Girişimsel radyoloji tepeden tırnağa birçok alanda kullanılıyor

Girişimsel radyoloji tepeden tırnağa birçok alanda kullanılıyor

İSTANBUL, (DHA)- Doç. Dr. Başar Sarıkaya, girişimsel radyoloji tedavisinin beyindeki anevrizmadan (damar baloncuklaşması) diyabetik ayağa (şeker hastalığına bağlı ayak yaraları) kadar birçok hastalığın tedavisinde kullanıldığını belirtti.

Girişimsel radyoloji tedavisinin birçok hastalığın tedavisinde kullanıldığını ifade eden Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı Başkanı, Girişimsel Radyolog ve Nöroradyolog Doç. Dr. Başar Sarıkaya, \"Teknik olarak ameliyat mümkün olmayan durumlarda veya hastanın ameliyatı kaldıramayacağı hallerde ameliyata alternatif tedaviler kullanıyoruz. Yıllar içinde bu tedavilerin bazıları ameliyatların karşısında kendini net bir şekilde ispatladığı için, ameliyattan öncelikli olarak düşündüğümüz tedaviler de söz konusu\" dedi.

İLK SIRADA BEYNİN DAMARSAL HASTALIKLARI GELİYOR

Girişimsel nöroradyolojide asıl hastalık grubunun beynin damarsal hastalıkları olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Başar Sarıkaya, \"Bunlar arasında anevrizma (baloncuk) tedavileri başta geliyor. Ayrıca arteriovenözmalformasyon (AVM) adı verilen \'damar yumakları\' tedavide katkı sunduğumuz hastalıklar arasında. Beyin ve boyun damarlarında özellikle şahdamarı darlıklarında, ilaç ve cerrahinin tercih edilemediği durumlarda, beyin anatomisine hâkim bir nöroradyologun bu tedaviyi gerçekleştirmesi çok daha doğru olacaktır. Bazı uygun beyin ve baş-boyun yerleşimli tümörleri besleyen damarları tıkayıcı tedaviler uyguluyoruz\" diye konuştu.

\"AKUT İNMEDE ZAMANINDA MÜDAHALE İLE FELCİN ÖNÜNE GEÇİLEBİLİYOR”

Girişimsel nöroradyolojinin en önemli tedavi alanlarından birisinin akut inme tedavisi olduğunu belirten Doç. Dr. Sarıkaya, \"Beyin damarlarındaki ani tıkanıklık anlamına gelen bu durumda, zamanında müdahale ile beyin dokusu kurtarılarak, hastanın hayatının geri kalan döneminde felç veya başka engellerin önüne geçilebilir. Burada beyin ve kalp dışındaki bütün damar tıkanıklıkları veya daralmalarına yönelik tedavileri kastediyoruz. Özellikle bacak damar tıkanıklıkları ve diyabetik ayakta müdahaleler çok önemlidir. Varis ve toplardamar tıkanıklıkları da toplumda yine sık görülen, girişimsel radyoloji ile çözümler sunulabilen alanlardır. Bazen hastalara merkezi damar yolu gerekir. Santral kateter adı verilen (örneğin kanser hastalarında port gibi veya böbrek yetmezliği olan hastalarda diyaliz kateteri gibi) işlemler de girişimsel radyoloji tarafından uygulanır\" ifadelerini kullandı.

\"MİYOM VE PROSTAT TEDAVİ EDİLİYOR\"

Kadınlarda tek seansla bütün miyomların tedavisinin mümkün olduğunu söyleyen Doç. Dr. Sarıkaya, tedavinin ileri yaşta erkeklerde sıkça görülen prostat büyümesinde de son yıllarda uygulamaya başladığını ifade etti.

Girişimsel radyoloji tedavisiyle, bugün ameliyata gerek kalmadan vücudun pek çok noktasından doku veya hücre elde edilebildiğini belirten Doç. Dr. Sarıkaya, şunları söyledi:

\"Bunlar görüntüleme kılavuzluğunda günübirlik yapılabiliyor. Safra yolu ve idrar kanallarına yönelik müdahalelerle buradaki tıkanıklıkları giderebiliyoruz. Hastanın beslenme sorunları konusunda çözümler bulabiliyoruz. Ayrıca görüntüleme kılavuzluğunda tümöre noktasal ulaşarak, tümörlü dokuya yakma tedavileri uygulayabiliyoruz. Perkütanablasyon adı verilen bu tedaviler, daha çok karaciğer tümörleri olmak üzere bazı kemik, akciğer ve böbrek tümörlerinde de fayda sağlayabiliyor. Toplumda oldukça sık görülen tiroit nodüllerinde de ameliyata alternatif olarak ablasyon tedavisini başarı ile uyguluyoruz. Girişimsel radyoloji ayrıca başta kanser hastaları olmak üzere lokal müdahalelerle ağrı konusunda da çözümler sunabiliyor.\"

GİRİŞİMSEL RADYOLOJİNİN KAZANIMLARI

Doç. Dr. Başar Sarıkaya, girişimsel radyolojinin faydalarını ise şöyle sıraladı:

“Tedaviler, herhangi bir kesi, dikiş olmaksızın iğne deliğinden görüntüleme kılavuzluğunda gerçekleştirilebiliyor. Nöroradyolojik tedaviler hariç, girişimsel radyolojide tedavilerin çoğu genel anesteziye gerek kalmaksızın uygulanabiliyor. Hasta konforu sedasyon ve lokal anestezi ile maksimumda tutulmaya çalışılıyor. Çoğu işlemde hasta aynı gün eve gönderilebiliyor. Ameliyata kıyasla daha az risk taşıyor. Normal yaşama ve çalışma hayatına dönüş süresi çok daha kısa oluyor.\"