Göbekteki yağlanma depresyonla bağlantılı

Göbekteki yağlanma depresyonla bağlantılı
Yapılan son araştırmalara göre, göbek çevresindeki yağlanmayla depresyon arasında bağlantı olması muhtemel. Dr. Hasan İnsel, Milliyet gazetesindeki yazısında (08.01.09), bu konuda yapılan son araştırmayı ve yağlanmanın depresyonla bağlantısını anlatıyor. İnsel’in yazısı şöyle: “Göbekle yağlanma ile depresyon arasındaki bağlantı, depresyondan sonra neden sıklıkla diyabet veya kalp hastalığının geliştiğini de açıklayabilir. Hollandalı araştırmacıların 2 bini aşkın kişide yaptığı bir çalışmaya göre, göbek çevresinin genişlemesine sebep olan yağ artışı ile depresyon arasında bir bağlantı olması muhtemel. Göbekle depresyon arasındaki bağlantı, niçin depresyondan sonra sıklıkla diyabet veya kalp hastalığının geliştiğini de açıklayabilir. Hatırlamakta yarar var, göbek çevresinin genişlemesi, yani karın bölgesinden şişmanlamak, diğer deyimiyle elma vücutlu olmak, kalp-damar ve daha başka hastalıklar bakımından çok önemli bir risk faktörü. Arzu edilen göbek çevresinin hanımlarda 80 erkeklerde 94 cm’nin altında olması. Kadınlarda 88, erkeklerde 102 cm’nin üstünde ise ciddi riskler başlamış oluyor. JAMA dergisinde yayınlanan Amerikan Kalp Cemiyeti’nin yeni önerileri kalp hastalarında bazı basit sorular sorarak depresyon taraması yapılması doğrultusunda, zira böyle bir taramayla depresyonun bulunması ve tedavisinin, hastaları koruyabileceği düşünülüyor. Kalp krizi geçirenlerde depresyon, genel nüfusa göre üç kat daha sık. Bu nedenle eğer günlük yaşamınızda mutlu değil, bazı şeyler sizi eskisinden fazla etkiliyor veya yakınlarınız size pek bir sinirli olduğunuzu söylüyorlarsa, bu durumu doktorunuzla paylaşmanızda yarar var. Kolesterol rakamlarınız Hissedilen bir zararı olmadığından, kolesterolünüzün yüksek olduğunu unutmak çok kolaydır. Bu nedenle tedaviye ve yaşam tarzı değişikliklerine uyum da zamanla gevşeyebilir. Kolesterolü yüksek olanların ve başka risk faktörleri bulunanların doktorlarının önerdikleri aralıklarla, ama en geç yılda bir defa test yaptırmaları ve doktorlarıyla ilaç dozlarını ayarlamaları gerekir. Genellikle kolesterol tek başına ölçülmez. Birkaç test bir arada yapılır ve bu ölçümde genellikle aşağıdaki testler yer alır: LDL (düşük dansiteli lipoprotein kolesterol, “kötü” kolesterol olarak da bilinir) HDL (yüksek dansiteli lipoprotein kolesterol, “iyi” kolesterol olarak da bilinir) Trigliseridler (yediklerimizden kana karışan yağlardır. Vücutta fazla kaloriler, alkol veya şeker trigliseridlere dönüşerek vücuttaki yağ hücrelerinde depolanır.) Kolesterol (HDL, LDL, VLDL gibi lipoprotein cinslerinin toplamıdır) Kolesterol tedavisi kişiseldir ve doktorunuz size en uygun tedaviyi planlayacaktır. Başkalarının kullandığı ilaç ve beslenme tarzı belki de sizin için uygun olmayabilir. Kolesterol değerleriniz normale gelirse ilacınızı kendi kendinize azaltmayın veya kesmeyin, unutmayın kolesterol tedavisi uzun yıllar belki de ömür boyu devam edecek bir tedavi olabilir. LDL Kolesterol LDL kolesterol atardamarlarınızda birikerek kalp hastalığı olasılığını artırdığından, bu tip kolesterol “kötü” kolesterol olarak adlandırılır. LDL kolesterol rakamınız ne kadar düşükse bu, sağlığınız için o kadar iyidir. Bazı görüşlere göre, enfarktüs geçirmiş veya stent konmuş, bypass olmuş kişilerde, LDL kolesterolün 70’in altında olması önerilmektedir. HDL Kolesterol HDL kolesterol - “iyi” kolesterol rakamı ne kadar yüksekse o kadar iyidir çünkü HDL “kötü” kolesterolü kandan toplayarak onun damarların duvarında birikmesine engel olmaktadır. Total Kolesterol Total kolesterol LDL kolesterol, HDL kolesterol, VLDL kolesterol ve diğer lipit bileşenlerinin toplamıdır. Total kolesterol düzeyinin 200’ün altında olması önerilir. Trigliseridler Trigliseridler gıdalarda ve vücutta kimyasal olarak en yaygın bulunan yağ formudur. Sıkılıkla kalp hastalıkları, şeker gibi durumlara eşlik eder, ama kendisinin direkt bir etken olup olmadığı kesin belli değildir. Yüksek trigliserid düzeyi ile koroner arter hastalığı arasında bir bağlantı olduğu düşünülmektedir.”