"Gizem, bana uçurumun eşiğindeyken el uzattı"

"Gizem, bana uçurumun eşiğindeyken el uzattı"

Isparta'da boşanma aşamasına gelen bir çift, yaşamını yitiren kanser hastası kızları gibi down sendromlu olan Gizem'in koruyucu aileliğini üstlendi. Gösterilen ilgi ve sevginin de etkisiyle konuşmaya başlayan Gizem ile çiftin dağılmak üzere olan yuvası kurtuldu. Anne Altıntaş, Gizem'in en çok karşılık beklemeden verdiği sevgisinden etkilendiklerini belirterek, "Bizden beklentisi yok. 'Beni giydirin, yedirin' demiyor. Sadece 'sevin' diyor. Siz onu verdiğinizde, dolu dolu karşılık veriyor. Dışarıdaki tüm olumsuzlukları Gizem'e sarıldığımızda yok olup gidiyor. Uçurumun eşiğinde biri size el uzatır ya işte bana o eli Gizem uzattı. Yuvamızı kurtardı" diyor.

Hürriyet'te yer alan habere göre Mümine (47) ve Eyüp Altıntaş (58) çifti, 2011'de down sendromlu kızları Ceren'i kemik kanserinden 22 yaşında kaybetti. Kızlarını kaybetmenin acısını yüreklerinden bir türlü atamayan ve sürekli sorun yaşamaya başlayan Altıntaş çifti, boşanma aşamasına geldi.  Bir tanıdıklarının teklifi üzerine çift, altı yıl önce Isparta Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü sevgi evlerinde kalan ve merhum kızları Ceren gibi down sendromlu olan 3 yaşındaki Gizem'in koruyucu ailesi oldu.

Çift, iki çocuğundan ayrı tutmadığı Gizem ile mutluluğu yakaladı. Üzerine titredikleri Gizem, gösterilen sevgi ve ilginin de etkisiyle konuşmaya, kendi işlerini desteksiz yapmaya başladı.

"O günleri hatırlamak istemiyorum"

Gizem ile ilgilenen Mümine Altıntaş, kızlarının ailelerinin ayrılmaz bir parçası olduğunu söyledi. Kızı Ceren'in hayata gözlerini yummasının ardından, ailesini girdiği dağılma sürecinden Gizem'in çıkarttığını aktaran Altıntaş, umutsuzluk yaşadığı o günleri hatırlamak dahi istemediğini dile getirdi.

"Küçücüktü, sımsıkı satıldım"

Gizem'i ilk gördüğünde çok etkilendiğini ifade eden Altıntaş, şunları kaydetti:  "Küçücük, üzerinde mor bir elbise vardı. Sanki kızımın küçülmüş halini canlandırıyordu. Gizem'i bırakamadım, sımsıkı sarıldım. Onunla yattık, onunla kalktık, onunla güldük. Eve ilk getirdiğimizde sesi dahi çıkmıyordu.Tuvalet eğitimini, yemeğini yiyebilme özgürlüğünü kazandı. Kelimeler kurmaya başladı. Hiç konuşmuyor, beden dili kullanıyordu. Şu anda istediği kelimeyi kullanabiliyor. Kendi öz bakımını yapmaya başladı. Eskiden bunları yapamıyordu. Şu an yürüyor, koşuyor. Çok fazlasıyla değişim var. Gizem'e odaklı yaşıyoruz. Zaman geçtikçe dünyaya getirmiş, doğurmuşum gibi hisler taşıdım. Uçurumun eşiğinde biri size el uzatır ya işte bana o eli Gizem uzattı. Yuvamızı kurtardı."

"Sadece sevin diyor"

Down sendromlu çocuk yetiştirdiği için Gizem'in nasıl yetiştirilmesi gerektiği konusunda bilinçli olduğunu vurgulayan Altıntaş, Gizem'i sosyal hayata kazandırmak için ne gerekiyorsa yaptıklarını söyledi.  Altıntaş, Gizem'in en çok karşılık beklemeden verdiği sevgisinden etkilendiklerini belirterek, "Bizden beklentisi yok. 'Beni giydirin, yedirin' demiyor. Sadece 'sevin' diyor. Siz onu verdiğinizde, dolu dolu karşılık veriyor. Dışarıdaki tüm olumsuzlukları Gizem'e sarıldığımızda yok olup gidiyor." dedi.

"Babalığı Gizem'den öğrendik"

Baba Eyüp Altıntaş ise kızları Ceren'i kaybettikten sonra ailede büyük problemler yaşandığını söyledi. Ayrılma aşamasında Gizem'in hayatlarına girdiğine dikkati çeken Altıntaş, "Gizem bizim aileye sevgiyi, birlikteliği, paylaşımı öğretti. Birbirimize bağlılığı Gizem'den öğrendik. O bize bağlandıkça, biz birbirimize bağlandık. Gizem saf sarılıyor, sevgisini saf gösteriyor. Beklentisiz, çıkarsız menfaatsiz öyle bir sevgisi var. Bunu bütünleştirdiğimizi düşünürsek harika, 'Gizemli' bir hayat çıkıyor" diye konuştu.  Altıntaş, bugün 9 yaşında olan çocuğun gelişimi için özel öğretmen tutuklarını ifade ederek, ilerleyen süreçte çok farklı bir Gizem'in ortaya çıkacağını kaydetti.