Sözcü yazarı Nilay Örnek, Şanlıurfa’da bulunan ve dünyanın en eski ibadethanesi olarak kabul edilen Göbeklitepe’nin 8 ay boyunca ziyaret edilemeyeceğini yazdı. Örnek, “Göbeklitepe’nin üzerine koruyucu bir kapatma yapılacak. Bu nedenle de 8 ay boyunca Göbeklitepe gezilemeyecek” dedi ve yapılan örtünün işlevsel olmasını umduğunu söyledi.
Sözcü’de 19 Mart 2016 tarihinde yayımlanan Nilay Örnek’in “Gelecek ‘bu tip’ turizm” başlıklı yazısının ilgili kısmı şöyle:
Göbeklitepe sevdasıyla gittiğim Urfa’da hayranlıkla izlediğim projenin adıysa ‘Dünyanın En Eski Tapınağı Göbeklitepe’de Taş İşçiliği’. Türkiye’nin ilk kadın taş işçilerini yetiştiren proje. Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası tarafından Şanlıurfa Valiliği ortaklığıyla yürütülen projenin koordinatörü Nihal Dörtkardeş ve Urfa’da herkesin bildiği yöresel lezzetlerin merkezi Cevahir Han’ın etkileyici sahibesi Asuman Yazmacı oluşturmuş projeyi. Eski Urfa’nın taş evlerinden, taş işçiliğinden esinlenerek… Tarihçi Cihat Kürkçüoğlu ile Urfa desen ve motiflerini çıkarmışlar. Bu desenler artık tüm yeni binalarda kullanılacak. Kursun hocası sülalece taş işçiliğinin erbabı olan, alaylı Ali Rıza Cihanbeyli. Başak Kayır, Sevda Alat, Ayten Dürmüş, Türkan Barut, Murat Özben, Feyzullah Yıldırım, Osman Kaba, Mehmet Yaşar, Halit Genç kursiyerler. Hepsi Harran Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri. Bu eğitimin ardından bir atölye açmak, planları… Projeyi artık Eyyübiye Belediyesi yürütüyor; taş işçiliği kursu alan kadınlara günde 20 TL veriliyor; ayda 600 TL kazanarak ‘öğreniyorsun’. Nihal Hanım, “Turist gelsin istiyoruz ama hiçbir turistik eşyamız yok. Millet poşu alıyor, o bile ‘Made in India’. Biz modern tasarımlarla geleneksel işleri bir araya getirmek istiyoruz” diyor.
Göbeklitepe kaplanmak için 8 aylığına kapanıyor!
Bulunmasıyla dünya tarihini değiştiren, dünyanın bilinen en eski (12 bin yıl öncesi) kült yapılar topluluğu Göbeklitepe’yi gezmek bir süredir çok da keyifli değil anladığım. Benim de Türkiye’de en çok görmek istediğim yer olmasına rağmen, koruma amaçlı lalettayin üzerinin kapatılmış, eserlerin arasına girilemeyen halinin hevesimi kırdığını söylemeliyim. Türkiye’nin metrekare olarak en büyük müzesi olan Şanlıurfa Müzesi’ndeki birebir replikasında dolanmak, taş işçiliğini, üzerindeki sembolleri görmek daha tatmin edici, öyle diyeyim. (Bu arada müze gerçekten çok iyi!) Şimdi projeler sunulmuş, ihaleler bitmiş, bu ay içinde çalışmalara başlıyormuş;
Göbeklitepe’nin üzerine koruyucu bir kapatma yapılacak. Bu nedenle de 8 ay boyunca Göbeklitepe gezilemeyecek. Uzun bir süre; umarım yapılan örtü ferah ve işlevsel olur!
18 kilometre mesafede Örencik Mahallesi yakınlarında bulunan ve ilk kez 1963'te İstanbul ve Chicago üniversitelerinden araştırmacıların yüzey çalışmaları sırasında fark edilen Göbeklitepe'deki kazı çalışmaları, o tarihten bu yana düzenli devam ediyordu. Şanlıurfa Müzesi ve Berlin Alman Arkeoloji Enstitüsü tarafından 1995'ten beri ortaklaşa yürütülen çalışmalarda, neolitik döneme ait yabani hayvan figürlü "T" biçimli dikili taşlar, 8-30 metre çapında dairesel ve dikdörtgen şekilli dünyanın en eski tapınak kalıntıları, çok sayıda yabani hayvan figürü, insan heykeli, dikili taşlar ve yaklaşık 12 bin yıl öncesine ait olduğu belirtilen 65 santimetre uzunluğunda insan heykeli gibi tarihi eserler bulunmuştu.