Almanya'da yaşayan yabancıların durumuna ilişkin göç ve uyumdan sorumlu devlet bakanlığı tarafından hazırlanan rapor, uyum konusunda ilerleme sağlansa da, göçmen kökenli çocukların eğitimde Alman yaşıtlarına göre geride kaldığını ortaya koyuyor. Çarşamba günü Federal Bakanlar Kurulu'nda görüşülen yaklaşık 600 sayfalık rapor, Göç ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer tarafından Berlin'de düzenlenen basın toplantısı ile tanıtıldı. Eğitim, meslek eğitimi, istihdam piyasasının yanı sıra göçmenlerin toplumsal yaşama katılımı ve vatandaşlığa geçiş gibi hukukî alana ilişkin durumu ortaya koyan rapor, 2008 yılı verilerine dayanıyor.
Göçmen çocukların eğitim durumu
Göç ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer’e göre milli takım, Almanya’nın çeşitliliğini ve bir ”uyum ülkesi” olduğunu gösteriyor. Zira milli takımın kadrosundaki 23 futbolcudan 11’ini göçmen kökenliler oluşturuyor. Alman milli takımına girmeyi başaran göçmen kökenliler gibi başarılı örneklerin bulunduğuna işaret eden Böhmer, ancak uyum konusunda hâlâ büyük eksikliklerin bulunduğunu vurguladı. Bakan Böhmer, beş yaşın altındaki her üç çocuktan birinin göçmen kökenli olduğu Almanya’da, en önemli konunun eğitim olduğunu ifade etti ve sözlerini şöyle sürdürdü:
"Göçmen kökenli ailelerden gelen gençler arasında diploma almadan okulu terk edenlerin sayısı hâlâ çok yüksek. Bu oran göçmen kökenlilerde yüzde 13,3 iken, Almanlarda ise yüzde 7."
Bunun yanı sıra rapora göre, göçmen kökenli gençler arasında, üniversitede öğrenim görmeye doğrudan olanak sağlamayan orta dereceli okul ”Hauptschule”ye gidenlerin sayısının yüksek olduğu vurgulanıyor.
Alınacak önlemler
Bakan Böhmer, eğitimdeki sorunların aşılması için alınması gereken ilk önlemin çocukların küçük yaştan itibaren desteklenmesi olduğunu söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
”Yani bunun kreşten itibaren çocuklara dil konusunda destek verilerek, ilkokula hazırlanmaları gerekiyor. Göçmen kökenli ailelerin çocuklarının Almanlara göre daha az kreşe gönderildiği göz önünde bulundurulunca, üstüne basarak şunu ifade etmek istiyorum, çocukları okula başlamadan önceki yıl kreşe göndermek zorunlu ve parasız olmalı.”
Böhmer bunun yanı sıra okullarda göçmen kökenli öğretmenlerin sayısının artırılması ve velilerin de desteklenmesi gerektiğini söyledi. Almanya'da eğitim eyaletlerin karar vermesi gereken bir alan olduğu için, Böhmer önerilerini eyaletlerin eğitim ve kültür bakanlarına da sunduğunu hatırlattı.
Meslek eğitimi sorunu
Rapora göre, göçmen kökenli gençler, meslek eğitimi konusunda da Alman yaşıtlarından geri kalıyor. Her iki Alman gençten biri meslek eğitimi için yaklaşık üç ay beklerken, göçmen kökenli gençler arasına bekleme süresi on yedi aya kadar çıkabiliyor. Böhmer, bu sorunu aşmak için işletmelerin göçmen kökenlilere açık olduğunu gösteren ”çeşitlilik sözleşmesi” (Charta der Vielfalt) adlı projeye devam edeceklerini belirtti. ”Aynı niteliklere sahip olan göçmen kökenli gençlere, Almanlarla aynı fırsatların sunulması gerektiğini sık sık hatırlatmak zorunda kalıyoruz. Hiç kimse ismi veya kökeni nedeniyle dışlanmamalı. Bu nedenle de buna karşı önlem almak gerekiyor. Burada bir önlem aracı olarak çeşitlilik sözleşmesini görüyorum.”
Göç ve Uyumdan Sorumlu Bakan Böhmer, istihdam piyasasında da fırsat eşitliğinin önemli olduğunu vurguladı. Böhmer, Almanya’da öğrenim görmüş göçmen kökenli gençler arasında ailelerinin geldiği ülkeye dönenlerin sayısının artmasını ise üzüntüyle karşıladığını belirtti.
Diplomaların tanınması
Böhmer göçmenlerin istihdam alanındaki sorunlarının çözülmesi için alınacak önlemlerden birinin Almanya dışındaki üniversite ve yüksek okullarda alınan diplomaların tanınması olacağını söyledi. İlgili yasa tasarısı üzerinde çalıştıklarını hatırlatan Böhmer, tasarının bu yılın ikinci yarısında hazır olmasını planladıklarını belirtti.
Rapora eleştiriler
Eğitim meselesinin ön planda yer aldığı rapor, özellikle muhafelet partileri tarafından eleştirildi. Muhalefet, hükümeti göçmenlere yönelik siyasetinde yetersiz kalmakla suçluyor.
Almanya Türk Veli Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Berrin Alpbek ise, özellikle eğitim konusunda hükümetin sorunun kaynağına inen önlemler almadığını savundu. ”Bizce asıl sorunun kaynağı Almanya’daki ayrımcı eğitim sistemi. Üç ayaklı eğitim sistemi, çocukları özellikle göçmen kökenli çocukları ve sosyal açıdan zayıf ailerden gelen çocukları da ayrımcılığa tabi tutuyor. Çok erken yaşlarda çocuklar birbirinde ayrılarak, 'Hauptschule'ye, 'Realschule'ye veya 'Gymnasium'a göndererek, bu çocuklara daha küçük yaşlarda siz bu toplumun en alt kesimlerini oluşturacaksınız mesajını veriyor.”