da ıspanaktan zehirlenme şikâyetiyle pek çok kişi hastanelere başvurdu. İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü de, "Zehirlenmeye ıspanaklara karışan yabancı otların neden olduğu"nu açıkladı. Müdürlük, “Alınan numunelerin ileri tetkik sonuçlarında ıspanak içerisinde tespit edilen yabancı ottan kaynaklı yoğun miktarda atropin ve scopolamin maddesi tespit edilmiştir” dedi.
TIKLAYIN - Ispanak neden zehirler, nasıl tüketilmeli?
Zehirlenme vakaları ve Müdürlük tarafından yapılan açıklama “gıda güvenliği” konusunu gündeme getirdi. Konuyla ilgili Evrensel'e konuşan Gıda Mühendisi Yrd. Doç. Dr. Bülent Şık, zehirlenme olayı için şu tahminde bulundu:
“Bu işin kasıt olduğunu düşünmüyorum. Tahminimce kötü tarımcılık. Tarımsal pratiklerin yanlış yapılması. Ispanak yetiştirilen alanda bu otlar çok sayıda vardı, onlar birlikte hasat edildi. Ama tabii ki bunlar bir ihtimal. Bunların hepsi sorgulamalar sonrasında ortaya çıkar."
Bülent Şık, Tarım İl Müdürlüğünün “Bu 44 kişinin tamamı da aynı marketten mi alışveriş yaptı? Eğer aynı marketten alışveriş yaptılarsa o market ıspanağı hangi üreticiden temin etti?” sorularına cevap vermesi gerektiğini de ifade etti.
Şık, bu zehirlenmelerinin önüne geçmek için de şu önerilerde bulundu:
"Hallerde ürün kontrollerinin yapılması lazım."
"Mutlaka hallerde analitik laboratuvar kurulması lazım."
"Toptancı hallerinde gıda ürünlerinin fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik kontrollerinin yapıldığı bir sistemin kurulması gerekiyor. Öyle bir sistem yok Türkiye'de."
"Asıl mevzu üreticilerin güçlendirilmesi. Üretimi güçlendirmek, küçük çiftçiliği güçlendirmek, insanların kimyasal kullanmasını azaltmak, tarımsal pratiklerin doğru bir şekilde yapılmasını sağlamak, bunlar hep Tarım Bakanlığının görevi."
Tüketiciyi Koruma Derneği (TükoDer) Genel Başkanı Aziz Koçal tarafından yapılan açıklamada gıda güvenliğine dikkat çekildi. “Yemekhaneler, sokak cephesi açık dönerler, tamamen denetimsiz lokantalar, buralarda kullanılan malzemelerin sağlıklı olup olmadığı konuları günümüzün en önemli Halk Sağlığı sorunu olup, tüketici sağlığını tehdit altındadır” denilen açıklamada şu sorular yöneltildi:
“Şimdi, ister istemez bu ülkenin bir yurttaşı, bir tüketici olarak soruyoruz:
Özellikle tarım sektörünün kullandıkları ilaçlar nedeniyle karşı karşıya olduğumuz riskler nelerdir?Birileri ölmeden etkin ve caydırıcı denetimleri kim yapacak? Mevzuatı kim düzenleyecek? Bu konudaki Ar-Ge’ yi kim yapacak? Tüketiciyi kim bilinçlendirecek? Gıda güvenliği, halk sağlığı, Tüketicinin Sağlık ve Güvenlik Hakkı ve giderek birincil bir temel hak ve özgürlük olan “Yaşam Hakkı” ne olacak?... Kim yapacak?... Sağlık Bakanlığı?... Tarım ve Orman Bakanlığı?... Belediyeler?... Gıda güvenliğimiz, sağlığımız kime emanet?... Tüketicinin evrensel hakkı olan sağlık ve güvenliğini kim koruyacak? Yoksa beyaz atlı prensi mi bekleyeceğiz?
Vatandaşlarımızın sağlıklı gıdaya ulaşımı politikalarını ve yol haritasını oluşturmak için, ilgili Bakanlıklar, Meslek Odaları, Çiftçi ve esnaf temsilcileri, Tüketici örgütleri temsilcileri gibi paydaşlardan/taraflardan oluşan bir çalışma komisyonu oluşturularak, alınacak gerekli önlemler belirlenmelidir.”