Gizemli dev şimşekler uzaydan incelenecek

Gök gürültülü fırtınalar (orajlar) doğadaki en etkileyici olaylardan biri olsa da bizim yerden görebildiklerimiz orajların yalnızca küçük bir kısmı.

Pazartesi günü Uluslararası Uzay İstasyonu'na gönderilen Atmosfer-Uzay Etkileşimleri Gözlemcisi (ASIM) oraj sırasında atmosferin üst tabakalarında gerçekleşen elektrik hareketlerini incelemeyi hedefliyor.

Yerden 400 kilometre yükseklikte bulunan Uluslararası Uzay İstasyonu Dünya'nın atmosferine eşsiz bir bakış sunuyor. İstasyona gönderilen ASIM'ın bu ay devreye alınması bekleniyor.

Oraj sırasında yıldırım aşağı doğru ilerlerken bulutların üzerinde de sıra dışı bir olay gerçekleşiyor. "Geçici parlak olaylar" diye adlandırılan bu olaylar ilk olarak 1989 yılında şans eseri keşfedilmişti.

Bir roket kalkışı öncesinde televizyon kamerasını test eden ABD'nin Minnesota eyaletinde Profesör John R. Winckler, uzaklardaki bir orajın tepesinde iki parlak ışık sütunu gördüğünü fark etti.

ASIM'ın kıdemli bilimadamı Dr. Torsten Neubert, bunun bilim dünyası için bir şok olduğunu söylüyor:

"Bu bizi çok şaşırttı. Böyle bir şey nasıl oluşuyordu ve biz bunları nasıl fark edememiştik? Pilotlar böyle şeyler görmüş olmalıydı - ve bunları betimleyen bazı anlatımlar bulduk."

Danimarka'daki Teknik Üniversite'den Neubert, eskiden insanların bunlara "yukarıya giden şimşek" dediğini, 1989'dan sonra bunlara isim vermek isteyen bilim insanlarının ise gizemli doğaları nedeniyle elfler ve perilere başvurduğunu söylüyor.

İsimleri peri gibi küçük karakterlerden gelse de bu olaylar gökyüzünde onlarca kilometreyi kaplayacak büyüklüğe ulaşıyor.

Peki bütün bunlara ne yol açıyor?

BBC'ye konuşan Dr. Neubert, "Şimşekten biraz farklılar. Yukarıya doğru giden bir elektrik alanı atımı diye tarif edebiliriz. Atmosferin inceldiği yerlerde bu alanlar deşarj oluyor" diyor.

Periler güçlü bir yıldırımın yere isabet etmesinden sonra birkaç milisaniyeliğine ortaya çıkıyor.

Elfler ise şimşeğin elektromanyetik atımı nedeniyle oluşuyor. İyonosferde kuzey ışıkları gibi genişleyen bir hale şeklinde ortaya çıkan elfler de insan gözünün fark edemeyeceği hızda, bir milisaniyeden daha kısa sürede oluşuyor.

"Görmesi daha zor olsa da elflerin oluşumu çok iyi anlaşılmaktadır" diyor Bath Üniversitesi'nden Dr. Martin Fullekrug.

Elflere perilerin iki katı sıklıkta rastlanıyor.

Mavi jetler ise anlaşılabildiği kadarıyla bulutların tepesinden yukarı doğru çıkan elektrik akımları.

Dr. Fullekrug "Bu jetler bugüne kadar çok iyi incelenemedi çünkü çok zayıflar. Ayrıca şimşeklere bağlı da oluşmuyorlar. Beklenmedik anlarda ortaya çıkıyorlar ve çok gizemliler" diyor.

Elfler genellikle sıcak okyanus akıntılarının üzerinde görülürken periler kara üzerinde daha sık ortaya çıkıyor.

Kuzey Amerika, Güney Amerika ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti onları gözlemlemek için iyi yerler.

Fakat perileri her yerde görmek mümkün. Bazen meteorları izlemek için kameralarına sarılan gözlemcilerin objektiflerine de takılabiliyorlar.

ASIM'ın ana amacı bu "geçici parlak olayların" arkasındaki dinamikleri incelemek.

Uzay istasyonuna gönderilen cihazlar arasında saniyede 12 kare kaydedebilen iki kamera ve x-ray ile gamma ışını detektörleri bulunuyor.

Bilim insanları bu sayede perilerin ve jetlerin bulutların neresinden oluştuğunu anlamayı hedefliyor.

Avrupa Uzay Ajansı'nın da katkılarıyla ASIM'ın en az iki yıl görev yapması bekleniyor.

Bu süreçte ASIM'ın günde en az bir "geçici parlak olaya" denk geleceği hesaplanıyor.

Dr. Neubert'e göre bu heyecan verici olacak:

"Şimşeklerin içinde neler olduğunu tam anlamıyla bilmiyoruz. Çok hızlı ve çok tehlikeli. O yüzden içerde olup biteni kavramak zor.

"Ama atmosferin üst tabakalarında geçici parlak olayları gözlemlemek daha kolay. Onlar şimşeklerin içine açılan bir pencere olacaklar."